🦇

166 12 14
                                    

Ne demek biz mahkumuz, benim şu çektiğim altı yıllık işkence bana yetti daha fazla mahkum olarak kalmaya hiç niyetim yok. Ayrıca ne olmuş yanlışlıkla aramışsak, bunun dışında biz bile aramamışken ne diye biz içeri giriyoruz. Madem içeri girmemiz gerekiyordu sadece efe girseydi, biz mi aradıkta suçu bize atıyorlar. Aslında efeme de kıyamam ama ciddi bir aptallık yaptı. Nerede adalet! Bıktım usandım artık ne zaman insan gibi normal bir gün geçireceğiz. "Evet sayın mahkumlar...Kusura bakmayın sizide burada tuttuk,arkadaşınıza sağlık diliyorum çıkabilirsiniz." Allahım sana şükürler olsun ki efenin yaptığı aptallık yüzünden herhangi bir ceza almadık tabi bunda alazın ve ekibininde büyük bir payı vardı.
"Alaz"
"Efendim güzelim?"
"Elvan nerede"
"En son biz hazırlandığımızda uyuyordu sirenler belki onu uyandırmıştır, bilemiyorum ama ben çıkmadan önce ishak ve aslı'ya elvan ve evren'e bakmaları konusunda uyardım. Merak etme akıllı kocan her şeyi halletti."
"Aferim benim akıllı kocama" dediğimde alaz bana tebessüm ederek saçımı okşuyordu, saçımı okşadıktan sonra elimi tutarak bir öpücük kondurdu. Sonunda şu cehennemden kurtulmuştuk, yaklaşık iki ila üç saat arası içerde kalmıştık ve hepimizin uykusu gelmişti. Eve girdiğimiz gibi kendimizi yatağa attık. Ben artık ne kadar yorulmuşsam kafamı koyduğum gibi gözlerim kapanmıştı, sadece alazın söylediği sözleri işittim. "Uyku problemlerimi çözdüğün için sana minnettarım kadın, seni ve elvanı çok ama çok seviyorum beni bırakıp sakın gitme." Son olarak işittiklerim bunlardı ve alazı ne kadar çok sevsemde bunu dile getiremeden uykuya dalmıştım bile.

Ne zaman sabah olduğunu bile anlamamıştım ama elvanın yatakta zıpladığını fark ettiğimde sabah olduğunu anlamıştım. Yatakta doğrulup elvana sarıldım, gözlerim sağıma kaydı alazı arıyordum ama alaz yanımda değildi. Elvanı evren ile oyanamaya ikna ettikten sonra elvanı gönderebildim nihayet, ayağa kalktım ve üstüme uzun bir tişört, altıma ise bol pantolon giydikten sonra aşşağıya indim.

Gördüklerim karşısında gülmemi durduramadım, Yiğit ve süslü birbirlerine sımsıkı sarılmıştı, naz hastaneden geç gelmişti, yiğit de onunla beraber geldiği için geldikleri anda mayışmışlardı.Nazın ise neden bayıldığını hiç birimiz hala bilmiyorduk bu sabah yiğit söyler diye düşünmüştük. Yiğit ve nazın önlerinde ise elvan ve evren vardı nazın karnına şaşkınlıkla bakıyorlardı.Olmasını alsa istemeyeceğim şey yaşandı, naz uyandı ve karşısında çocukları görünce şaşırmış olacak ki çığlığı basmıştı.Yiğit'in küfür savuran sesi de en az Naz kadar yüksek bir sesti. Karı koca böyle bağırır mı bunlar bir süre kulaklarım kanayacak ama alışabilirim sanırım. Naz yiğitten özür diliyordu ama yiğit nazın elindeki terliği görmüş olacak ki kendisine fırlatmasından korktuğu için nazı üzecek yada kızdıracak bir şey söylemiyordu."Elindeki terliği ne zaman bırakacaksın nabia?" Evet her zaman ki gibi yiğit süslüye asla ismi ile seslenmiyordu. Yiğit ile naz o kadar yakındı ki yiğit bu sefer terlikten kaçamamıştı. Evren ve elvan ise kahkahalarla gülüyorlardı.
"Ya ne gülüyorsunuz, Naşide sende elindeki terlikle bana vurmayı keser misin çocuklara kötü örnek oluyorsun"
"Ben mi kötü örnek oluyorum, anladım ben hiç iyi bir anne olamayacağım değil mi?" Naz hamile olduğu için çok duygusaldı, resmen yiğitin söylediği her şeye ağlıyordu artık ağlak'ın rekorunu geçmişti.Bu sefer özür dileme sırası yiğitteydi ve nazın gönlünü alabileceğini hiç sanmıyordum. Yiğit ve naz'a büyük bir gülümseme ile bakarken, bir eli belimde hissettim.

Alaz elini belime koyduktan sonra omzumu öptü ve "Bugün biraz baş başa dışarıda dolaşsak mı, karıcığım?" dedi. Aynı şekilde ben de alazı yanağından öpmüştüm, başımı yukarı aşşağı sallayarak alaz'a sarıldım. "Sizin duygusallığınız bittiyse biz alaz ile dışarı çıkıyoruz diğerleri uyanınca bizi merak etmesinler, elvan'a bir kaç saatliğine bakabilirsiniz değil mi?"
Cümlemi bitirdiğim anda kapıdan dışarı kaçmıştık bile. "Elvan'ı yanımızda alsa mıydık acaba diyorum" dediğimde alaz sorun yok dercesine bakıyordu. Alaz "Bir şey olmaz hayatım merak etme, bizimle gelirse daha çok sıkılacağına eminim bırakalım da evren ile oynasın" dediğinde rahatlamıştım, ikimiz beraber yazlığın olduğu bölgeyi hiç gezmemiştik bu bizim için iyi oldu. "Alaz hemen buraya bak" alaz meraklı gözlerle kafasını bana çevirdi
"Ne oldu hayatım?"
"Baksana şunlara çok tatlılar, elvan'a da bir tane alalım mı?"
"Bilmem sen beğendiysen alalım"
"Ay bu kesin elvana çok yakışacak, annesinin kızı zaten ne giyse yakışır. Övünmek gibi olsun"
"Evet elvan tam olarak annesinin kızı, çok güzel, ne giyse yakışır. Çok konuşma konusunda da aynı annesi"
"Pardon bir kere biz hiç boş konuşmuyoruz her zaman dolu dolu konuşuruz, eğer biz konuşuyorsak kesinlikle dinlemelisin çünkü anlatacığımız şeyler o kadar önemli olur k-" derken yine sözüm bölünmüştü. Ne bu böyle ya gelen giden sözümü bölüyor, hayır yani boş konuşsam tamam da ben gayet dolu konuşuyorum eğer beni dinlemiyorsan çok şey kaçırmışsın demektir. Beni susturmak için olacak ki dudağımdan bir buse almıştı. "Tamam hayatım tamam siz çok önemli şeylerden konuşuyorsunuz tamam" dedikten sonra kızına bak annesini al diyerek mırıldandı.

Yaralasar 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin