-11-

516 47 30
                                    

"Kemer, Yn. Bir kere de söylemeden yap. N'olursun?"

"Abi!" dedin sinirle yanda duran kemeri çekip deliğine sokarken. "Arka koltuktayım amına koyayım!"

Yanındaki Nanami'nin gözleri yavaşça sana kaydı. O sırada Gojo marketteki işini bitirip yanınıza gelerek Nanami'nin tarafındaki camı tıklattı ve onu beklemeden kapıyı açtı.

"Ne var?" Sarışın oğlan bıkkınlıkla gözlerini devirip tanrıdan sabır diledi. Çünkü, senin asla fark etmediğin, Satoru'nun kıskançlıkları bir an olsun bitmiyordu.

"İn aşağı."

"Sebep?" dedi sarı kaşlarını kaldırarak. Bunun üzerine Satoru da beyaz kaşlarını kaldırdı alayla.

"Önde oturamama fobim var."

"Hadi ya!" diyerek sinirle indi ve arabanın önünden dolaşarak ön koltuğa bindi. "Ne zamandan beri?"

"Bu sabahtan beri." Sırıtarak senin yanına oturup uzun bacaklarını iki yana gerdi. "Yn kusura bakma ama sığmıyorum, rahatsız olursan söyle."

Sen o sırada hiçbirini siklemeyip telefonundaki Yuuji'nin attığı komik videolara kıkırdıyordun.

"Ha?" dedin kafanı gömdüğün telefonundan kaldırıp yanında, sana doğru eğilip kendisini anlamanı bekleyen surata baktın. "Ha evet, evet. Söylerim." Yeniden karşına çıkan sakar hayvanlarla gülmeye başlarken Gojo başını arkaya yaslayıp göz ucuyla seni izlemeye koyuldu.

Üzerinde bir çift göz hissettiğinde dikiz aynasında Suguru'nun "senden iflah olmaz" bakışlarıyla karşılaştı. Daha sonra da Nanami'nin çatık kaşlarıyla...

"Ne bakıyorsun lan, düdük?" diye içinden geçirse de tek yaptığı umursamamaya çalışıp yeniden sana bakmak oldu.

"Yn."

"..."

"Salak kız!"

"Ne var?!" Telefonu sinirle kapatıp kucağındaki sırt çantanın üzerine çarptın. "Beni bi' salsanıza lan!"

"Yarın sabah annem alacak seni Megumilerden. İşiniz mi ne varmış. Sabahlayıp akşama kadar uyumayın, erken kalk."

"Annem bunu neden sana söylüyor?"

"Ona sorarsın orasını da. Dediklerimi anladın mı?"

"He he. Anladık."

Çantandan dudak parlatıcını çıkarıp dudaklarına sürdün. Tadından dolayı sürekli yalayasın geldiğinden beş dakikada yok oluyordu.

"Hey Satoru," Oğlana döndüğün an tam tersi tarafa kaçırdığı gözleri neredeyse kahkaha atmana sebep olacaktı.

Birkaç kere öksürdü. "Hm? Bir şey mi oldu, rahatsız falan mı ettim?"

"Yok. Ne aldın marketten?"

"Meyve falan. Hastaya ne götürülür ki?"

"Ne meyvesi?"

Oğlan bacaklarının arasına, yere bıraktığı poşetleri kurcaladı.

"Çilek, muz, şeftali."

"A." Dudaklarını yaladın. "Çileklerden birkaç tane verir misin? Gerçekten çok açım." diyerek yavru köpek bakışlarını onun keskin buz mavisi gözlerine diktin.

"Yıkamadan yiyemezsin seni asalak."

"Sana ne be! Sana mı sorduk primat?"

"Abin haklı," diyerek güldü ve poşetlerden birini açıp sana bir muz uzattı. "Bunu yiyebilirsin."

Cipsimi Kim Yedi? || G. Satoru x YnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin