-21-

430 53 98
                                    

"Boşa umut vermek istemem, Yn. Fakat sonuçlar sandığınızdan, sandığımdan daha iyi."

Hastanede, doktorun odasında, masasının karşısında, tuhaf ve cildini rahatsız eden bir tür kumaşla kaplanmış tekli koltukta otururken duyacağın her şeye hazırlamıştın kendini.

Düzeltelim. Olumsuz her şeye. Çünkü bir gram bile umut yoktu içinde.

"Nasıl yani?" dedi annen sesindeki heyecana hakim olamayarak.

"Yanisi şu Bayan Geto: Yn neden başka hastane ya da alternatif doktorlara gitmek istemedi bilmiyorum, o kısmı sorgulamak da bana düşmez ama önceki doktorunuzu tekrar bir gözden geçirmelisiniz. Şu an elimde tuttuğum sonuçlar, küçük de olsa bir umut vadediyor."

Annen uzanıp senin, koltuğun kenarından aşağı öylece sarkan kolunu, oradan da elini buldu ve sıkıca kavradı.

"Pekâlâ! Nasıl bir yol izlememiz gerekiyor Doktor Bey?"

Şu an annenden ve karşındaki beyaz önlüklü adamdan o kadar soyutlanmıştın ki, konuşmaların devamı uğultu halinde kulaklarını yalayıp geçiyordu.

Kafanda dönen tek bir şey vardı: Rüyan.

Hastalıklı beynin nedense rüyayı kendi kendine devam ettirme eğilimi gösteriyordu ve sen dikkatini sürekli başka yöne çekmekten yorulmuştun. Bu yüzden yavaşça gözlerini yumdun. En son onu üzerinden mi itmiştin? Hayır, kendine mi çekmiştin? Üzerine mi çıkmıştın? Bacaklarının arasındaki belli belirsiz baskıyı hatırlıyordun. Beyaz tenini kavradığını... Onu kendine çektiğini... Seni nasıl öptüğünü hatırlıyordun. Sana bir şeyler söylüyordu, "üşümüşsün" demişti sanki. Kendi kafandan, sana bir şeyler dediğini düşünmeye çalıştın. Ama bilmiyordun ki, Satoru sana ne derdi? Aklına hiçbir şey gelmiyordu.

Güçlü parmaklar, elini kavrayıp yavaşça kendi göğsünden ayırdı ve seninkine bastırdı. Islak dudakları sırıtışına sakince bir son verdi ve sol kulağına yaklaşıp fısıldadı, sıcaklığını hissedebiliyordun: "Uyumak mı istiyorsun? İyi uykular bebeğim."

Yüzüne inen sert tokatla birlikte gözlerin acıyla açıldı. Tepende dikilen annen ve doktorla bakışıyordun.

"İyi misin?" dedi annen endişeyle. Sol yanağını tuttun. Sana yanıyor gibi geliyordu. Az önce gördüğün kısacık şeyi hatırlamaya çalıştın ama hafızanda sadece doktorun önlüğü kalmıştı.

"Evet- Ah! Anne, ne biçim vurdun ya? İyiyim, dikilme tepemde." Soğuk elini yanağında gezdirdin ve yavaşça sandalyesine ilerleyen doktora ufak bir bakış attın. Oturduktan sonra seni süzmüştü.

"Bu bayılmalar çok sık oluyor mu Yn?"

Bir saniye için beynin durdu. "Yani, epeydir olmadı."

"Ne kadar 'epey'?"

"Bilemiyorum, belki iki hafta."

Parmaklarını klavyede gezdirdi. "Hmm, demek bilemiyorsun. Peki, miden bulanıyor mu?"

"Bazen. Bayılacak gibi olduğumda ya da başım çok ağrıdığında."

"Hm hm."

"Yn, iyi misin cidden?" Yanında, endişeli gözlerle fısıldayan annene bakıp sorun yok manasında gözlerini yumdun.

"Biz annenle biraz konuştuk Yn. Tabii seni de o sırada dinliyor sanıyorduk, kafan öne düşene kadar."

"Affedersiniz, bayılmak istememiştim." dedin imayla. Sanki isteye isteye yapıyorsun gibi konuşmuştu ve şimdi başka bir doktora neden gitmek istemediğini yeniden hatırlamıştın.

Cipsimi Kim Yedi? || G. Satoru x YnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin