ÖĞRENCİ +18

BÖLÜM BİR

Sevgili okuyucular. Hepinize merhaba.

Yeni kitabın ilk bölümüyle karşınızdayım.

Her zaman ki gibi hatırlatmamızı yapalım: Bu kitapta aşırı derecede smut, yaş farkı, yasak ilişki vb. Unsurlar bulunmaktadır. Lütfen ona göre başlayınız.

İYİ OKUMALAR.



"Arzu Dolu Hatalar."

...

"Mila kızım yani biraz daha öyle bakarsan anlayacak adam."

"Anlasın. Amacım o zaten." Dedim büyük bir umursamazlıkla. Kimse beni bu adama bakmaktan alı koyamaz.

"Anlarsa felaket olur senin için yalnız." Okuduğu kitabının kapağını kapatarak ayaklandı. Zil çalmıştı ve ben yine duymamıştım. Hayır. Sağır değildim yada kulağımda herhangi bir problem yoktu. Sadece kendimi yine ona fazla kaptırmıştım. "Haberin yoksa diye söylüyorum."

"Hı hı." Ne dediğini bilmiyorum arkadaşım ama yine beni uyardığını var sayıyorum. Bu yüzden hı hı. Arkadaşım çıktığında basketbol sahasının köşesinde indirdiği eşyalarını toplayan hocama baktım. Yakışıklı hocama. Nedenini bilmediğim bir şekilde aşırı derecede seksi geliyordu. Bu kadar seksi olma be adam. Sonra ıslanıyoruz.

"Mila gelmiyor musun?" Eren'in sorduğu soruyu ona bakmadan cevapladım.

"Nereye?" Bu sırada Ateş hoca sahadan ayrılıyordu. Gözü son kez bana değdiğinde heyecanla gülümsedim. Küçük bir gülümsemeyle selamladıktan sonra kapıyı çekerek çıktı. Ah eriyorum. Bana gülümsedi. Yada arkamda oturan sınıf arkadaşlarıma. Ama benimle göz teması kurmuştu. Bana güldü. Ya bana bana. Bana gülümsedi. Gülümsemesinden daha fazlasını istiyoruz Mila. Evet kesinlikle daha fazlasını istiyordum.

"Kantine gidiyoruz."

"Aç değilim ben ya, gidin siz." Dedim diğerlerinde de gözümü gezdirirken. İrem'le bakışlarımız kesiştiğinde sinsice gülümsedi. Sonra Ateş hocanın çıktığı kapıya bakarak konuştu. "Evet. Arkadaşlar Mila aç değil. Az önce gözünü doyurdu nede olsa." Kaşlarım çattıldı. Ne diyordu bu salak? Konuşmak için ağzımı araladığımda benden önce biri konuştu.

"Ne diyorsun İrem? Açık açık konuşsana." Eren'in sesi sinirliydi. Ah kahramanım. Hiçbir şeyden haberi olmayan kahramanım. Yine beni koruyordu. İrem'in basketbol oynayan erkeklerinden -oyun bitikten sonra üstünü soyan oyunculardan- bahsettiğini sanmıştı. Büyük ihtimalle beni sınıfın diğer erkeklerinden kıskanmıştı. İrem'in hangi kapıya bakarak konuştuğunu görmesem bende sınıfın diğer erkeklerinden bahsettiğini zannederdim aslında ama İrem Ateş hocanın çıktığı kapıya bakarak konuşmuştu. Acaba ordan başka öğrenci çıkmıştı da ben mi görmemiştim? Hayır. Bu ima bu kadar basit bir şey olamazdı.

"Prenses anladı. Sen anlamasanda olur." Ve sırtını dönerek oturduğumuz bankın yanındaki küçük kapıdan çıktı.

"Ne dedi bu?" Sesim sıkıntılıydı. Anlamış mıydı? Ateş hoca bile anlamamıştı. Eğer İrem anlamışsa büyük sıkıntıydı. İrem ile konuşmalıydım eğer bir şey anlamışsa yahut şüphelenmeye başlamışsa başım büyük dertteydi.