Uyuyakalan minik melek

208 47 56
                                    

☁️ Çilekli bulutlarıma hatırlatma: İtalik olan cümleler Seungmin bebeğimize ait. Minho dahil hiç kimse duyamıyor. Kalın olanlar ise normal insanların konuşmaları ☁️

İYİ OKUMALAR AŞKLARIM ✨️🎀🧚‍♀️🍓

"Başım ağrıdı artık ya, üf yeter gidelim nolur. Dıpdıs dıpdıs edip duruyor hep burası. Bom bom, bam bam da ediyor. Şu garip hareketler yapan insancıklar da çok bağırıyor. Ay çok gürültü, çok gürültü!"

"Ulan Changbin, sıçacağım ağzına ya. Yeter lan, daha ne kadar içeceksin?"

"Aga sana ne? Defol git başımdan, dertliyim, kederliyim. İçeceğim ben bu gece."

"Gören de sanır bir bu gece içiyorsun.  Kes dramayı da kalk hadi. Yarın dersiniz yok mu oğlum sizin? Dağıtıyorsunuz götü başı."

"Ay benim Minho'ma bakın, hep haklı ya. Gerçi daha 24 saat olmadı beyefendiyle tanışalı ama ben bilirim. Hep haklıdır o."

"Diyene bak. Bizim var da senin yok mu?"

"Bak, bu Chan adam da haklı hep. Çok iyi dedin cınım."

Chan, Minho'nun gevşek gevşek sırıtmasına sinir olduğundan elinde tuttuğu ceketi fırlatmıştı yüzüne doğru. Minho ise hızlı refleksleriyle yüzüne gelen ceketi savuşturmuş ve yere düşürmüştü.

"Lan salak! Tutsana ceketimi! Kaç para o haberin var mı? Givenchy özel serisi o."

"Sence o para koyar mı bu ite?"

Changbin, Minho'nun onu zorla kaldırmasından dolayı hissettiği huysuzlukla konuşmuş ve hala oturup onları izleyen küçüklerine dönerek kalkmalarına yardım ediyordu. O sırada hala yere düşen ceketin fiyatıyla ilgili konuşmaktan yerdeki ceketi almayan Minho ve Chan ikilisi ise ceketin altında onlara yardım çığlıkları atan Seungmin Cielo'yu elbette duymuyordu. Chan ceketi fırlattığı sırada Minho'nun karşısında durup hayran hayran ona bakan minik melek üstüne gelen ceketi fark edememiş, Minho'nun ceketi itmesiyle de ceketin altında kalarak yeri boylamıştı.

"Yüce Amor! Yüce Arold! Ölüyorum nolur yardım edin! Her yer karanlık, ay çok karanlık! Nerede çıkış, nereden çıkayım? Buradan mı çıkayım? Bakim, yok çıkamadım. Şuradan sürünsem? Ay yok çıkamıyorum! İmdat nolur, yakışlıklı şeyler alın beni buradan. Ya nolur sıkıştım ben burada, hühü imdat!"

Herkesin ayaklanmasıyla çıkışa doğru ilerlemeye başlayan altılıyı, yerdeki ceketini alıp silkeleyen Chan takip etmişti. Tabii bu silkelenme sonucu barın diğer köşesine fırlayan Seungmin'den yine kimsenin haberi yoktu.

"Yüce babişko, uçuyorummmm, ayayayaya uçuyorrum!"

Aniden aldığı darbeyle kanatlarını da kontrol edemeyen minik Seungmin havada süzülerek birkaç takla atmış, sonra da zar zor bar masalarından birine tutunmuştu. Dönen başıyla beraber birkaç kez kendi etrafında dönen beden nihayetinde kendini toparlayabilmiş ve kendisini geride bırakıp giden arkadaş grubuna bakmıştı.

"Ay ay, hayırsızlar. Nereye gidiyorsunuz ya? Hühü beni bıraktınız burada. Ögh midem bulandı, çok döndüm. Bak ya üf! Siz beni hiç sevmiyorsunuz galiba ya! Almadan gittiğinize göre... Ama siz kim ya? Seveceksiniz ulan beni. Ay ulan dedim hihi Minho'mdan öğrendim ehehe. Ay dur, cıvıma Seungmin, sinirliyiz şuan onlara. Ulan Chan, göstereceğim sana."

Amoria | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin