↝ Lady Gaga & Bruno Mars - Die With A Smile ♬
Bir insan hafıza kaybı yaşadığında bildiği ve yaşadığı her şeyi unutur. Bu herkesin bildiği bir gerçektir. Lakin insan yalnızca hafıza kaybı yaşadığında sıfırdan başlıyor olmak zoruna gitmez, kendisine verilmeyen bilgileri edindiğinde de aynı durum söz konusu olur. Hiç bilmediği bir yönünü bir başkasından duyunca da hayattan ümidini kesebilir insan. Ya da hafızasına kazınan bir anıya ev sahipliği yaparak da o anının başrolü olabilir.
Adımlarım durmak bilmezken az öncesine dair yaşanan şeyleri sindirmek bir hayli güçleşmişti. Gerçeklik algımı kaybedeli belki de saatler olmuştu ancak varlığımı hissetmeyeli, sanırsam çok daha fazlaydı. Artık öyle bir duruma gelmiştim ki, ben gerçekten ben miydim yoksa bana öğretilen "ben" kavramı bir başkasının başrolde yer aldığı bir masal mıydı?
"Bütün bunlar da neyin nesi? Az önce bir ayin yaptım ve sen bir anda ışıklar içinde ortaya çıktın. Ayrıca halamın odasında bulduğum o günlük ne anlama geliyor? Bundan sonra ne olacak ve benimle derdin ne? Bana bir açıklama yapacak mısın artık?" Odanın içerisinde volta atmayı bırakıp bir cevap vermesi adına ona baktığımda aslında söylediğim hiçbir şeyi dinlemediğini, belki de umursamadığını anladım. Cidden, onu anlamak kadar zor olan başka bir şey var ise o da ona dikkati dağılmadan bir şeyler anlatmaktı.
"Söylediğim hiçbir şeyi dinlemedin, öyle değil mi?" Yatağımda oturmuş etrafı seyrediyor ve sanki ilk defa görüyormuşçasına dikkatle eşyalarımı inceliyordu. İleri geri sallanarak ayaklarını yere sürte sürte hareket ettirdiğinde tekrar anladım ki küçük bir çocuktan hiçbir farkı yoktu. Bunları, bile isteye ve hatta beni sinirlendirmek adına yaptığının bilincindeydim ama lafı söyledikten sonra hiçbir şey olmamış gibi hareket etmesi ve hatta sorduğum sorular da buna dahil olmak üzere, söylediğim şeyleri görmezden gelmesi gerçekten beni rahatsız ediyordu.
"Aslına bakarsan hepsini dinledim. Sadece bunu yaparken sana bakmadığım için dinlemediğimi düşündün. Ne o, yoksa ilginin üzerinde olmaması hoşuna gitmiyor mu?" Gözlerimi ardı ardına birkaç kez kırpıştırarak yaptığı imaları sorguladım. Kendini bu denli yüksek görmesi ve beni yetersiz sayması diğer birçok şeyin aksine rahatsızlık derecesiyle aynı raddede değildi. Bu, rahatsız olmanın yanı sıra onu fazlasıyla aptal gösteriyordu gözümde.
"Gerçekten, neden seni dinliyorum ki? Varlığın bile başlı başına bir gizem. Cevap vermek yerine beni geçiştiriyorsun. Söylesene, derdin ne senin? Bana bütün bu olanlar hakkında bir açıklama bile yapmadın." Derin soluklar alarak istemeyerek de olsa oturduğu yerden kalktığında üzerindeki karanlık varlığını belirginleştirmişti sanki. Duygularını saklıyordu, bunu her an benimle dalga geçiyor olmasından ve kaçamak cevaplarla beni geçiştirmesinden anlıyordum lakin mimiklerini o kadar belirgin kullanıyordu ki, dalga geçtiği zaman bile yüzündeki o sima her zaman ürkütücü bir ruh halini içinde barındırıyordu.
"Açıklama mı istiyorsun?" Adımları başucumda durduğunda varlığı istemsizce tedirgin etmişti. Başını hafifçe yana eğdiğinde aralık gözlerindeki karanlık simasına da işlemişti. Fazla ileri gitmiş olabileceğimi düşünerek özür dilemek adına ağzımı açtığımda benden önce davrandı. "Kaldırabileceğini düşünüyorsan, tabii, neden olmasın? Zaten amacım da bu fakat daha fazla gevezelik ederek canımı sıkmak gibi planların varsa soğuk gerçekleri benden öğrenmek yerine bizzat deneyimlemeni sağlarım." Gözleri yeterinde düşük değilmiş gibi yüz ifademi sorgularcasına daha da kısıldığında irisleriyle aramdaki mesafe belki de kilometrelere çıktı. "Ve inan bana, bu pek de iyi bir tercih olmaz."
"Bak, şu ana kadar pek hoş şeyler yaşamadık ve bütün bu olanların üzerinden henüz kaldırabileceğim kadar zaman geçmedi. Yani bir noktada beni anlamaya çalışamaz mısın?" Yorgun ve isteksiz gözlerle ona baktığımda az önceki öfkesi yerini anlayışlı bakışlara bırakmıştı. Şu zamana kadar oturup olan biten hakkında konuşmak yerine sürekli birbirimize bağırıp çağırdığımızdan hiçbir mesafe kat edememiştik. Dolayısıyla başlangıç çizgisi hâlen birkaç adım önümde duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ışığın soyundan gelen 𝜗𝜚 minsung.
Fantasydevam ediyor. ➴ bir kehanete göre ışığın soyundan gelen için adanan adaklar insan ırkının yetiştirdiği en lezzetli meyve sebzeler ya da eti ağız sulandıran kurbanlık hayvanlar değildi. o, gökyüzünün insanlık ve tanrı ulusu için bizzat indirdiği bir...