28

541 60 77
                                    

sunghoon'un uzun zamandır hissetmediği şeyler vardı, huzur gibi.

jake hayatına girmeden önce tekdüze bir hayata sahip olan sunghoon için jake mucize gibi bir şeydi. en azından sunghoon onu bu şekilde tanımlıyordu. ilk tanışmaları çok hoş olmasa ve kendisi birçok hata yaptığını kabul etse de neredeyse en başından beri farkındaydı; jake farklıydı ve hayatında köklü bir değişikliğe yol açacaktı. o gün bunu yeterince belirtmişti zaten. bu laflarını sana tek tek yutturacağım sunghoon hyung. seni kendime aşık edeceğim ve benim aşkım için bana yalvaracaksın. sadece bekle.. küçümsediğin esmer senin hayatında hiç unutamayacağın bir iz bırakacak. ve jake dediğini de yapmıştı. birbirlerinin hayatlarından bir gün çıksalar bile –ki böyle bir durumda sunghoon bunu engellemek için elinden geleni yapacağına emindi– jake onun hayatında hiç unutamayacağı bir iz bırakmıştı. dahasını da bırakacaktı ve sunghoon bunun pek tabii farkında olmasına rağmen ilk kez tedirgin hissetmiyordu. jake, sunghoon'un hayatına giren diğer kişilerin aksine kişiliği yüzünden ona sırt çevirip gitmemişti. ne olursa olsun kalmış ve onun duvarlarını indirmesini sabırla beklemişti.

jake ona göre başına gelmiş en güzel şeydi. buzdan ya da ateşten, artık hangisi daha yakıcıysa, duvarları vardı sunghoon'un; biraz geçmişte yaşadığı bazı olaylardan, biraz da kişiliğinden kaynaklı. bu yüzden sunghoon kimseye tam anlamıyla bağlanmak istememişti ve bu seneye kadar bunu başarmıştı da fakat jake ona bildiği tüm ezberleri unutturmuştu. sunghoon kendisini tamamen ona teslim etmişti ve korkmuyordu, ilk defa birine güvenmiş olmak onu tedirgin etmiyor ve terk edilme ihtimaliyle kafayı sıyıracak noktaya gelmiyordu. bu işin sonunda zararlı çıkacaksa bile umrunda değildi zira jake'e de söylediği gibi o jake'ten gelen her şeye tamamdı. mutluluk, heyecan, huzur, acı, hüzün, öfke ya da şehvet. jake'ten gelen hangisi olursa olsun bunu tamamıyla kabullenebileceğini düşünüyordu. yapardı da.

jake onun hayatına girmiş ve yıllardır sunghoon'un yakasını bırakmayan bu diken üstünde oturma hissini ondan söküp almıştı. tedirginlik yoktu, temkinli olma ihtiyacı yoktu.

teslimiyet.

sunghoon tamamen jake'e teslim olmuştu.

beyaz tenin üzerinde gezinen pembe dudaklar yüzünü gıdıklarken hayatının en huzurlu uykusunun kollarından ayrılmak üzereydi sunghoon. birkaç kez ateşi kontrol etmek için uyanıp sönecek gibi olduğu anlarda harlamakla birkaç dakika uğraşsa bile uzun zamandır uyuduğu en rahat uykuydu bu. bu yüzden uyanmamak için uzun süre direndi ancak yüzüne değen dudaklar durmak bilmiyordu.

tanıdık kokuyla sunghoon gözlerini aralamaya çalışsa da alışık olmadığı aydınlık yüzünden biraz beklemek zorunda kaldı. sonunda gözlerini açtığında kollarıyla onun iki yanından destek alarak üstünde, yüzüne öpücükler konduran jake'i gördü. esmer, onun uyandığını fark ettiğinde dudaklarını son kez sunghoon'un dudaklarına bastırıp kıkırdadı ve belinden yakalamaya çalışan sevgilisine fırsat vermeden hızla üstünden kalkıp uzaklaştı.

sunghoon gülümseyerek birkaç dakika bekledi. çekyattan kalkacak gücü topladığında hızla ayaklandı ve banyoya girerek elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı. ardından salona geri dönüp üstüne dün çıkardığı tişörtü ve pantolonu geçirdi hızla.

salondan çıktığında burnuna dolan, güzel bir şeyler piştiğini işaret eden iştah açıcı kokuyu ve birkaç çatal bıçak sesini takip ederek yerini bilmeden tek seferde bulduğu mutfağa girdi. jake tezgâha dönük bir şekilde bir şeylerle uğraşırken ve karşısındaki camdan saçlarına yalancı güneşin ışıkları yansırken sunghoon'un gözleri bir anlığına masaya kaydı. üstü tamamen dolmuştu ve her şey çok lezzetli görünüyordu. ağzı kulaklarına varana kadar gülümserken hâlâ kahvaltıyla uğraşan jake'e yöneldi adımları. sevgilisinin beline arkadan kollarını dolarken ağırlığını önce bir ayağına, sonra öbür ayağına vererek sağa sola sallandı. beline dolanmış kollar yüzünden kendisiyle birlikte sallanan jake kıkırdayarak kollarından kurtulmaya çalıştı.

when you looked at me, jakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin