viii

335 49 80
                                    

"jisu!"

jeongin e şubesinin kapısının önünden arkadaşına seslendi. sınıf arkadaşlarıyla konuşan jisu kaşlarını çatarak kafasını çevirdi ve el işaretleriyle ona gelmesini işaret eden jeongin'i gördü. göz devirdi.

"ne var yine?"

"gel gel!"

sesli bir şekilde nefes verdi kız. "arkadaşlarımla konuşuyorum, önemli değilse kaybol."

"çok önemli ama!" diye şansını tekrar denedi jeongin. jisu bıkkın bakışlarıyla ayaklandı. jeongin tam onu ikna ettiği için sevinirken jisu'nun arkasında kahveye çalan kızıl saçlarıyla sırada oturan yeji belirdi. jeongin'in ağzı şaşkınlıkla aralanırken onun bu hâlini gören yeji gülümseyip el salladı ona. ardından eliyle ağzını kapatıp kıkırdadı. jeongin telaşla sınıftan çıkarken jisu onu dürttü.

"ne yaşıyorsun be?"

şaşkınlıkla "ye-yeji!" dedi zavallı oğlan. jisu'yu omuzlarından tutup iyice sarstı. "yeji beni gördü! eyvah jisu, ne yapacağız?! nerelere gideceğiz jisu!"

jisu sertçe jeongin'in ellerini omuzlarından çekti. ona yargılayıcı bir bakış attı. "sakin ol dostum."

jeongin jisu'nun bu sakin hâlini görünce daha da telaşlandı. "nasıl sakin olayım? hani bu kız beni pinterest oğlanı sanıyordu?"

jisu kendini tutmaya çalışsa da başarısız olup bir kahkaha patlattı. jeongin kafasını yana eğip neler döndüğünü çözmeye çalışırken jisu onu kolundan sürükleyerek yangın merdivenine getirdi.

geçen gün jeongin'in yaptığı gibi kapıyı ittirdi ve etrafı kontrol etti. jeongin'in kaşları çatılmıştı. "ne sikim döndürüyorsunuz siz?"

jisu burnundan güldü. "sakin ol koca oğlan, yakalanmadın merak etme."

jeongin tam rahatlayarak derin bir nefes veriyordu ki jisu "her şeyi anlatmıştım zaten." diye darbeyi geçirdi jeongin'e. jeongin'in gözleri kocaman açıldı.

"ne?!"

jisu tekrar kıkırdadı. "tamam tamam, anlatıyorum şimdi. iyi dinle beni."

jeongin usul usul kafa sallamaktan başka bir şey yapamadı. içten içe hyunjin'in kulağına gitmemiş olması için dua ediyordu çünkü dün hyunjin'in yazdıklarından anladığı kadarıyla hyunjin jisu'yu -ya da lia'yı- görmüştü.

"ben her şeyi anlattım yeji'ye. yeji artık biliyor ki ona yazan bendim fakat senin fotoğraflarını kullandım, sen de hyunjin'e benim fotoğraflarımı kullanarak yazdın."

"ciddi misin?!" diye çıkıştı oğlan. "niye yaptın böyle bir şeyi? bana sormadan hem de!" diyerek bağırdı.

jisu'nun gülümseyen ifadesi bir anda ciddi bir hâl aldı. tehditkar bakışlarını karşısındaki çocuğa doğrulttu. "ilk önce o sesini indir."

jeongin göz devirerek sustu. jisu devam etti.

"aynı okulda seni yeji'nin, beni de hyunjin'in asla görmeyeceğini düşünmen tam bir aptallık. aynı okulu geçtim aynı kattayız bir de. mantıklı düşün biraz."

jeongin kabullenerek kafasını aşağı yukarı sallarken jisu devam etti. "ayrıca hyunjin böyle bilmiyor, merak etme. ben bunları yeji'ye anlatırken ondan hyunjin'e söylemeyeceği konusunda söz aldım."

kafasını doğrulttu jeongin. "ama bana dün yazdı ki-"

"yarın okulda görüşürüz' değil mi?"

jeongin jisu'nun bunu bilmesine şaşırdığı için kaşları havalandı. bu mesajdan ona bahsetmemişti bile. jeongin'in şaşırdığını gören jisu ise sırıttı.

faking / hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin