jisu'nun bahçeli, büyük evinin bahçe duvarından içeri baktı jeongin. birkaç kişi dışarıda alkol alıyor, kimisi sigara içiyordu. içerideki boğuk müzik sesi pencerelerden dışarı çıkıyırdu. oturanlara bakılırsa jisu okuldaki büyük sınıfları da çağırmıştı.
yanındaki aynadan kendine bakan kıza dönerek "hadi gidelim artık." dedi jeongin. "zaten iki saat seni bekledim, bir türlü hazırlanamadın."
"dikkatimi dağıtma. eyelinerım yamulmuş, onu düzeltiyorum."
göz devirerek elini sarı saçlarına geçirdi yanındaki. "parti bitti, hâlâ eyeliner diyorsun. yürü artık..."
shuhua gözlerini aynadan çekip yargılayıcı bakışlarla jeongin'i süzdü. jeongin 'ne var?' der gibi kafasını sallayınca "bana laf edeceğine biraz çekidüzen ver kendine." diye yakındı.
kız aynayı kapatıp jeongin'e döndü. eliyle çocuğun saçlarını düzeltti ve çantasından bb krem çıkarıp sürülmesi gereken yerlere sürdü. jeongin gözlerini kırpıştırıp genç kızın yaptıklarını izliyordu.
"böyle daha iyi..." deyip geri çekildi shuhua. sonra aklına bir şey gelmiş gibi hemen çantasından çıkardığı şeyi jeongin'e gösterdi.
"işte son dokunuş. hem de kiraz aromalı..."
dudak kremini jeongin'in dudağına sürdü. jeongin yine ses çıkarmadan kızı bekledi. shuhua'nın talimatıyla dudaklarına hafif renk veren kremi yaydı ve telefon kamerasıyla kendine baktı. tatmin olmuş bir gülümseme belirdi yüzünde.
"aslında kendine biraz dikkat etsen o kadar iğrenç ve mide bulandırıcı değilsin..." dedi shuhua. "ama maalesef makyajla aptallığını gizleyemiyoruz."
"aynen ondan, sağ ol shuhua."
ikili sonunda kapıya doğru yürüdü. tam kapının önüne vardıklarında duraksadılar.
"sanırım koluna girmem gerek..."
jeongin istemeye istemeye kolunu uzattığında shuhua çok sıkı olmayacak şekilde çocuğun koluna tutundu. tam ilerleyip kapıyı açacakları sırada shuhua jeongin'i yine durdurdu ve oğlanın giydiği beyaz gömleğin yakasındaki düğmelerden birkaçını saldı. böylece jeongin'in köprücük kemiklerinin ucu gözükmüştü.
"sen de amma profesyonelmişsin." diye dalga geçti jeongin. shuhua ise göz devirdi ve "çok meraklı değilim, her şey senin hyunjin'in içindeki gizli gayi ortaya çıkarıp yuna'dan uzaklaşmasını sağlaman için." diye karşılık verdi.
sonunda bahçeyi geçip eve girdiklerinde müzik sesi doldu kulaklarına. ev oldukça lüks, içerisi alabildiğince kalabalıktı. bütün okul eve doluşmuş gibiydi. bu kadar insanın içinde jisu oradan oraya koşuşturuyor, büyük sınıflardan sarhoş olmuş kişileri dışarı atmakla uğraşıyordu. gözleri shuhua ve jeongin ikilisini yakaladığında yapmacık bir gülümsemeyle yanlarına gitti.
"hoş geldin jeongin, parti bitiyor sen anca geliyorsun. çok sağ ol ya."
mahcup bir gülümseme ile kıvrıldı jeongin'in dudakları. "yarımdaki prenses hazretleri bir türlü hazırlanamadı, benim gerçekten suçum yok."
shuhua ona dik dik baktığında "neyse..." diye mırıldandı jeongin. "alkollü içecek mi dağıtıyorsun? legal mi bu?"
burnundan gülerek cevap verdi jisu. "ben dağıtmıyorum ki, 12'ler getirmiş. onlar nasıl geldi buraya onu da bilmiyorum. neyse- karina rahat bırak winter'ı! tanrım... hayır başlamayın yine dövüşmeye! beomgyu, haewon bir şey yapın!"
bıkkınlıkla nefes verip şakaklarını ovuşturdu yorgun kız. "sabahtan beri gelip gidenle uğraşıyorum. amacım başkaydı oysa... giselle, ningning burada öpüşemezsiniz! yürüyün gidin bahçeye ya..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
faking / hyunin
Fanfiction[texting+düzyazı] jeongin, jisu'nun fotoğraflarını kullanarak fake hesap açar ve hyunjin'le sevgili olur. _________________________________________ lia YYYYYAAAAAAA ASKIIMMMMMMM🥺😭😭🎀🎀💓💓💓💓💓💓💓💓 PEKI MEHTER MARSI CALAN ALARM OLSAM CALDIGIMD...