4

4K 128 89
                                    

Arabada geçen o konuşmadan sonra arabadan inmiştik ama ben hala korkuyordum.

Bununla birlikte yürümeye başladığımızda aradan geçen beş dakikada artık o gösterişli binanın içine girmiştik.İçerisi aslında beklediğimden daha sade bir yapısı vardı.

Ve fazla insan yoktu bide yada hiç yoktu dışardaki bir birinden pahalı arabalar peki?

Göz devirip içimden saçma diye geçirdim istemesemde hoştu ama.

Ben bunları düşünürken bir anda omuzuma atılan kola irkildim. Ve Ateş tarafından ilerlemeye devam ettim. İçimde bir tedirginlik vardı bide  sanki bir bokluk olacaktı. 

Ateş ile ilerlerken uzun bir koridordan geçmiştik tekrardan ve yine bir dönüş daha.

Yaklaştımızı anlıyordum artık artık sonunda. Seslerin geldi kapıya varmıştık ama sadece bir kaç adım kalmıştı.

Ateşin omuzumdaki kolunu çekip beni durdurduktan sonra siyah takım elbisesinden iki siyah maske çıkarmıştı birini kendine takıp diğerinde bana takmam içini uzatmıştı.

Sorgulamadan elindeki maskeyi alıp takmıştım. Tam ben tekrar ilerliyeceken beni kolumu tutup kendine çevirmişti.

Bu beni biraz korkmuştu. Siyah gözlerini bana dikip konuşmaya başladı.

"Sakın ha seni uyarıyorum. İçeride ne olursa olsun konuşmicaksın bizimle de ne olursa olsun. İçerideki herkes güvenilmez biz dışında. Son olarak biz izin vermedikçe zor durumda kalmadığın sürece yanımızdan ayrılmayacaksın"

Baya tırsmıştım şimdi bunları söylerken çok sert konuşmuştu bide. Şimdi de ben den cevap gibi bekleyen bakışlar atınca.

Konuşmamı istemedinden hemen hızlıca kafamı salayıp. Elini bana tutmam için uzatınca hemen tutmuştum sorgulamadan. İçerde kim bilir ne ile karşılaşacaktım.

Elini hemen tutmamdan memnun olmuş bir şekilde sanki hafif bir şekilde sırıtıyordu ama pek belli etmiyordu ya da ben yanlış görmüşüm.

Göz ucuyla baktığımda İçerde tek tük insan vardı ve hepsi birbirinden ciddi bir şekilde duruyordu etrafta sadece birkaç konuşma sesi duyuluyordu.

Beni neden böyle bir yere getirmişlerdi şimdi?

Ateşin elimi daha sıkı tutmasıyla birlikte hızlı adımlarla kenardaki bar sandalyelerin yanına doğru ilerlemeye başladık.

Ateşe ayak uydurmak bile zordu sanki koşuyor gibiydi ama onun bir adımı zaten benim üç adımımdı.

Gittiğimiz yere doğru baktığımda gözüme çarpan kişi kumral dalgalı uzun saçlarından anlaşılacağı gibi gördüğüm Cenk'ti.

Elindeki bardağı sağa sola sallayıp Bir yudum içtiğini gördüm aramızda neredeyse on beş adım vardı ve Ateş hızla oraya doğru ilerlemeye başladı aynı hızla benimle birlikte.

Masaya vardığımızda sandalyeler biraz yüksek olduğu için ateş beni kucana alıp Cenk ile arasında olan sandalyeye oturtturdu.

Oturduğu gibi birkaç saniye sessizlik olduğundan ikisine tek tek baktığımda Ateş cenk'e soru soran gözlerle bakıyordu. Galiba atlasın nerede olduğunu merak ediyordu ya da biliyordu ve bunu sadece ben merak ediyordu.

Konu başka bir şey~

🍼

YARIM SAAT SONRA

(Aklıma çok pis şeyler geldi bundan sonrasını yazarken JDKSNSKSSN)

Aradan geçen dakilar sonunda Atlas gelmişti. Bu süreçte bir çok aynı bizim gibi siyah maske takan adamlar ve çiftler tahmimce yanımıza gelip selam verip geçmişti.

Seçim~B3Xb Age-play Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin