3. BÖLÜM 377. Cinayet

5 2 0
                                    


   Sabah kalkmıştım ve muhteşem üçlü olarak çıkmak üzereydik. Evet, işe gidecektik. Sena ve Kübra banyoda itişip kakışarak makyaj yapıyorlardı ama ben onlardan önce kalktığım için önceden yapmıştım. Yatakta oturuyordum ve onların hazırlanmasını sıkkınlıkla bekliyordum.

Sonunda ikisi de hazır olduklarını söyleyince kalkıp kapıya ilerledim. İkisi arkadan geldi ve onları baştan aşağı süzdüm. İkisi de muhteşem gözüküyorlardı.

Ben üzerime siyah bir gömlek giymiştim. Altıma diz üstü, siyah bir etek ve ayakkabı olaraktan krem botlarımı giymiştim. Gömleğin üzerinde de beyaz, zarif, yün bir ceket vardı. Saçımı siyah bir kurdele ile yarım bağlamıştım.

Sena, üzerine mavi bir hafif cropa benzer bir tişört giymişti. Altına yeşil paraşüt pantolon ve beline gümüş bir zincir takmıştı. Ayakkabı olarak bildiğimiz beyaz spor ayakkabı, klasik. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı ve saçında yıldızlı yine gümüş bir klipsli toka vardı.

Kübra bize kıyasla baya resmi giyinmişti. Altında krem kumaş pantolon vardı. Pantolona gerekmemesine rağmen kemer vardı. Üzerine gri gömlek ve bir de kaban giymişti. Ayakkabı olarak hafif topuklu bot vardı ama kumaş pantolondan pek gözükmüyordu.

Sena Kübra'nın omzuna kolunu atıp "OO, öğlen vakti. Baya resmi giyinmişsin yine" dedi. Kübra "Ya tamam! Asena'nın saçı siyah diye ona gece diyorsun! Kendi saçın sarı diye kendine sabah diyorsun, tamam buraya kadar normal ama benim saçım kahverengi lan! Öğlen ne alaka benle!" dedi. Sena diğer eliyle Kübra'nın alnına vurdu ve "Sen sus öğle vakti, daha işe gideceğiz" dedi.

Ben hafif kıkırdayıp kapıdan çıktım. Ben kıyafetlerimi dün gelirken getirmiştim çünkü sabah buradan direk işe gidecektik ve dünkülerle işe gidemezdim. Veya Sena'nın Harikalar Diyarı konseptli dolabından giyinemezdim.

Biz binanın dış kapısından çıkıp arabama ilerledik. Ben bunlar öne oturma kavgası yapmadan onlara dönüp "İkiniz de arkaya, çıtınız bile çıkmasın. Hadi" dedim. Onlar beni başıyla onaylayıp arabaya ilerlediler. Ben arkalarından "Sonunda! Sessizlik, huzur, intikom!" dedim. Sena bana bakıp "İntikom ne lan?" dedi.

Ben "Herkes intikam diyor, ben herkes miyim?" dedim. Kübra "E haklı kız" dedi gülerek. Sena göz devirip arabaya binince bende sürücü koltuğuna yerleştim. Derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdım. Bir elim direksiyonda diğer elim vites kolunda gidiyorduk.

Ben dün akşam yeni bir karar almıştım. Söyleyecektim. Sena ve Kübra'ya Vişakanya olduğumu söyleyecektim. Onlar benim en yakın arkadaşımdı ve onlardan bir şey saklarsam kendimi eksik hissedecektim. Bunu biliyordum. Ya bu akşam ya da yarın sabah onlara söylerdim.

Sena üzerimdeki huzursuzluğu hissetmiş olacak ki omzuma dokunup "Kanka iyi misin? Gözlerin dolmuş" dedi. Ben gülümsedim, burnumu çekip derin bir nefes aldım. Dikiz aynasından Sena'ya baktım ve "Akşam kötü bir rüya gördüm, ondan biraz moralim bozuk" dedim. Sena bana arkadan sarılıp "İstersen, için rahatlayacaksa anlat. Biz buradayız" dedi. Gözümden damla yaş düştü. Bu sefer Kübra "Ama ağlama..." dedi. Kübra'da vites kolundaki elimi tuttu.

Benim gözümün önü bulanıklaşmaya başladı. Hayır, ağladığım için değildi. Arabayı kenara çektim ve hırsla indim. Kendimi dışarı atınca kızlarda indi. Elim boynuma gitti, nefes almakta zorluk çekiyordum. Derin ve ardı ardına nefes alırken kapıyı kapatıp arabaya yaslandım.

Ben elimi boğazımdan çektim. Ellerimi dizlerime yerleştirip sakinleşmeye çalıştım. OLMUYORDU. Boğazımda bir şey vardı. Bu şey benim nefes almamı istemiyordu, engelliyordu. Bu şey bir histi...

ACININ İNTİKAMI ~396 Cinayet~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin