15.BÖLÜM ( karanlık )

667 22 13
                                    

Keyifli okumalar;)

Meyve suyu'mun son yudumunu da içtim, elimdeki bardağı önümde duran camdan yapılmış masaya koydum. Ulaz'ın bana baktığını hissediyordum. O bana bakarken ben ona bakmamaya çalışıyordum.

Telefonumun yan kilit tuşuna basarak saate baktım 6:41 olduğunu gördüm. Ulaz'a baktığım an telefonuna mesaj geldi o mesaja bakarken ben de bugünü düşündüm. Gerçekten çok güzel bir gündü.

Saatin kaç olduğunu bile anlamadım. Hep şakalaşıp güldük, baya eğlenmiştik aslına bakılırsa. Şu an gerçekten gülümsemesem bile İçimden kendimi yiyip bitiriyordum.
Ama neden?
Daha önce Bir odada tıkılı kalıp sadece konuşarak hiç bu kadar eğlenmedim ama bu gün bunu hissettim ve nedensiz yere çok mutluydum.

Yanımda duran Pelin'e baktım uyumuştu, ayağa kalktım elindeki telefonu aldım ve kapattım.
Üzerindeki ceketinin kolu sarkmış kolunu açmıştı ve odada klima açık olduğu için de hava bayağı soğuktu, kolundan geçirdim.

Arkamı dönerken kafamı birinin omzuna çarptım, elimi hemen kafama götürdüm ve okşadım bu neydi, taş gibi kafama çarptı. Baktığımda Ulaz'dı
Bileğimden tutup elimi başımdan ayırdı ve bileğimi bıraktı, sağ eli ile başımın çarptığı yerindeki saçlarımı hafif yana doğru atarak başıma baktı.

Parmaklarının başımda dolaşması beni mayıştırıyordu, bir şey olmuş mu diye bakmak için hafifçe okşadı.
Daha sonra elini indirdi. Yüzüme baktı.

Ulaz: bir şey olmamış, abartma

Ahu: ben zaten bir şey söylemedim bile, sen baktın.

Ulaz: doğru insan kaslı olunca dert olurmuş.

Ahu: hah! Napayım senin kaslarına ben, saçma saçma konuşma.

Ulaz: tamam bir daha sana bir şey söylemeyeceğim. Çok konuşuyorsun.
Ayrıca Begüm ve Bartu eve gitmiş biz de gidiyoruz, toparlan.

Ahu: pelin uyudu ama

Ulaz: ben alırım onu

Sadece peki diyerek geçiştirdim. Çantama bütün eşyalarımı yerleştirdim telefonumu da elime aldım ve Ulaz'ın işinin bitmesini bekledim. Telefonunu ve cüzdanını eline aldı. Şu an masasının arkasında ama çok karizma duruyordu.

Elindekileri bana uzattı "sende kalsın Pelin'i taşıyacağım ben" dedi. Başımla onayladım ve elindekileri aldım. Pelin'in yanına gitti ve onu yavaşça kucağına aldı. Dönüp bana baktı bende anladım ve hemen kapıyı açtım. Kenara çekilip geçmesini bekledim.

Kapı büyük olduğu için yan bir şekilde geçmesine hiç gerek kalmadı.
O önden giderken ben de arkasından gidiyordum. Asistanı olan Mercan'ı gördüm Ulaz'a bakıyordu. Az kaldı Ulaz'a bakarken gözlerinden kalp de çıkacak yakında.

Onu görmemle hemen Ulaz'ın yanında yürümeye başladım. Bana baktı ben ise önüme bakarak yürüyordum. Mercan sol tarafımda kalıyordu ona kısa bir bakış attım, resmen beni öldürecek gibi bakıyordu. Ona gülümseyerek göz kırptım. O daha da sinirlenirken ben bu durumdan keyif alıyordum.

Çıkışa gelince rahat davrandım, herkesin gözü benim üstümdeydi sanki onlara bir şey yapmışım da beni yiyeceklermiş gibiydiler. Bu şirketteki insanları anlamıyorum cidden. Arabanın yanına gelince tekrar o iki göz bana çevrildi.

Ulaz: arabanın anahtarı sağ cebimde ordan alıp arabanın kapısını aç

Ahu: sen neden almıyorsun?

Ulaz: sabır! Nasıl almamı bekliyorsun kızım?!

Ahu: el diye bir şey varya hani.

Ulaz: beyin diye bir şey var ya hani, onu kullan! Kucağımda pelin varken nasıl almamı bekliyorsun.

Mafya Aşkı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin