7. Bölüm

36 3 0
                                    

Lütfen oy verin. On altı kişi görüyor 2 kişi oy veriyor.  Emek harcıyorum. Lütfen♥
Batudan^^
Ateşin etrafına toplanmış. Herkes birbiriyle sohbet ediyordu. Berke gitarın çıkardı.
"Gitar çalayım mı?"
Herkesden onaylayıcı nidalar yükseldi.
"Doğada şarkı söylesin. Sesi çok güzeldir" diye bir sed çıktı Gökhandan.
"Hayır Gökhan saçmalama"
Etrafladikler Doğa diyorlard aynı zamanda alkışlıyorlardı.
En sonunda Doğa peki deyip Berkenin yanına geçti. Berkenin kulağına bişeyler fısıldadı. O sırda Rüzgar hırkasını çıkarıp Doğaya verdi. Ellerimi yumeuk yapmış onları izliyordum. Saçmalama Batu senin neyin ki sadece ARKADAŞIN ne de olsa!
Doğa kendine büyük gri hırkayı giydi ve Şarkıyı söylemeye başladı.
Söz bitsin biz devam edelim.
Sesiz kalalım yine uzlaşalım.
Güz bitsin biz bayram edelim.
Susuz kalalım yine aç kalalım.
Ayrılıklar değişmez.
Bütün aşklar aynıdır.
Hayat herkese hem iyi hem de kötü davranır.
Ayrılıklar değişmez.
Bütün aşklar aynıdır.
Hayat herkese hem iyi hem de kötü davranır.
Oluruna bırak.
Herneyse geçer.
Hayata zulm edip üzülmeye mi değer?
Şarkı bittiğinde gözümü sonunda ateşten alıp. Doğaya çevirmiştim. Alkışlar eşliğinde herkes dağıldı ben hariç.
Oturup ateşi izlemeye başladım.
Karşımdaki mavi çadır açıldığında bakışlarımı oraya çevirdim.
Doğa beni görünce biraz şaşırsada yanıma oturdu.
Uykun mu kaçtı Doğa?
Evet ya. Senin?
Ben hiç uyumadum ki.
Gerçekten mi?
Evet dedim içten bi gülümsemeyle
Cebimden kız gözlüğü düşmesiyle. Doğa gözlüğü aldı.
Çok güzelmiş. Dedi sırıtarak.
Ölen kız kardeşimin. dedim. Acı bir gülümsemeyle.
Ona baktığımda. İfadesiz bir şekilde bana bakıyordu.
"Başın sağolsun" dedi bakışlarını yere çevirerek
"Saol" dedim gözlerimden yaşların akmasına izin veremezdim.
"Yanında mı taşıyorsun?"
"Evet bu ona çok yakışıyordu Doğa. Sen ona çok benziyorsun. Bu senin olsun.  Dedim göz yaşlarımı bastırarak.
"Saçmalama Batu kardeşinin o olmaz"
"Lütfen"
"Peki " dedi dolmuş gözleriyle bana bakarak. Pantolonun cebine koydu.
"Nasıl vefat etti? Yada boşver o günlere dönme.
"Anlatmaya ihtiyacım var diyerek. Anlatmaya başladım.
*Kardeşi Elanın Öldüğü Gün*
Hadii Ela dedim saatime bakarak. Parue yetişecektik.
Beyaz elbisesi beyaz sandaletleri beyaz papatya tacı ve papatyalı gözlüğü ile  indi.
Melekler gibi olmuştu.
Ken etrafında dönmeye başladı.  Nasılım abi.
Çok güzelsin. Meleğim dedim. Alnını öperek.
Hemen arabaya bindik. Sevgilisinin doğum günü vardı.  Her ne kadar sevgilisi olmasına kızsamda. Seviyorlardı.
Kardeiime baktığımda güneş gözlüğünü düzeltiyordu. Partiye geldiğimizde kardeşim sevgilisnin yanına gitti.
Bende bir masaya oturmuş onları izliyordum. Bir anda bir silah sesi geldi.  Bağrışmlar arasından Elanın yanına gittim. Ela ve sevgilisi Bora kanlar içinde yerde yatıyorlardı. Son olarak güneş gözlüğünü ve tacını aldım.
Şimdiki zaman Batudan^^
İşte böyle. Dedim gözümden gelen yaşı silerek. 
Doğaya döndüğümde göz yaşları yanaklarında süzülüyordu. Ahh Hayır onu ağlatmak için söylememiştim.
"Üzgünüm seni ağlatmak istemezdim"
".."
"Hadi git ve uyu yar--
Sözümü bitirmeden kollarını boynuma sardı. İlk önce şaşırsamda bende kollarımı ona sardım.
"Çok üzüldüm"
"Bende"
"Gerçekten ona mı benziyorum"
"Evet yüz olarak ve koku olarak"
Kollarını benden çekti.
"İyi geceler"
"İyi geceler"
"Hediye için sağol"
"Rica ederim"
Çadıra girişini izledikten sonra bende. Çadırıma girdim. Kendimi uykuya teslim ettim.
-------------
Birinin  çadırımı sonuna kadar açmasıyla. Gözlerimi araladım.
" Hadi Batu. Uyan birazdan hoca gelcek"
"Tamam Efe bi git"
Efe çıkınca üstüme siyah t-shirtimi siyah pantolonumu giydim. Siyah güneş gözlüklerimi takıp dışarı çıktım.
Efe ve Begüm konuşuyıorlardı. Uyanık olanlardan sadece ikisini tanıyordum.
Bende yanlarına oturdum.
" Günaydın" onlarda Günaydın diye karşılık verdiler.
"Rahat uyudunuz mu?" Diye sordu Begüm.
"Ben çok rahattım"
"Bende" dedim kısa kesip.
Yaklaşık 5 dakika sonra yanımıza Rüzgar ve Gökhan gelmişlerdi. Onlarda sandalyelere kuruldular.
"Doğa nerede?"
"Uyuyor ben  uyandırıp geleyim Rüzgar"
Deyip ayağı fırladı.
Doğanın çadırını açtı.
Bişeyler konuştuktan sonra. Tekrar geldi.
Karşıdaki mavi çadır açıldı.
Kot şortunun beyaz kalın askılı gömleğini şortun içine koymuş. Ayağın beyaz vanslarını. Ve en önemlisi benim verdiğim papatyalı gözlüğü takmış.
Yanımıza geldi.
Benim yanımdaki boş sandalyeye oturdu.
"Günaydınn" dedi tatlı sesiyle.
"Günaydın" diye karşılık verdik.
"Niye bu kadar uydun" diye sordu.
Bakışlarını ilk önce bana çevirdi.  Sonra Rüzgara
"Gece pek uyuyamadım da" dedi bakışlarını tekrar bana çevirirerek.
"Doğa gözlüğün çok güzelmiş. Nereden aldın? "
"Ben almadım Batunun hediyesi" diyerek.  Elini omuzuma attı.
"Çok hoşmuş gerçekten"
"Bende çok beğendim."
Rüzgara baktığımda yüz hatları gerilimşti.
Ve bana bakıyordu. Bende ona bakıp hafifçe alayla gülümsedim.
Doğa birden "Berke"
"Ne oldu  Berke ye"
"Çadırı yok Batu"
Etrafımda gözlerimi gezdirdiğimde yoktu gerçekten.
"Arasana" 
Kafasıno olumlu anlamda sallayıp cebinden telefonunu çıkardı.
Doğadan^^
"Alo"
"Alo"
"Nerdesin bay gerizekalı? "
"Sizin ev"
"Ya mal mısın nasıl bizim ev?"
"Sizin ev işte neyini anlamıyon"
"Mal çocuk niye gittin."
"Uykuma çok düşkün bir insan olarak.  Hiç rahat uyuyamayınca geldim.
"Ay kuzum ya yürüyerek ni gittin. Eve kadar."
"Sence ben o kadar salak mıyım."
"Evet. "
"Senin arabanla gittim."
"Neee."
"Bağırma kulağımın dibinde"
"Ben nasıl geleceğim şimdi salak."
"Arkadaşlarından  biriyle"
"Ban bak seni varya eve gelince öldüreceğim. Yaa mal çocuk. Domuz kafa--
Daha sözlerimi bitirmeden kapattı.
"Domuz bu yaa"
Etraftakilere baktığımda.  Batu gülmemek için kendini tutuyordu.
En sonunda kahkaha attı.
"Ya gülmeeee" dedim elimi omuzuna geçirerek.
Kollarımı birleştirip. Ormana doğru yürümeye başladım.
Batudan^^
Hemen peşinden koştum.
"Özür dilerim Doğa."
"Hayır küstüm"
"Barışman için ne yapabilirim?"
Gözlüğünü çıkardı ve gözlerimin içine baktı bana iki adım daha yaklaştı. Dibime girdi. Hey noluyor.
Gözlerini iyice açtı.
"Tabikide çikoltaaa" diye bağırmaya başladı.
"Tamam çantamda milka vardı ister misin?
"Eveett" dedi ellerini çırparak.
Elimden tutup kamp alanına koşmaya başladı.
"Ne yapıyorsun Doğa"
Bunu tabikide ben sormadım. Kıskançlıktan kırmızı olmuş Rüzgar söyledi.
Doğa onu aldırış etmedi.  Benim çadırımın oraya geldi. Ve açtı.
"Hadii Batu ne bakıyorsun."
"Tamam veriyorum. Bu ladar çikolata canavarı olduğumu bilmiyordum. "
"Öğrenmiş oldun" dedi şirince gülümseyerek.
Milkayı uzatınca. Kollarını boynuna sardı.
"Teşekkür ederim"
"Rica ederim. Barıştık mı?"
"Küsmemiştik ki?"
Tekrar bizimkilerin yanına döndük.
Rüzgar Doğauya bakıp duruyordu. Mal herif ya!
"Bişey konuşabilir miyiz?"
"Ne oldu Rüzgar"
"Hadi Doğa "
"Peki" deyip
Kalktılar.
"Ben bi tuvalete gideyim deyip peşlerinden gittim.
Saçmalamayın tabiki de merak etmiyorum (!) Sadece bir şey olursa.
Ağacın arkasına saklandım ve konuşmalarını dinlemeye başladım
Batuyla çıkıyor musunuz?
Doğa çikolatasını yemeye devam ederek konuştu.
Yoo nereden çıkardın.
Yok hediye almalat. Çikolata vermeler.
Sana ne lan dememek için kendimi zor tutum.
Sanane Batu? Arkadaşım hediye almış bana. Ne diye karışıyorsun. Çikolatayı da ben istedim. Onu sevi--
Ona aşık mısın?
Ya hayır. Arkadaş olarak çook seviyorum.  Bir daha bana karışma dedi ve gitti.
O sırada Rüzgar ağaca tekme geçirip peşinden gitti.
Işte benim kızım. Nasılda yapıştırdı cevapları. Bende vakit kaybetmeden kamp alanına yürümeye başladım. 1 metre ilerimde yaşanan olayı görmemle. Ağzımdan sadece.
"Doğa" çıktı.
Voteleyin.
Multi Batunun hediyesi♥

DOĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin