14. Bölüm

25 0 3
                                    

~Doğadan~
"Anne gelmiyorum." Diye bağırdım ikinci kez.
"Geliyorsun"
"Gelmiyorum" dedim bu sefer kafamı odamın kapısından uzatarak bağırdım.
"Kızım neden gelmek istemiyorsun? "
"Bananee" dedim kollarımı göğüsümde bağlayarak.
"Kızım davette hep sevdiğin kişiler var. Begüm var Batu var Efe var."
Annem Batuyu ve Efeyi biliyordu. Ama sevgili olduğumuzu bilmiyordu. Yani eskiden. Doğa Koleji bir yemek daveti veriyor. Tüm Doğa Koleji olacak. İsteyenler davete birilerini davet edeceklerdi. Ben artık Doğa Koleji'nde değildim ama gazateciler falan geleceklerdi. Bu yüzden babam gelmemi rica etmişti. Annem ise benim yerime kabule etmişti.
"Anne kabul eden sensin sen git! "
"Kızım aileler de gelecek zaten"
Aklıma gelen fikirle gülümsedim tabii ya Arasla gideceğim. Yakışıklı çocuk şimdi doğruya doğru.
"Anne Arasta gelebilir mi?"
"Tabiki"
"Tamam geliyorum" dedim sonra odamın kapısını kapatıp telefonuma koştum.
Arasa hemen mesaj attım.
"Aras"
"Efendim"
"Napıyorsun"
"Evdeyim yatıyorum"
"Anladım senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Evet"
"Benimle Doğa Koleji davetine gelir misin?"
"Olur"
"Çok teşekkür ederim"
"Rica ederim benim için zevk"
"Saat sekizde beni alır mısın?"
"Alırım tabiki"
"Bu arada ailende gelebilir"
"Tamam"
"Görüşürüz"
"Görüşürüz"
Aşağı annemin yanına mutfağa indim.
"Kızım bir kaç bir şey lazım. Markete gider misin?"
"Peki" dedim omuzlarımı silkerek. "Zaten canım sıkılıyordu hava alırım" diyerek odama çıktım. Siyah taytımı üzerine buz mavisi bol tek omuzu düşük bluzumu giydim. Ayakkabı olarak buz mavisi sporlarımı tercih ederken. Çanta olarak siyah spor çantamı taktım. İçine cüzdanımı ve telefonumu attım. Saçlarımıda ortadan ayırıp. Tel tokalarla tuturdum. Son olarak arabamın anahtarını alarak. Odamdan ayrıldım.
"Ben çıkıyorum" dedim dış kapının önünden.
"Al bu kağıdı bunları al gel. "
"İyi ki bir kaç bir şeydi"
Bu yanıtıma yanımdan ayrılarak cevap verdi. Arabama binip. Markete doğru yol aldım. Marketin önüne gelince arabamı park edip dışarı çıktım. Arabamı kilitleyip anahtarı çantama attım. Bir market arabası alıp. Annemim alınacakları yazdığı kağıdı alıp incelemeye başladım. Yuh be!
Fazla vakit kaybetmeden ilerlemeye başladım.
Bir kilo un. Bir litre zeytinyağı. Bir tane şampuan. Bir tane tereyağ. Beş tane kahve. Bir tane sıcak çikolata. Bunları arabaya koyduktan sonra kağıda bakarak ilerlemeye başladım. Iki tane jelibon. ( Haribo olsun) Hayır anlamıyorum bu kadın çocukluğunu yaşamadı mı ya? Jelibon ne be? Birde parantez içinde haribo olsun yazmış. Ben bile ha-- kağıda bakarak düşüncelerimle boğulurken bir şeye çarpmamla kafamı hızlıca kaldırdım. Bir erkek çocuğu yerde yatıyordu. Üç yaşında falandı.
"İyi misin canım"dedim göz hizasına inerek.
"Ne iyi olacağım be!" Diye bağırmasıyla gözlerimi açtım.
"Ne bağrıyorsun be!" Dedim kaşlarımı çatarak.
"Vo vo " diyerek taklidimi yaptı.
"Annen baban nerdeler senin? "
"Abim var benim"
"O zaman abin nerde evladım" dedim dişlerimin arasından
"Burdayım!" Diye tanıdık bir ses yükseldi solumdan. Soluma dönmemle hatırlamak için gözlerimi hafifi kısıp ayağı kalktım. Cem!
Yanıma bi çocuk gelip aradağım tokamı uzattı.
Bunumu arıyordun?
Ah evet! Teşekkür ederim
Rica ederim. Bu arada ben Cem
Doğa diye elimi uzattım.
Tam giderken birinin bana çarpmasıyla Cemin üstüne düştüm. O altta ben üste yerde yatıyorduk.
O gün barda üstüne düştüğüm çocuk.
"Evet benim Doğa"
"Ahhh o gün senden özür dileyememiştim. Üzgünüm. "
"Önemli değil"
"Ee nasılsın"
"İyyim işte evde eksikler vardıda onları almaya geldim."
"Anladım. Bizde cips almaya geldik Can beyin canı çekti de?"
"Can?"
"Az önce çarptığın çocuk"
"Ahh neyse sonra görüşürüz"
"Telefon numaranı versene"
"Şey tabii 0545345****"
"Tamam mesaj atarım"
"İyi günler. "
"Sanada"
-------
E birazda Milka almazsam olamaz. E biraz kakolu süt. 6 tane soda. Biraz daha çikolata. Annemin listesindekileri almıştım. Şimdi de kendi zevkimdeydi. Saate baktığımda beş olduğunu görmemld ilk kasaya ilerledim.
Dıt - dıt -dıt bu sese bayılıyorum. Normal olmadığımı biliyorum.
"İki yüz elli sekiz liraz tuttu efendim."
İlk önce iki yüz lirayı sonra da yüz lirayı uzattım para üstünü alıp. Poşetleri bagaja koyup kendimi arabaya attım. Ellerim kopmuştu. Anahtarı takıp yolculuğa koyuldum. Radyadon herhangibir yeri açıp. Şarkıyı dinlemeye başladım. Bu sırada telefonumuz melodisi kullaklarımı dolurdu. Müziği kısıp kulaklığımı taktım.
"Efendim Begüm"
"Nasılsın Doğa"
"İyyim marketten dönüyorum. Sen nasılsın"
"Bende iyyim. Kuafördeyim davet için."
Bu cevabına gözlerimi devirdim. Altı üstü bir davet.
"İyimiş"
"Ee sen ne yaptırcaksın saçlarını ve ne giyeceksin?" Diye sordu heycanla benden daha heycanlı mübarek
"Saçlarımı kendim yapacağım. Kıyafetim henüz karar vermedim. "
"Oha mal mısın?"
"Niye ki?"
"Ne bileyim içimden geldi."
Mal ya.
"İyi" dedim bıkkınlıkla.
"Son bir şey soracağım"
"Sor"
"Kimle geleceksin"
"Arasla" dedim tek seferde.
"Doğa saçmalıyorsun Batu ne olacak?"
"Umrumda değil. Hoşcakal!" Diyerek telefonu kapattım.
Evin önüne geldiğimde. Poşetleri Deryanın yardımıyla eve taşıdık.
"Hadi kızım hazırlanalım artık."
"Tamam" diyerek odama koştu.
Dolabımın önüne geçip. Ne giyeceğime karar vermeye başladım. Gözüme pembe mini eteğim takıldı onu çıkardım. Üstünede straplez beyaz benekli siyah üstümü çıkardım. Hemen giyinip. Saçlarımı düzleştirdip salık bıraktım. Siyah minik el çantama biraz para ve telefonumu attım. Makyaj masamın önüne gelip rimeli kirpiklerime sürdüm. Eteğimle aynı tonda olan rujumuda dudaklarıma sürdüm. Saate baktığımda yedi buçuktu. Aşağı inip annemi bekledim. Merdivenlerden aşağı inerken beni süzdü.
"Çok güzel olmuşsun yavrum"
"Teşekkürler annem. Sende. Anne beni Aras alacak. Seni şöför getirsin. "
"Tamam hadi çıkalım."
Lütfen güzel bir gün olsun. Diye içimden geçirerek dışarı adımımı attım.
------
Arabaya bindiğimde Arasın yanaklarını öptüm sarılıp ayrıldık. Beni süzmeye başladı.
"Fazlasıyla güzelsin prenses" dedi gözlerime bakarak.
"Teşekkürler kavalyem" dedim bende gülümseyerek.
"Onu seviyor musun?"
"Bilmiyorum" dedim "Batu beni sevmiyor sanırım."
"Anlarız"
"Nasıl?" Dedim şaşkınca
"Bak şimdi bana biraz yakın davaran bende sana yakın davranavağım. Bakışlarından sevip sevmediğini anlarız."
Onu başımla onayaldım
Arabada ilerlereken müziği son ses açtık. İkimizde bağıra bağıra söylüyorduk. Arada kahkahalarla gülüyorduk.
Davetin olduğu yere geldiğimizde arabadan indik. Arasın koluna girdim. İçeriye ilerledik. İçeriye girer girmez bir kaç kişi bize döndü.
Bunların arasında Batu ve Begüm de vardı. Batu kıyafetimi süzerken. Arasa döndüm.
"Tatlım ben bi annemlerin yanına gideyim."
"Tamam canım."
"Yada sende gel muhabirler orada."
Tekrar koluna girdim. Bizimkilere doğru ilerledim.
"Efendim bir fotoğraf alabilir miyiz" diye sordu bir muhabir.
Babam kafasını sallayarak yanıtladı. Sırasıyla Ben Aras Arasın annesi benim annem benim babam ve Arasın babası kameraya gülümsedik. Aras elini belime koydu bende elimi onunkine doladım. Muhabir kamerayı ayarlarken. Etrafta göz göz gezdirdim. Begüm bana bakarak gülümsüyordu bende ona gülümsedim. Gözlerim Batuya kayınca bana baktığını fark ettim. Gözleri Arasın eline kayınca biraz gerildim. O da gerilmiş gibi gözüküyordu.
Muhabir flaşı patlatınca gülümseyerek baktım.
"Teşekürler" diyerek yanımızdan ayrıldı.
Yanımıza Begüm gelince kollarımı ona doladım. Oda bana doldı.
"Çok güzel olmuşsun!" Dedi beni süzerek
"Sende!" Dedim.
Sonra Arasla sarıldılar.
"Bizim masaya gelsenize" dedi yüzüme bakarak. Bakışlarımı Arasa çevirdim.
Kulağıma eğildi "Kıskandırma işine başlayalım" dedi.
Ona gülümseyerek baktım. Begüm le birlikte masaya ilerledik. Masa beş kişilikti ben Batunun yanına oturdum. Arasda yanıma oturdu.
"O gün birlikte yaptığımız makarna çok güzeldi." Dedi Aras herkesin duyacağı şekilde. Begüm Efe ve Batu bize döndü.
"Ay evet ya yine bize gel yapalım." Dedim mutlu bir şekilde.
Slow bir şarkı çalınca bir kaç kişi dansa kalktı.
"Benimle dans eder misiniz güzel bayan" diye sordu Aras.
"Tabikide" deyip elini tuttum.
Ortaya gelip yavaş hareketlerle dans etmeye başladık.
"Seni kıskanıyor" dedi Aras
" Ne-nerden anladın ki? Bence kıskanmıyor. Ağzını açmadı. Zaten ağzını bıçak açmıyor. Ben za---"
"Makarnamız çok güzel olmuş dediğimde bana bir bakış attı. Vallahi kaçacaktım."
Demesiyle ağzımdan kahkaha kaçtı.
Eşleri değişiyoruz diye bir ses gelmesiyle kolum çok sert bir şekilde sola doğru çekildi. Beni çeken kişinin vücuduna yapıştım. Kafamı geri çekip beni çeken kişinin yüzüne baktım. Batu!
"Merhaba"dedi sırıtarak
"Hayvan mısın be! Ne çekiyorsun öküz! "
"Eşleri değiştik"
"Tamam hayvan gibi çekmene gerek yoktu."
"Senin üstünün yarısı nerede" dedi dişlerinin arasından.
"Çok komik" dedim gözlerimi devirerek.
Kafamı göğüsüne bastırdı.
Slow müziğin bitmesiyle herkes ayrılırken bende ondan ayrıldım. Gözlerine bakmamaya çalışarak masaya gidip oturdum. Annemin çağırmasıyla yerimden kalkıp yanına gittim.
"Kızım kürüsye çıkıp konuşacaksın. Muahbirler soru soracak"
Ne
"Anne ne diyosun.? Ne diyeceğim ben."
" Ve alkışlarla Doğa Hanımı konuşması için sahneye davet ediyoruz"
Arkamdan bir oğlanın sesiyle gülümseyerek sahneye çıktım.
"Öncelikle sevgili okul arkadaşlarım, öğretmenlerim aileler ve muhabirler hepiniz hoşgeldiniz" Bu ne be 23 nisan konuşması gibi. Bu sözleri söylememle birlikte bir alkış tufanı koptu. Aynı zamanda ardı ardına gelen flaşlar gözümü rahatsız ediyordu. Bu kadar alkışlanacak ne var sanki. Görende yürüryen uçak icat ettiğimi falan sanacak.
"Buyrun arkadaşlar sorularınızı alayım."
Dememle bir muhabir soru sordu.
"Geçtiğimiz günlerde evden çıkarken bir beyfendiyle sarmaş dolaş çıktınız bu konu hakkında ne söyleceksiniz?"
"Öncellikle o beyfendi arkadaşım Aras. Ayrıca sarmoş dolaş değildik. Sadece sarılmıştık. Arkadaşca bir sarılmaydı."
"Peki evinize gelme sebebi neydi?" Herkes pür dikkat bana bakıyordu. Batu da!
"Eve gelmesinin sebebi annemin yurtduşına çıktığı için beni yalnız bırakmak istememesi."
" Efendim yine geçtiğimiz günlerde okul değiştirdiğinize dair iddallar çıktı bunlara ne diyeceksiniz?"
Babamın kaş gözlerini umursamadan . Cevap verdim.
"Evet bazı nedenlerden dolayı değiştirdim. Fakat birinci dönemden sonra tekrar kendi okuluma döneceğim"
"Bu davete kiminle geldiniz? "
Gözlerim Arası bulduğunda bana gülümseyerek bakıyordu.
"Arasla geldim" dedim.
"Sevgiliniz var mı?"
Gözlerim Batuyu bulunca meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"Ha-hayır yok."
"Efendim sorularımızı cevapladığın için teşekkür ederiz"
"Benim için zevkti" diyerek alkışlar eşliğinde indim. Sormayın nasıl zevkti.
Masaya oturduğumda kimse konuşmıyordu. Çünkü masadakilerin hepsi söylediğim cevaba şaşırmışlardı. Ne deseydim var mı deseydim. Biz ayrıldık sonuçta.
Yemekler servis edildiğinde diğer masalardan kahkahalar konuşma sesleri gelirken bizim masadan çatal bıçak seslerinden başka bir şey gelmiyordu."
Telefonumun çalmasıyla masadaki Begüm Efe ve Aras bana döndü. Batu ise tabağıyla oynuyordu.
Telefonda yazan isime baktım. Cem arıyırdu. Masadan kalkma gereği duymadan telefonu açtım.
"Efendim Cem?"
"Nasılsın"
"İyyim sen?"
"Bende iyyim. Benimle sevgili olur musun?"
"Nee" diye bağırmmala bu sefer masadiklerle birlikte Batuda bana baktı.
"Bağırma be kızım dinle. Şimdi az sonra bşr yere gitmem lazım mekana sevgilisi olanlar giriyor bir saatlik yalandan sevgilim olur musun?"
Ay ödüm koptu.
"Çok isterdim Cem am şuan davetteyim. Çok üzgünüm"
"Peki. Öptüm"
"Bende diyerek telefonu kapattım.
----------
Davet bitmişti. Aras ben Begüm Batu ve Efe kalmıştık ailelerimiz konuşuyordu.
Batu aniden kolumu çekmesiyle. Arka tarafa gittik.
"Canımı yakıyorsun Batu!"
Beni aniden çekip kafamı göğüsüne yasladı. Kulağımda nefes hisetmemle biraz ürperdim.
"Özür dilerim prenses. Kalbini kırdığım için. Seni üzdüğüm için. Kalbini paramparça ettiğim için. Sinirle kalkıp senin kalbine zarar verdiğim için. Tüm yaptığım öküzlükler için özür dilerim. Sende benim canımı yakıyorsun. Giydiğin kıyafetlerle. Başkalarına sarılmanla başkalarıyla dans etmenle başkalarıyla makarna yapmanla. Canımı yakıyorsun. " dedi göz yaşalarım onun gömleğini ıslatırken geri çekildim.
Ona gülümseyerek baktım.
"Affedildiniz öküz bey" dememle öpücüklerini saçlarımda gezdirmeye başaldı.
"Bir şey soracağım" dedi aniden.
"Sor"dedim.
"Cem ne dedi de 'bende' dedin"
Bu sorusuna bir kahka atarak yanağına öpücük kondurdum.
■■■■■■■■■■
Arabamdan inip okula doğru yürümeye başladım. Bugün matematik sınavımız vardı ve fazlasıyla çalışmıştım. Derslerim benim için önemliydi sonuçta bu sene bir sınava gireceğim. Sınıfa girince bizimkilere selam verip. Arasın yanına oturdum.
"Selam"
"Selam" diye karşılık verdi.
"Sınava çalıştınız mı?"
"Eh işte" diye yanıtladı Demir.
"Sen çalıştın mı? " dedi Nil
"Fazlasıyla" dedim gülümseyerek.
"İsterseniz sizede yardım edebilirim. " dedim bakışlarımı test çözmeye çalışan Arasa çevirip.
"Olur" diye yanıtladı Aras
"Bu soruyu anlat" dedi Demir beşinci soruyu göstererek.
"Bakın şimdi. Bu tür soruları yapmak içşn öncelikle her zaman formülleri yazmalıyız ki daha iyi be rahat çözebilelim." Hepsi tüm dikkatini bana vermişti. Önüme gelen saçlarımı arkaya ittikten sonra formülü yazdım.
"Formülü yazdıktan sonra iş basit zaten. Hepsini yerleştireceğiz"
İşlemi yaptıktan sonra kalemi koyup bakışlarımı Arasa çevirdim.
"Anladın mı ?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.
Onaylarcasına başını salladı.
---------
Okulun bitmesiyle çantamı topladım. Telefonumu da elime alıp çıkışa ilerlemeye başladım. Yanımda Aras Demir ve Nil vardı. Çıkış kapısına geldiğimde arabama binip evin yolun koyuldum.
"Ben geldim anne"
"Hoşgeldin anneciğim" diyerek ellerini bana doladı. Bende ona doladım. Sarılma faslı bitince odama gidip üzerimdekilerden kurtuldum.
Aşağı inip yemek yedim. Sonra odama çıkıp ödevlerimi yaptım saat altı olmuştu.
Taytımı üzerine spor atletimi giydim. Spor ayakkabılarımı giydim üzerimde siyah bir hırka giyip kapşonunu kafama geçirdim kulaklığımı kulaklarıma geçirip aşağı indim.
"Anne ben yürüyüşe çıkıyorum."
"Tamam geç kalma"
Kapıyı kapatıp. Sahile kadar yürüdüm. Sahile varınca koşmaya başladım.
Yorulduğumu hissetiğimde bir banka oturdum. Kapşonumu açıp saçlarımı rüzgara bıraktım.
Buraya hep üzgün olduğumda gelirdim. Şimdi ise mutluluğumdan gelmiştim. Buradaki bir anım aklıma gelince gözlerimi kapattım. Ve yine kendimi hüzüne bıraktım.
"Babaa bende istiyorum" dedim üçüncü kez
"İyi madem alalım" dediğinde ellerimi sevinçle çırptım. 8 yaşında olmama rağmen hala pamuk şekere bayılırdım.
"Kızım sen burada dur benim işe gitmem lazım. Deden seni alacak. "
Başımı salladım. Dedemi çok severdim hep benle oyunlar oynardı. Dedemi görmemle hemen yanına koştum.
"Dedeciğim" dedim sarılarak
"Hadi eve gidelim çok güzel oyunlar oynayacağız. Oyunumuzun adı Evcilik bugün bebek yapacağız"
"İkimiz mi?" Dedim heyecanla
"Evet ikimiz"
■■■■■■
Eve geldiğimzde dedem yanıma geldi beni yere yatırarak gıdıklamaya başladı. Çok gülüyordum. Sonra beni karnımın üstüne yatırdı. Üzerimdeki bluzu çıkardı atletimle kalmıştım.
"Neden çıkardın" dedim
"Şimdi masajcılık oynayacağız hadi pantalonunu da çıkaralım" dedi.
Kafamı sallayarak çıkardı. Yere yattım dedim popama dokunuyordu. Bende gıdıklandığım için gülümsüyordum. Sonra atletimi yukarı doğru kıvrıdı. Sırtıma elleriyle minik minik dokunuyordu. Sonra beni aniden ayağa kaldırıp iç çamışlarımıda çıkardı.
Biraz utanmıştım. Nede olsa çıplaktım şuan dedem beni sırt üstü yatırdı. Ve her yerimi öpmeye başladı. Çok huylanıyordum. Çiş yaptığım yere gelince dahada şiddetli öpmeye başladı. Bende daha şiddetli huylanmaya başladım. Sonra yukarı doğru çıkmaya başladı. Eli hala çiş yaptığın yerdeydi.
"Dede hani bebek yapacaktık?"
"Büyüyünce inşallah " dedi gülümseyerek. Sonra kıyafetlerimi giydirdi. Televizyon izlemeye başladık. Dedem ise hala çiş yaptığım yeri okuşuyordu."
■■■■■■■
Ne istemiştiki benden küçük yaşta resmen tecavüze uğramıştım. Annemlere hala söylememiştim. Zaten geberip gitmişti. Annemin canını sıkmaya gerek yok. Göz yaşlarımla birlikte evin yolunu tutum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DOĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin