13. Bölüm

29 0 0
                                    

"Doğa dur"
Arkamdan gelen Arasın sesini duymamazlıktan gelip koşmaya devam ettim.
"Doğa dur lütfen bak konuşalım."
Nefes nefes kalmıştım çarptığım insanları umursamadan koşmaya devam ettim. Belimde hissettiğim güçlü kollar beni kendine gönderdi.
Ağlamaya devam ediyordum. Aras beni göğüsüne bastırıp saçımı okşamaya başladı.
"Sakin ol prenses"
Bir hıçkırık kaçtı boğazımdan.
"Yor-yoruldum Aras. Yok bi kaçırılıyorum. Yok bir vuruluyorum. Yok bi an-annemler boşanıyor. Yok bi okul değiştiri-yo-yorum. Yok bi sür-sürtük muamelesine uğruyorum."
"Sana sürtük mü dedi" diye sordu şaşkınca.
Kafamı salladım.
"Eve gitmek ister misin? "
Kafamı salladım.
Önümüze gelen bir taksiyi durdurdu. İkimizde arkaya oturduk. Başımı Arasın göğüsüne yasladım. Yorgunlaşan göz kapaklarım yavaş yavaş kapanıyordu. Dayanamayıp kendimi uykuya bıraktım.
~Arastan~
Kapıyı açtıktan sonra yatağına yavaşca yatırdım.  Evin önüne gelen gazateyi alıp ilk sayfayı açtım.
Hayır Doğa ve ben. Sarmaş dolaş mı çüş yani.
Gazeteyi buruşturup çöpe attım.
Doğanın eğlenmeye gülmeye ihtiyacı vardı. Ve  ben bunu başaracaktım.
~Batudan~
"Lan ne demek Aras kucağında taşıyordu Doğa"
"Öyle abi eve öyle girdiler. "
Sinirle telefonu yatağa fırlattım.
Doğanın evinin önüne koyduğum adam bana her şeyi anlatıyordu.
Aşağı indiğimde. Begüm ve Efe bana meraklı gözlerle bakıyorlardı.
"Sürtük demekte haklıymışım"
"Ne diyordun Batu " diye bağırdı Begüm.
"Aras beyin kucağında ev girmişler."
"Yorulduğu için almıştır. "
Hıhı diyerek onu geçiştirdim. Onu seviyordum. Hoşlantıyı aşmıştı bu. Aşık olmuştum.  Sanırım.  Evet emin değilim.
"Ben gidiyorum" diyen Begümün sesiyle düşüncelerimden ayrıldım.
"Ben bırakayım mı?" Diye sordu Efe
"Gerek yok kendi arabam var"
Omuzlarını silkerek yanıtladı Efe.
"Nereye gidiyorsun"
"Doğanın yanına"
"Tamam görüşürüz"
Kapıdan çıkıp gitti.
Koktuğa uzanıp. Prensesimle yakın zamanda barışmayı dileyip gözlerimi kapattım.
~Doğadan~
"Hazırlanıyorum hemen" ye bağırarak odama koştum Begüm ben Aras ve Demir bara gidecektik. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Batu? O kim ya? Tanımıyorum artık onu umursamayacağım. Onunla çıkmam başından hataydı. Sanırım.  Herneyse kafamdaki düşüncelerden ayrılıp. Siyah dizimin  iki ele kadar üstünde siyah elbisemi giydim. Arkasında pek dekoltesi yoktu ama bşraz göğüs dekoltesi vardı. Saçlarımı düzeştirip açık bıraktım. Çıplak ayaklarımada siyah topuklu ayakkabılarımı giydim. Siyah çantamı alıp. Aşağı indim.
"Ç-çok güzel olmuşsun"
"S-sende" ikmizde mal gibi kekelerken birbirimizi süzüyorduk. Buna daha fazla dayanamayıp. Telefonumu çıkarıp fotoğrafımızı çektim.  İnstgrama fotoğrafı gittikten sonra gideceğimiz barın adını yazıp.  "Gece uzun" notunu düştüm. Batu mu? Tabikide o bara gittiğimizi görsün diye paylaşmadım (!) Onu takan kim ki(!)
Arabaya bindik. Demir Begümü alacaktı. Barın önüne geldiğimizde. Arabadan indik. Barın içine doğru ilerlerken. Aras elini belime koydu. Begüm ve Demirin oturduğu masaya oturduk. 
"Ne alırdınız efendim?"
"Dört tane bira alalım biz" diye yanıtladı garsonun sorusunu Aras.
"Ee nasılsın"
"İyyim Demir"
"Moralin nasıl"
"Güzel" dedim tek seferde.
Garsonu çağrıp fotoğrafımızı çekmemizi istedim.
Demir elini Begümün beline Begüm elini Arasın beline Arasta bana dolamıştı. Gülümseyerek fotoğraf çekindik.
Garsona teşekkür edip yolladım. Fotoğrafı ınstgrama atıp altına"Gece uzun 2" yazdım.  Tabiki aklımda Batu yok (!) Saçmalamayın.
~45 dakika sonra~
Fazlasıyla içmiştik.  Çoktan sarhoş olmuştuk.
Şimdi ise barın oratsında bir yuvarlak olmuş insanlara tek tek çıkıp dans ediyorlardı. Sıra bana gelince Begüm ve Demir beni ortaya itti. Herkes elleriyle ritim bir şekilde alkışlarken. Bunların arasında Aras Begüm ve Demirde vardı. Bedenimi ritim bir şekilde hareket etiriyordum. Saçlarımı bir sağa bir sola savurduktan sonra ayaklarımı iyice sıkan ayakkabılarımı etrafa fıtlattım. Çıplak ayaklarımla dans etmeye devam ettim. Etraftan bir erkeğin yanıma gelmesiyle.  Elinden tutup kendimle birlikte dans etirmeye başladım. Eteğim iyice yukarı kıvrılmıştı. Sabah ne yaptığını hatırlamaycağım için deliler gibi dans etmeye devam ettim. Ta ki ismimin sinirli ve güçlü bir şekilde bağırılana kadar.
~Batudan~
Uyanmamla etrafa baktım. Hava çoktan kararmıştı. Efe de karşı koltukta uyumuştu.
Telefonumu alıp ınstgrama girdim.
Ece fotoğraf atmıştı beğenmeden geçtim. Bir kaç kişiyi geçtikten sonra Doğanın attığı fotoya gözüm takıldı. 1 saat önce atmıştı.  Kendi evinde Aras ve kendisi vardı. Altında" Gece Uzun " yazıyordı. Şimdi ben uzatacağım o geceyi.
Sinir tüm bedenimi ele geçirmişken. Doğanın sayfasına girdim. Elli dakika önce Begüm Demir Aras ve Doğanın barda fotoğrafı vardı. Ayrıca Doğa kıyafet giymeyi unutmuş. Hızlıca Efeyi kaldırıp arabaya fırlattım. Sürücü koltuğuna oturup arabayı sürmeye başladı.
"Noluyo amına koyuyum. Fırlattın arabanın içine?"
"Seninkiyle benimki iki piçle barda sarmaş dolaş"
"Benimki kim" diye sordu şaşkınca.
"Ne bokuma şaşırıyon Begüme bakışlarını görnüyom mu sanıyon. Kız gülümseyince eriyon gidiyon lan"
"Yok lan öyle bişey" diye sinirle soldu.
"Hıhı"
"Yanındakiler kim?"
"Demirle Aras"
"Tövbe"
"Ne oldu lan sinirlendin"
Sorumu duymamazlıktan geldi.
Barın önüne geldiğimde. Bir yuvarlak vardı. İçine doğru baktığımda Doğa ve bir adam sarmoş dolaş dans ediyorlardı.
Sinir çok kuvetli bir şekilde bedenimi ele geçirmişken.
"Doğa!" Diye bağırdım. Doğanın ve bir kaç kişinin üstümde olan bakışını umursamdab. Dans edeb çocuğun üstüne atladım. Kızların bağrışını herkesin kaçışını umursamasan daha güçlü yumruklar indirmeye başladım.
"Batu lütfen dur!"
Doğanın sesini es geçerek Arasın üstüne uçtum.
"Bu elinle mi dokundun lan sevgilimin beline! Yoksa bu mu?" Diğer elinşde ters çevirip. Yere yatırdım. Üstüne çıkıp yumruklarımı indirmeye başladım.
Taki  kulağıma gelen o masum fısıldmaya kadar.
"Lütfen dur"
Durdum ve Doğanın karşısına geçtim. Kucağıma alıp omuzuma aldım. Kafası sırtımdan aşağı sarkmıştı ayaklarını sımsıkı tutarak.  Barda çıktım.
"Bırak beni Allahın cezası"
"Bende seni seviyorum sevgilim"
Plaja geldiğimizde indirdim. İndirmemle orya buraya yürümeye başladım.
"Konuşacağız"
"Hayır"
"Evet"
"Hayır"
"Evet!"
"Peki!" Diye sinirle bağrıp oturdu.
"Dinliyorum"
"Sinirle sana sürtük dedim"
"Peki neden devlet okulundakileri küçümsedin?"
"Oraya gideceğini duyunca çok sinirlendim"
"Peki Arasla kalmam beden seni rahatsız etti?"
"Çünkü sana sinirliydim birde onla kaldığını duyunca sinirim hopladı"
Dedim tek seferde. Gözlerimin içine bakarak ayağa kalktı. Hemen bende kalktım.  Ve tekrar gözlerime bakarak konuşmya başladı.
"Üç sorumada "sinirliydim" cevabını verdin. Öfkeyle kalkan zararla oturur."
Minil ellerini kalbine koydu.  Yeşil gözlerinden çoktan göz yaşları süzülüyordu.
"Ve buraya çok zarar verdin Batu"

DOĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin