★*•Sorusu Olmayan Gizemler

20 3 8
                                    

En sonunda uykuya dalmıştım. Önceki rüyalarımın aksine oldukça sakin bir rüyaydı. Julia ile birlikte bir ağacın altında oturmuş kitap okuyor,konuşuyorduk. Harika ve huzur dolu bir ortamdaydık. Ancak içinde olduğum rüya birden soldu. Renkler kayboldu... Boşluk içinde tek başıma kalmıştım. Yürüyordum,umutsuzca Julia'yı arıyordum. Yalnız kalmak istemiyordum.... Ancak ben yürüdükçe etraf iyice kararıyordu. Zifiri karanlık olana kadar rüyamda yürümeye devam ettim, ancak daha fazla yürüyemeden düştüm. Sanki uçurumdan düşüyor gibiydim..

Rüyada düşmem ile çığlık atıp terli bir şekilde uyandım. Yatağın başına sırtımı yasladım ve derin nefes alıp verdim. Etrafa göz gezdirdim. Herkes uyuyordu,saat kaçtı acaba?

Tam sakinleşmiş, gözümü kapatmış, yeniden uyumaya  hazırlanırken yorganda bir ağırlık hissettim. Gözlerimi açtım ve bana yukarıdan bakan iki çift göz gördüm. Gözleri görmemle tam çığlık atacaktım ki,Mugen ağzımı eliyle kapattı. Kahverengi saçlar ve siyah gözlerle derin bakan kişi...Mugendi.

"Çığlık attın... Kabus mu gördün? Yoksa beynin hâlâ işkencede mi?"

Elini ağzımdan çekti ve oturur pozisyona geçtim. Mugende karşıma oturdu.

"Seni uyandırdım demek.. kusura bakma,kabus gördüm de.."

"Sen uyandırmadın,sadece ben hiç uyumadım."

"Neden geç saatlere kadar uyanık kalıyorsun?"

"Siz...fazla rahatsınız. Uyurken neler olabileceğini asla düşünmüyorsunuz."

"Uyumayalım mı yani?"

"Uyumayın demedim. Ölü gibi uyuyorsunuz,sanki hiç uyumamış gibi. Herneyse.."

"Birşey mi saklıyorsun?"

"Seninle paylaşırsam diğerlerine söylemeyeceğine nasıl emin olabilirim ki?"

"E... Neden söyleyeyim ki?"

"Çünkü Julia ve sen diğerlerini kendi canınızdan daha önemli olduğunu savunursunuz."

"Sadece beş dakikada beni çözemezsin... Nerden biliyorsun benim öyle-"

Mugen sözümü kesti.

"Uyuma rolü yap,kontrole geliyorlar."

Kontrol mü? İyide hiç ayak sesi duymuyordum... Sorgulamadan uyuma rolü yaptım. Mugende kendi yatağına gitmiş rolüne girmişti.

İçinde bulunduğumuz büyük odanın kapısı açıldı, içeriye iki kişi girdi. Herkesi 'uyuyorlar mı?' diye kontrol ettikten sonra odadan çıktılar.

"Bu da ne böyle? Gerçekten bu saatte kontrol mü yapıyorlar?"

"Evet günde tam üç kontrol gerçekleşiyor. Biri sabah herkes uyurken,ikincisi öğlen yemekler dağıtılırken ve üçüncüsü gece saat üçte."

"Bunları nasıl öğrendin?"

"Herşeyi sorgulayacak mısın? Dinle adı bilmem ne, içinde olduğumuz durumun ciddiyetinin farkına varman gerekiyor. Aramızdan her gün en az bir kişi ayrılıyor ve geri bu odaya gelmiyorlar. Neden sence?"

"Başka bir odaya götürüyorlardır. Burası epey kalabalık."

"Hayır, öyle birşey yok. Ölüyorlar."

Ne? Ne... Mugen'e şaşırmış ve gerilmiş bir ifadeyle bakakalmıştım. Bunların hepsini nereden biliyordu..? Gözlem ve işitme duyusu epey gelişmiş biriydi... Formasındaki sayıyı karanlık olduğundan göremiyordum.

"Sadece bir teori,bu kadar gerilme."

"Dalga mı geçiyorsun? Kalpten gidiyordum!"

"Ciddiyim, ayrıca bağırma."

Ufak Bir SıyrıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin