Aşk; hayatın en karmaşık ve en güçlü duygularından biri. İki insan arasında yaşanan bu duygu, bazen mutluluğun kaynağı olurken, bazen de en derin acıların sebebi olabilir. Ancak, belki de en yıkıcı olanı, tek taraflı aşktır. Bir taraf, içini yakan aşkıyla yanarken, diğer taraf ise hiçbir şey hissetmez.
Melis'in hikayesi de tek taraflı aşkın acı dolu yolculuğunun hikayesiydi. Onun kalbi, genç ve yakışıklı olan Can'a aitti. Her gün onu görmek için fırsat kolluyor, onunla konuşmayı hayal ediyordu. Ancak, Can'ın kalbi başka birine aitti.
Melis, Can'a olan duygularını hiçbir zaman açıklayamamıştı. Onunla olan ilişkisini dostça sürdürmeye çalışıyor, ama her geçen gün içindeki yangın daha da büyüyordu. Can'ın Melis'e olan ilgisizliği, onu her gün biraz daha yaralıyordu. Ama yine de pes etmedi, umutla bekledi.
Her gün, Melis'in yüreği acıyla doluyordu. Can'ın yanında olduğu anlar, onunla olan ilişkisini sürdürmesini sağlıyordu. Ancak, derinlerde, hep bir umut vardı. Belki de bir gün, Can da Melis'e aşık olurdu. Belki de bir gün, onun için Melis'in ne kadar özel olduğunu fark ederdi.
Ama zaman geçtikçe, umutlar azalıyordu. Can, Melis'e karşı olan ilgisizliğini sürdürüyordu. Melis'in yüreği her gün biraz daha paramparça oluyordu. Tek taraflı aşkın acısı, onu adeta bir ruh hastası gibi yapmıştı. Her gün, Can'ın yanında olmak için çabalarken, kendi ruhu paramparça oluyordu.
Bir gün, Melis artık dayanamadı. Can'a olan duygularını açıklamak için cesaret topladı. Kalbi hızla atarken, titreyen elleriyle Can'ın yanına gitti. Ama Can'ın verdiği cevap, Melis'in hayatını alt üst etti. Can, Melis'e sadece bir arkadaş olarak baktığını, başka biriyle mutlu olduğunu söyledi. Melis'in içi darmadağın oldu, dünya başına yıkıldı.
O an, Melis'in kalbi paramparça oldu. Ağlayarak oradan uzaklaştı, Can'ı bir daha asla görmek istemiyordu. Ancak, onu unutmak o kadar da kolay olmadı. Her gün, içindeki acıyla yaşamaya çalışıyor, ama her anı Can'ın yüzüyle doluydu. Tek taraflı aşkın yükü, Melis'in omuzlarını ezdi. İçindeki acı, onu adeta kemiriyordu.
Yavaş yavaş, Melis'in hayatı bir karanlığa dönüştü. Tek taraflı aşkın acısı, onun ruhunu yavaşça yok ediyordu. Kendini yalnız hissediyor, kimseye güvenemiyordu. Arkadaşları ona destek olmaya çalışsa da, içindeki boşluk bir türlü doldurulamıyordu.
Ama en sonunda, Melis'in içinde bir şey değişmeye başladı. Artık, tek taraflı aşkın acısına teslim olmayacaktı. Can'ın yokluğu, onun hayatının merkezi olmayacak, kendi mutluluğunu aramaya karar verdi. Kendi değerini fark etti ve başkalarının ona olan sevgisini kabul etmeye başladı.
Melis, kendi yolculuğuna devam etti. Artık tek taraflı aşkın acısı onu durduramazdı. Belki bir gün, gerçek aşkı bulacak, içindeki yaralar iyileşecekti. Ama şimdilik, tek taraflı aşkın acısıyla yaşamayı öğrenmişti ve bu acı, onu daha güçlü kılmıştı.