Giriş

40 4 10
                                    

'Luna kızım derse geç kalıyorsun uyan'

'Öfff tamam anne'

Yatağımdan doğruldum kıyafetlerimi giydim çantamı alıp aşağıya indim masaya geçtim babam laptoptan bir şeyler yazıyordu annemde tezgahın üzerinde bana çay hazırlıyordu.

'Günaydın'

'Günaydın kızım'

'Günaydın'

'Aman Allahım baba günaydın demeyi öğrenmişsin'

'Gene başlamayalım bu gün önemli bir sunumum var'

'Tamam be'

'Bu gün ki derslerin yoğun değilmi'

'Aynen anne başımı kaldıra bilirsem şükür'

'Kaldırmassam geç kalıcaksın'

'Yok bir şey olmaz'

Kahvaltımı yapıp evden çıktım okula girdim bir kaç derse girdim bir dersi ekip okulun yakınlarındaki ormana dinlenmeye gittim tek başıma kala bileceğim şekilde uzaklaştım yanlız kalmak bana iyi geliyordu bir ağacın gövdesine yaslandım kafa dinlemeye başladım dersim olduğu için yarım saat sonra kalkmak zorunda kaldım  ayağa kalktım önümde eski püskü deri kaplamalı bir kitap vardı olduğum yere çöktüm kitabı aldım incelemye başladım ilk sayfayı açtım okumaya başladım.

Kitap
Beni bulmak üzereler sevgili oğlumu dünyada bir yere bırakmak zorunda kaldım kuzenlerim bana ihanet etti beni tahtan indirdiler taht umrumda değildi hükümdarlar çıldırmaya başladı doğanın dengesini bozdular yaratıkları essir almaya başladılar zavallı Dragonum buz nefesini orda bırakmak zorunda kaldım hükümdarlar taçı ele geçirdiler taç artık yeni hükümdar seçemiyor hükümdarların yaptığı büyüler sayesinde taç artık eskisi gibi değil.
Hektor denen o alçak herifi kendi ellerimle öldürdüm tek sevincim bu, tahtın dengesi bozuldu doğanın dengesi bozuldu eğer tahtımı kurtara bilseydim bu dengeyi yeniden ayakta tuta bilirdim elemental  yok olmanın eşiğinde dengeyi bozmamalıydılar  açılmayan kapıları açtılar bu kitabı okuyan her kimse sevgili oğlumu ve sevgili gelinimi bulmanızı istiyorum torunum kendi topraklarında büyüsün istiyorum oğlum hak ettiği o taçı giysin istiyorum oğlumun adı Adem,gelinimim adı Alara torunumun adını ne koyduklarını bilmiyorum hatta yaşayıp yaşamadığını bile oğlumla gelinimi dünyaya gönderdiğimde gelinim hamileydi umarım öncekilere benzemez bu kitabı bulan kişi acele et senin peşindeler kitabı onlara verme onlar gözü hırsla bürünmüş alçaklar.

Kitabı kapattım bir çocuk kitabıydı her halde bu kitabı ciddiye alçak kadar çıldırmadım kime anlatsam bunu bana güler kitabı çantaya attım okula gittim bir derse daha girdim okul bitti okulun kütüphanesine gitmek için koridora çıktımda simsiyah cübbeli,sadece ağzı görünen bir adam koridorda beni izliyordu.

Cübbemi denir artık her neyse giydiği şey ayaklarını bile göstermiyordu adamı görünce hızlıca merdivenlerden inmeye başladım kapının önüne gelince gözlerim kapandı gözlerimi açtığımda kendimi ormanda aynı ağaca yaslanırken buldum elimi çantama attım o kitap yoktu etrafıma baktım kitap yoktu saatime baktığımda okulun bitmişti hepsi bir rüyaydı ayağa kalktım eve doğru yürümeye başladım yolda ne gördüğümü bile unuttum.

Eve doğru yürümeye başladım eve geldim kapıyı annem açtı ayakkabılarımı çıkartıp odama geçtim yatağıma yattım ne gördüğümü yavaş yavaş hatırlamaya başladım yatağıma girip uyumaya başladım akşam olunca annem beni kaldırdı yemek masasına geçtim babam gelmişti.

'Uyuyan güzel prensin geçikti her halde'

'Keşke olsada geçikse'

Babam komik biriydi her zamanda öyleydi annem çok nazik kibar biriydi keşke ikisinden birine çeke bilseydim ben çok isyankar ve asi biriydim haşa Allah'a karşı değil insanların yaptıkları karşı adaletsizliğe ve halsızlığa tahamül edemeyen biriyim bu yüzden okuldaki çoğu kişi benden nefret ediyorki onların nefret etmesi arkadaşlarının da nefret etmesi demek.

Asiler ve HükümdarlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin