BAŞLANGIÇ

21 3 2
                                    


10 YIL ÖNCE:

(YAZARIN ANLATIMI İLE)

''Baba! Hadi gel artık yeni bir şarkı çalmayı öğrendim.''

''Geliyorum Deniz'im.''  Babası yaklaşarak Deniz'i kucakladı.

''Kız sen büyüdün mü bakayım taşıyamıyorum artık.''

''Evet baba ben 7 yaşıma geldim ve yürümeyi öğrendim kucağına almasan mı artık yeter!'' Deniz'in odasına gelip kapıyı kapattılar.

''ne çalmayı öğrendin bakayım?'' diye sordu babası gülerek kızının yatağına otururken.

''Ezgi öğretmenim bana bugün iki elle lovely çalmayı öğretti çalayım mı çalayım baba çalayım hadi dinle bak'' babası kızının bu tatlı neşesine uzun uzun bakarak iç çekti. Çok çabuk büyümemiş miydi o askeriyede görevdeyken büyüdüğünü görememişti. Ama Deniz bunu sorun etmiyordu ki ne de olsa geliyordu. Onun babası bir kahramandı insanların ona ihtiyacı vardı onları kurtarma görevi bittiğinde geliyordu onun yanına Deniz artık alışmıştı onun için babası nefes alıyorsa sorun yoktu.

''Çal bakalım prensesim.''

Deniz'in küçük parmakları piyano ile buluşarak sihirli melodiler döküldü piyanonun dilinden Deniz parmakları ile tek tek tuşlara temas ederken, babası Deniz'in becerisine her gün hayran kalıyordu. Deniz şarkının son notasına gelince parmakları bütünleştiği piyanodan ayrıldı.

''Nasıldı baba öğretmenim çok beğendi güzel ama değil mi?'' babasına heyecanla sorduğu sorular karşısında babasının yüzünde içten bir tebessüm oluştu.

''çok güzel olmuş prensesim daha bir sürü şarkılar öğrenip çalacaksın bana anlaştık mı?'' Deniz heyecanla başını salladı.

'' baba, baba dans da edeyim mi öğretmenim yeni hareketler öğretti.'' 

''hadi giy bakalım elbiseni ayakkabılarını da gel.'' Deniz koşarak dolabından balerin elbisesini aldı.

Deniz ve babası saatlerce beraber eğlenip güldüler. En sonunda anne gelip yemek hazır işareti verince ikisi de mutfağa doğru yarıştılar. Hepsi yemek masasına geçtiğinde gülüşerek yemek yemeye başladı.

''Deniz anneciğim sus artık ya boğulacaksın bak, konuşarak yemek yenmez!'' 

''Evet kızım konuşarak yememelisin yoksa annen sana topuklu terliklerini ışınlayabilir ama tabii ben iyi bir baba olarak seni koruyacağım prenses.'' Deniz'e göz kırpınca Deniz kahkaha attı ''Devrim!'' dediğinde annesi eline çoktan terliğini almıştı. Deniz bu manzara karşısında gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ama yanağında oluşan iki derin çukur şeklindeki gamzeleri onu ele veriyordu. Sonra ortam sakinledi herkes yerine oturdu. Tekrardan yemek yenmeye başlandı. Bir dakika ya oldu ya olmadığı bir anda evin kapısı tekmelenmeye başlandı.

Deniz korkuyla kapıya bakarken babası hemen Deniz'i ve Derin hanımı alıp bodrum kata götürdü dolabı çektiğinde altta kalan küçük bölmeye baktı Devrim bey.  sonra Deniz'e döndü kızının korkmuş bakışlarını görünce içi acıdı.
''babam prensesim her şeyim seni çok seviyorum unutma tamam mı bunu Deniz'im benim odamdaki kasam var ya bebeğim o kasada o kasadaki her şeyde senin bundan sonra anlaştık mı?'' Deniz gözyaşları içinde ona baktı.

'' baba... baba yapma veda etme gitme, hayır gitme ha-hayır yapma.'' hıçkırıklar içinde söyledği sözler Devrim beyi de Derin hanımı da yıkmıştı Derin hanım ağlarken Devrim beyin gözünden sadece bir damla yaş geldi ikisinin arasında sözsüz bir bakışma geçti. Biliyordu ikisi de bir daha birbirlerini göremeyeceklerini Deniz babasına bakarken daha çok ağlamaya başladı. Devrim Bey kızının alnında son kez öpüp arkasını dönüp ilerledi giderken gözünden süzülen yaşı sildi ve bir asker olduğunu kanıtlayan dik ve güçlü adımlarla eceline yürürken derin Hanım Deniz'i gizli bölgeye sokuyordu. O da gidecekti eşini yalnız bırakamazdı yalnız ölmesine izin veremezlerdi hem Derin'in evde olduklarını biliyorlardı Derin Hanım eve gelirken takip edildiğini hissetmişti ama emin olmamıştı ne de olsa o kadar koruma vardı. Deniz'i oraya sokmadan önce son kez kızına karşı konuştu.

''Anneciğim bir tanem ağlama olur mu yapma kendine seni çok seviyorum küçük bebeğim özür dilerim bunu yaşadığın için çok özür dilerim affet anneciğim affet ne olur affet... benim de sana vermek istediğim bir şey var.'' Derin Hanım  cebinden minik bir kutu çıkardı.

''aslında bugün doğum günün diye sürpriz yapacaktık ama nasip değilmiş.''' kutuyu açtı ve içindeki kolyeyi çıkardı su damlası şeklinde kristal kolye çok güzeldi 3 boyutlu bir su damlasıydı Annesi kolyeyi kızının başından geçirince son kez kızını öptü ve kızını içeriye sakladı.

''sesler bitene kadar çıkma anneciğim sesler bitince kendini korusan yete seni çok seviyorum... seni çok seviyor. Küçük okyanusumuz.'' küçük okyanus... işte bu her şeyin bittiğini göstergesiydi. Çünkü Deniz okyanus olarak anılırsa ve Deniz yok olursa Derin ve Devrim  de olmaz babası ona böyle öğretmişti.







İKİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin