Regina ve Esperanza ranzanın üstünde yan yana oturuyorlardı. Esperanza yarın çıkıyordu. Altı kişilik koğuşta sadece iki kişi vardı, oldukça boştu.
"Yarın gidiyorsun." dedi Regina, sanki buna inanamıyormuş gibi.
"Seni de yanımda götürmek isterdim." dedi Esperanza.
"Merak etme, geleceğim." dedi Regina, elinde Scarlett'ın adresinin olduğu kağıdı çeviriyordu.
Esperanza, kağıdı Regina'nın elinden aldı ve göğüslerinin arasında taşıdığı kalemi çıkararak kağıdın arka yüzüne bir şeyler yazdı. Islah evine kaçak bir şeyler sokmak için kızlar bütün vücut parçalarını kullanıyorlardı.
"Eğer Scarlett'ı bulamazsan, bana gel." dedi Esperanza, kağıdı Regina'nın eline geri verdi. Adresini yazmış, öpücük atan bir surat çizip imzasını atmıştı.
Regina güldü. "Sağol."
Açıkçası, Esperanza'ya sığınmasonın hiç gerekli olamayacağını düşünüyordu. Scarlett ile ömrünün sonuna kadar birlikte, yaşayacaklardı. Scarlett'ın her şeyi olurdu.
Ertesi gün kucaklaştılar, vedalaştılar ve Esperanza babası tarafından götürüldü. Regina bomboş koğuşa kendini attı. Bu gece kaçacaktı.
***
Boş koridorda ses çıkarmamaya dikkat ederek ilerliyordu. Koridor karanlıktı, ama bu Regina için bir engel değildi.
Aniden, ışıklar açıldı.
Regina panikle arkasına döndü. Uzun, zayıf, sarışın ve -dürüst olalım- biraz da yakışıklı bir polis memuru arkasında dikiliyordu.
"Ah, evet. Buna kalkışacağını biliyordum." dedi polis, yavaşça ona doğru yürüdü. "George... Regina, değil mi?"
Regina cevap vermeden ona bakmaya devam etti. Şu an sadece kaçmaya çalıştığı için ceza süresinin uzatılmamasını umuyordu.
"Tüh." dedi polis, ellerini ceplerine attı. Regina'yı bir tehdit olarak bile görmediği açıktı. "Babanı tanırdım, iyi bir... Arkadaştı. Onu öldürmeye çalışmana gerçekten çok üzüldüm, Regina. Ama sen buraya gelince, biricik... Dostumun... Küçük bir versiyonu yanıma gelmiş gibi hissettim. Yüzün aynı anneninki gibi ama tavırların aynı baban."
"Yani?" dedi Regina. Neden soyağacının sayıldığına anlam verememişti.
"Gitmene izin vereceğim Regina, Leon'un bana emanet ettiği çocuğun ıslah evinde sürünmesine izin veremem. Ama... Seni öylece de bırakamam değil mi? Benim için bir şey yaparsan gitmene izin veririm."
Regina, bütün vücudunu adama çevirerek ona baktı. "Neymiş?"
Adam beklenti içinde Regina'ya yaklaştı, gözleri oldukça tekinsiz bir şekilde parlıyordu. Ve ağzından bir kelime çıktı: "Domal."
Regina adama baktı, adam Regina'ya baktı. Regina'nın gözleri karardı, sonrasını ise hatırlamıyordu.
***
Regina kendini ıslah evinden güç bela dışarı attı. Elleri dirseklerine kadar kan içindeydi; ağzı, çenesi ve boynu da öyle. Kendini kaybetmişti. Adamın gırtlağını çıplak elleriyle parçalamıştı.
Panik atağı nüksetmişti, koşarken ciğerleri sıkışıyordu. İlk cinayetini işlemişti. Oldukça... Tarif edilemezdi.
Binadan yeterince uzaklaştığını düşününce yere çöktü, "Ne yaptım ben?" şoku yavaşça azalmaya başlayınca kendini mantıklı düşünmeye zorladı. İçten içe o adamın bunu hak ettiğini düşünüyordu ama kanun bunu dinlemezdi. Onların gözünde ellerindeki kan bir canilik, boğazındaki kan bir yamyamlık alametiydi. Yasa önünde hiçbir zaman haklı çıkamayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İblislerle Bir İnsan
FanfictionBenzer "ilgi alanları"na sahip insanlar genelde iyi anlaşırlar. Peki bu ilgi alanından kastımız bir iş olsaydı, aynı meslek grupları da aynı kafa yapısına sahip olur diyebilir miyiz? Cehennemin suikastçileri ile dünyanın suikastçileri arasındaki dos...