İlhamsızlık mode on.
Yine artık klasikleşmiş olarak aklıma ne geldiyse arka arkaya dizdim. Sadece son kısmı iyi yazdığımı düşünüyorum.
Tmm açın okuyun.
---
Polisler gayet inatçıydı.
Regina ise tam iki saattir araba kullandığına inanamıyordu, saat muhtemelen gecenin dördü olmalıydı. Şehri bütünüyle turlamış olmalıydı.
İyi ki gençken çok araba kaçırmıştı, yoksa şimdiye kadar bir yere çarpmıştı kesin.
Esperanza'nın mahallesinde olduğunu yeni fark ediyordu. Belki ondan yardım isteyebilirdi. Esperanza onu saklardı, korurdu, ne yapıp edip sahip çıkardı.
Esperanza'nın villasının önünde gördüğü polis arabasıyla sert bir fren yaptı. Esperanza üstünde sadece mavi ipek sabahlığıyla duruyordu ve polis arabasına yüzükoyun bastırılmış, arkadan kelepçelenmişti. Başında iki polis duruyordu.
Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Ne yaptığını da bilmiyordu. Ama vücudu çoktan harekete geçmişti, kendini arabadan dışarı atıp Esperanza'ya doğru koşmuştu.
Esperanza onu görür görmez "Regina, sakın!" diye bağırmıştı.
Regina polislerden birisinin boynune dirsek atarken aynı anda adamın silahını kaptı ve diğerinin kafasına ateş etti. Adamlar yere serildikten sonra Esperanza'nın bileklerini bir arada tutan zincire bir el ateş etti ve zincir ortadan kırıldı.
Esperanza arkasını döner dönmez ona tokadı yapıştırdı. "Ölebilirdin, aptal!" Sonra ise ona sımsıkı sarıldı. "Senin için çok endişelendim! Seni yakalayıp işkence edip konuşturdular ve benim ismimi verdin sandım, öldün sandım!"
"Buradayım, Espy." dedi Regina. "Ama benim de peşimde polis var."
Esperanza kendisini profesyonel bir tavırla geri çekti ve gözlerindeki yaşları sildi. "Evde bir panik odası var. Çabuk."
İki kız içeri girdiler. Esperanza merdivenden yukarı çıkmadan önce durdu ve Regina'ya baktı. "Sen babamın silah koleksiyonuna git ve eline ne geçerse al gel. Ne olursa. Hoşuna ne giderse. Bir şey getir işte. Ben üstüme adam gibi bir şey giyip birkaç şey alıp geleceğim. İşin beş dakikadan kısa sürsün."
Regina söyleneni yaptı. Panik odasına inmek ve sonsuza kadar Esperanza'nın küçük dünyasında kalmak. Kulağa inanılmaz geliyordu.
Esperanza ise üstüne sıkı deri pantolonu ile siyah bluzunu geçirirken babasının her şeyi haberlerde gördüğü zaman kendisini nasıl macuna çevireceğini düşünüyordu. Hayır. Regina olmasaydı çoktan intihar etmiş olurdu. Regina onun hayat kaynağıydı, ona sırtını çevirmeyecekti.
Alt katta buluştukları zaman Esperanza onu kolundan çekiştirerek mutfağa yönlendirdi. Bembeyaz mermer tezgahın altındaki bir düğmeye bastı, sonra ise tezgahı Regina'nın yardımıyla itip dönemeçli bir merdiveni ortaya çıkardı.
"İn." dedi Esperanza. Regina söyleneni yaptı. Eli bacağında her zamanki yerini almış olan Brownings'e gitti. Normal silahlara göre daha ağırdı ve bacağına batıyordu.
Kendisi için her şeyi yapmış olan Esperanza için şu ana kadar ne yaptığını düşündü bir an. Esperanza arkasındaydı,tezgahı arkasından kapatıyordu.
Panik odası başka bir çelik kapıyla korunuyordu. Ve kapı parmak iziyle açılıyordu.
Regina kendini tutamayıp elini ekrana bastı. Ve şaşırtıcı şekilde kapı açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İblislerle Bir İnsan
FanfictionBenzer "ilgi alanları"na sahip insanlar genelde iyi anlaşırlar. Peki bu ilgi alanından kastımız bir iş olsaydı, aynı meslek grupları da aynı kafa yapısına sahip olur diyebilir miyiz? Cehennemin suikastçileri ile dünyanın suikastçileri arasındaki dos...