3.Bölüm-ÇATIKATI

14 1 0
                                    

BU DA NEYDİ BÖYLE? Bu kişi gerçekten hırsız değildi. Sapıktı!? Ya o hız neydi öyle? Resmen uçmuştu. Pencereyi kapatıp kilidini çevirdim. Mektubu katlayıp şifonyerin çekmecesine koydum. Bu beni nereden tanıyordu? Manolyam demiş bir de. En sevdiğim çiçek... İşte bu yüzden uyurken kapınızı kilitleyin diyorlar. Tüm odaların camlarını kilitledim. Yukarı çıkacakken kapı çaldı. Gecenin üçünde kim ki? Merecekten baktım ama kimseyi göremedim. Kapıya tabii ki açmayacağım.

Kapıyı kilitledikten sonra yukarı çıkıp yatağa uzandım. Oraya döndüm, buraya döndüm ama uyku tutmadı. Kalkıp banyoya ilerledim. En azından güzel bir duş alayım. Küveti doldururken yüzüme kağıt maske koydum. Laptop'umdan slow bir müzik açıp suya girdim. En sevdiğim kokulardan oluşan mumumu yaktım. Küvette biraz aşağıya kayıp kafamı arkaya yasladım. Gözlerimi kapatıp bu günü düşündüm. Hayatım mükemmelmiş gibi bir de sapığım eksikti. Düşüncelerimin içinde dolaşırken dalıp gitmiştim.

Bir çıtırtı ile gözlerimi açtım. Çatı katından gelmişti. Küvetten dikkatlice çıkıp üzerime bornozumu alıp banyodan çıktım. Üzerime yatağımın üstündekideki kıyafetleri giyinip giyinme odasına girdim. Tavandaki kulpu tutup indirdim. Kapağın açılması ile merdiven aşağı doğru kayarak indi. Umarım sincaptır çünkü evimin arkası ormanlık bir alandı ve yılın bu zamanlarda evlere girebiliyorlardı. Telefonumun ışığını açıp basamaklara tırmanmaya başladım. Işığı kaldırıp bakarken bir şey hızlı arkamdan geçti.

Dönüp bakarken basamaklara sıkıca tutunuyordum sincap bu kadar hızlı değildi. Sanırım. Telefon ışığı aydınlatmaya yetmiyordu ama basamakları tamamen çıkıp kapana kısılmak istemiyordum. Buna göz yumamam. Telefonu flaşlı videoya ayarlayıp başlattım. Telefonu ekran aşağı bakacak şekilde koyup basamakları tamamen çıkıp telefonum aldım. Işığı açmaya giderken arkamdan bir ses geldi. Döndüğümde yuvarlak camın sallandığını gördüm. Işığı açtığımda koliler dışında bir şey yoktu. Son pencereyi kapatmak için ilerledim. Pencereden dışarı baktım, hava aydınlanıyordu. Pencereyi kapattım burası çok tozluydu hafta sonu temizlik yapsam iyi olurdu.

Videoyu bitirip ışığı kapattım. Merdivenlerden aşağı inip kenarlardan yukarı sürükleyerek kapağını kapattım. Giyinin odasından çıkıp yatağıma ilerledim. Telefonumdan ders programına baktım. İlk 2 saat dersim yokmuş yani 09.55'te başlayacak şu an saat 06.17. Biraz gözümü dinlendirsem iyi olur. Öğrencilerime enerjik olmalıyım. Tabii dün yaşananlardan sonra nasıl olacaksa? Sakinim, güvendeyim, evimdeyim. Evime biri girerken nasıl güvende ve sakin olabilirim ki. Polise gitmem gerektiğini ben de biliyorum ama evimde bir sürü insan olması hoşuma gitmiyor. Neyse biraz telefona bakayım da uyurum belki. Instagram'a girip reels izlemeye başladım.

Birkaç dakika sonra sıkılıp bir oyuna girdim. Bu oyunuda hiç sevmiyorum sürekli reklam çıkıyor. Kelimeleri bulup sonraki bölüme bastım diğer bölüme geçmek yerine siyah ekran geldi. Off yine reklam ya. x bir an önce gelse de devam etsem oyuna. Reklamı izlerken bir güvenlik sitesine ait olduğunu gördüm. Kamera özelliklerini anlatıyordu. Aslında düşündüm de kamera mı taktırsam acaba? Böylece güvende olurum. Öğle arası bu konuyu halledeyim. Reklamı kapatıp oyuna devam ettim.

Saat 9.11'di. Kalkıp giyinme odama gidip kırmızı bluzumu aldım. siyah takımımın pantolon ve ceketini de alıp kırmızı topuklular giydim. Onlarla uyumlu bir de kırmızıda ruj sürdüm. Rimelimi de sürüp çekmeceyi açtım. Güneş şeklinde altın kolyem ile aynı şekildeki küpelerimi taktım. Saçlarımı nemlendirdim ve maşa ile hafif dalgalandırdım. Evin ve arabanın anahtarını alıp çıktım. Kapıyı kilitleyip garajıyla aradım arabama binip bahçe kapısından çıktım. Okul evime 4 kilometreyidi. Annemi arayayım bari. Elimi yan koltuğa atıp telefonu aradım. Aaa telefonun evde unutmuşum. Allah'tan yakınım, U dönüş yapıp eve doğru sürdüm. Evin önüne gelince sağa çekip indim.

Kapıya doğru koştum anahtarla kapıyı açıp üst kata çıkıp kırmızı bir çanta ve telefonumu aldım geri çıkıp kapıyı tekrar kilitleyip arabaya gittim az kaldı dersin başlamasına arabaya binip hızlı okula sürdüm arabamı otoparka bırakıp okula girdim öğretmenler odasında kitabımı alıp ilk dersime başladım dersin bitince okuldan çıkıp arabama benim eve sürdüm yolda annemi aradım meşgule attım neyse arar o beni evim kasabanın dışında idi evler azalıp ağaçlar sıklaşmaya başladı evinden sonra sadece bir ev vardı evimden önceki evle aramızda neredeyse 1 kilometre sonraki ile de bir buçuk kilometre var.

Yalnızlığı seviyorum ama yalnızlık ikiye ayrılır; tercih edilen ve zorunluluk, ben tercih ediyorum çünkü küçükken zorundaydım 8 yaşındayken annemle babam ayrıldı. Beni her yıl yaz tatillerinde Rusya'ya yanına alırdı babam. Annem hep abimle ilgilenirdi çünkü abimin sorunları vardı. Babasının onu terk etmesini ve annemizin başka birisiyle evlenmesini hazmedemiyordu. Abim de zaten beni sevmiyor. Buna eminim artık, madem böyle olmak istiyor ben de artık ona karşı adım atmayacağım. Bahçe kapısının önüne gelince tuşa basıp açtım. Garaja park edip eve geçtim, odama çıkarken telefonum çaldı. Bahçıvan için aradığım numara arıyordu. Aramayı cevaplayıp telefonu kulaðýma yasladım.

"Alo."

"Evinizin önüne geldim, kapıyı açmamız gerekiyor."

"Tabii hemen açıyorum." deyip aşağı indim ve kapıya ilerleyip bahçe kapı düğmesinin üstüne bastım, kapının kulpunu çevirip dışarı çıktım. Beyaz kamyonet bahçeye girip çakıl taşlı yolda durdu. Kapıyı açıp indiğinde karşımda beyaz kısa kollu tişörtün üstüne mavi kot tulum giymişti. Bir askısı kolundan aşağı düşmüştü. Siyah saçları kulağına kadar uzanıyordu, iki tutam perçemi gözlerinin üzerine düşmüştü. Saçlarıyla aynı renk olan kaşları o kadar şekilliydi ki. Buğday tenliydi kahvenin en açık tonuna sahip gözleri yüzümde takılı kalmıştı. Yanına ilerlediðimde bana elini uzattı. Eline tutup sıktım.

"Ben antonio."

"Ben de Adel. Memnun oldum."

"Bende."

Aksanı çok güzeldi ve genç birisi. Uzun bir bakışmanın ardından elimi geri çektim.

"İsterseniz şimdi başlayın. Para konusunda ne kadar düşünüyorsunuz?"

"Siz bilirsiniz hanımefendi."

"Öyleyse iş bittikten sonra konuşalım?"

"Olur. Nereden başlayayım?"

Kapının kenarını göstererek "Oradan başlayabilirsiniz, kolay gelsin. Bir isteğiniz olursa kapıdan seslenin, kapı açık."

"Teşekkürler" deyip kamyonete ilerleyip kasasını açarak çim biçme makinesini aşağıya indirdi. Kapının yanına doğru itip son kez bana döndü ve gözlerime bakmaya başladı. Ben gözlerimi kaçırınca o da önüne döndü ve makineyi çalıştırdı. Arkamı dönüp eve girdim üst kata çıkıp odama girdim. Giyinme odasına ilerleyip rahat bir şeyler giydim ve banyoya da girip işlerimi halledip çıktım. Mutfağı ilerleyip acil durumlar için (Çat kapı misafir için) koyduğum kurabiye hamurunu çıkarıp doğrayarak yağlı kağıdın üzerinde tepsiye koyup fırına verdim. Onlar pişerken ben de 2 bardağı buz koydum bardaklara limonata koydum.

Ne kadar Eylül'de olsak da hala çok sıcaktı. Bu sıcakta güneşin altında çalışıyordu. Kurabiyeler pişince misafir edeyim. Hem biraz sohbet ederiz. Hoş birisi aslında. Umarım sevgilisi yoktur. Küçük bir bardağa su koyup içtim ve telefonu alıp masaya oturdum. Maillerime bakmaya başladım. Trendyol'dan Gratis'ten ve Çiçeksepeti'nden bir sürü indirim ile alakalı mailleri geçerken dikkatimi değişik bir e-posta adı aldı. "manolyabirçiçektir.gmail.com"... '1 Yeni Bildirim' üzerine tıklayarak açtım.

"Hoş buldum."

NE!?

_________________________________

Merhabaaaa

Öncelikle afedersiniz yazamadım ama sınav haftam yani aslında yazdım ama atamadım şimdi düzenledim. Dedim bugün attım attım atamazsam haftaya kalır çünkü bu hafta sonu yoğunum ve hafta içi yine sınavlarım var.

Neyse.

Diyeceksiniz flaşlı video ne?

Ben olsam bende derim ama nedenini bir kaç bölüm sonra anlayacaksınız. Öpüldünüzzz💋💋

~24/05/24 Cuma~

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kırık AynaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin