Hakkari de ilkokul öğretmenliği yapan Göksel, altıncı iş gününde okula yapılan bir saldırı ile karşı karşıya kalır. Göksel ve diğer öğretmenlerin imdadına yetişen Hançer Timi'nin komutanı Emir Karasu, onu ne yaparsa yapsın artık aklından çıkaramayac...
"Niyet ettiklerim olmuyorsa, ya hakkım değildir, ya da hakkım da hayırlı değildir." Şems-i Tebrizi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Emel bunu yapmazdı. Değil mi?
Zarfı açıp elime gelen ilk şeyi içinden çıkardığım da şokumu yaşamıştım. Zarfın içinde fotoğraflar vardı.
Hançer Timi'nin, benim ve Emir ile birlikte her an çekildiğimiz fotoğraflar. Bunlar neydi? Ne için çekilmişti bu fotoğraflar? Fotoğrafların arkasında tarihler yazıyordu. İşin tuhaf yanı benim fotoğraflarım neden buradaydı? Neye bulaşmıştım ben? Bulaştığım hiçbir şey yoktu ancak ben buraya geldiğimden beri bela peşimi bırakmıyordu. Bilmeden bir işe bulaşmış mıyımdır acaba diye düşündüm. Yok. O kadar da aptal olamazdım. Kendimce. Bu zarfla ne yapacağımı düşündüm. Elbette Emel'e geri vermeyecektim, saklayacaktım. Bu belki de benim için bir kozdu. Aklımda olan tek şey: Emel bunu neden bana yaptı? Ya da neden bize yaptı? Son günler de değiştiği doğruydu ancak tekrar toparlamaya başlamıştı. Bir anda neden böyle bir şey oldu?
Emir'i aramayı düşündüm zarfı haber vermek için ama işi olabilirdi. Adamın tek işi benimle yaptığı işbirliği değildi sonuçta. Ancak zarfın içinden çıkan şeyler bitmiyordu. Fotoğraflara bakmayı kestim. Fotoğrafları tekrar zarfın içine koydum ve ayağa kalktım. Ellerim titriyordu, titreyen ellerimle zarfı kapattım. Birkaç dakika nereye koyacağımı düşündüm. Makyaj masamın yanına ilerledim ve kimsenin bakmayacağı bir yer var mı diye düşündüm. Çekmecelerimi açıp nereye koyabilirim diye etrafa bakınıyordum. En sonunda kıyafet dolabımın yanına gittim. Dolabımın kapağını açtım ve iç çamaşırlarımın olduğu yere koydum zarfı. Kimse bulamazdı buradan bu zarfı. Yani, umarım bulamazlar. Hangi psikopat bir kadının iç çamaşırlarını karıştırır ki? Sapık olmayan kimse bunu yapmaz.
Dolabımın kapağını kapatıp odamdan çıktım. "Acaba daha çok sakladığı şey var mıdır?" Bakışlarımı Emel'in odasına çevirdim. Karıştıracak mısın gerçekten onun odasını Göksel? Gerekirse yapardım. Gerekiyor muydu şimdi? Gerekiyordu ancak ya Emel bir anda eve gelirse ayvayı bana yedirirlerdi.
"Ben karıştırırken beni yakalarsa ne diyebilirdim? Odanı bok götürüyor o yüzden temizliyordum." Gözlerimi kıstım. "Fazla kaba oldu. Odanızı temizleme izdivacında bulunmaktayım, kusura bakmadın değil mi?" Bu da ona karşı çok kibar oldu. Ne yapacağım ben? Emir'i arayacağım.
