5. BÖLÜM 🌃

11 2 0
                                    

Yepyeni bir bölümden selamlar! 🌃

Bu bölümde çoğu bölüm gibi dopdolu oldu. Aksiyon dolu bir bölümdü kendimce.

"Kusur arıyorsan, tüm aynalar senin."
-Mevlana

Medya- Emir Karasu 

Şarkı- Eklemedir Koca Konak


"Dur, gel bir şu ileride ki parka gidelim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Dur, gel bir şu ileride ki parka gidelim. Oturalım sakinleş öyle konuşalım olur mu?" Esra hızla kafasını salladı ve arkasında ki eve bakıp benle birlikte yürümeye başladı. Yanımda ki Esra'ya baktığım da her zaman ki gülen kız yoktu. Adeta çökmüştü kız. Çok sürmeden parka geldik ve herkesten uzakta bir banka oturduk. Esra'ya bakıp sakinleşmesini bekliyordum. "Sakinleştiğin de anlatmaya başla, tamam mı?" Esra kafasını salladı. İç çekiyordu hızla. Aynı zaman da gözlerinden boncuk boncuk yaşlar süzülüyordu, için acıyordu ancak o anlatmaya başlamadan anlatması için ısrar edemezdim. Esra'nın iç çekişleri azalınca merak dolu gözlerle ona bakmaya başladım. Gözlerini kısa bir süre kapatıp geri açtı. "Göksel Abla, nasıl anlatacağımı inan bilmiyorum."  Bana garip gözlerle bakıyordu, gözlerine dolan duyguyu anlayamıyordum. 

"İstediğin yerden başla, ben anlarım seni." Esra minnetle baktı. "Biliyorsun, babam pek önemsemez bizi. Dün akşam eve geldi. Okumamı istemiyor onu da biliyorsun." Evet, babası ile bu konuyu konuşmak istesem dahi denk gelemiyorduk. Bunları bildiğim için babasından nefret ediyordum adeta. "Babam dün eve geldi... Geldi ve beni okuldan alacağını söyleyip..." Devamını getiremedi. Devamında ne olmuştu da söyleyememişti. "Okuldan alacağını söyleyip... Beni evlendireceğini söyledi." Gözlerimi kocaman açtım. "Esra... Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum." Hemen bir çare bulmalıydım, Esra evlenemezdi ki. "Göksel Abla, kurbanın olayım bir çare bul. Ben bu yaşta evlenip ne yaparım?" Esra'ya gözlerim dolu dolu bakıyordum, dayanamadım sarıldım bir anda. "Halledeceğim ben, yani en azından halletmeye çalışacağım. Korkma sen." Esra bana sarıldı ve içini döke döke ağladı. "Ağlama daha fazla." Saçlarını okşamaya başladım, rahatlamak ona iyi gelecekti kesinlikle. 

Kısa bir süre daha orada oturduk ve en sonunda Esra'nın eve gitmesi gerekiyordu. Banktan kalkıp üstünü başını düzeltti ve eve doğru yürümeye başladık. Bir gözüm Esra'ya bakarken bir gözüm yola bakıyordu resmen. Yavaş yavaş yürüyorduk ve buna rağmen eve hızlıca gelmiştik. "Esra, baban evde midir?" Esra bana baktı ve sonra da evin önünde ki ayakkabılara. "Evde Göksel Abla." Kafamı salladım ve eve doğru ilerledim. "Ne yapıyorsun Göksel Abla?" Gülümsedim ve Esra'ya döndüm. "Babanla konuşacağım Esra, artık yeter demenin vakti geldi." Esra bana minnetle bakıyordu ama bir anda gözleri korkuya büründü. "Yapma, en azından bugün değil." Kafamı hayır anlamında salladım ve evin avlusuna girip kapıyı çaldım. Kimse kapıyı açmayınca sertçe kapıyı tıklamaya devam ettim. Kapı en sonunda açıldı. "Ne var? Ne alacaklı gibi çalıyorsunuz kapıyı?" Önümde duran çatık kaşlı adamla benim de kaşlarım çatıldı. "Esra, tu li ku derê yî?" Esra yanıma geldi yavaşça. Başını öne eğdi. "Ez li vir im bavo." Dediklerinden hiçbir şey anlamıyordum. "Müsaade var mıdır Abdullah Bey?" Karşımda ki adam dişlerini sıkmaya başladı. 

SAVAŞIN İÇİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin