1. BÖLÜM 🌃

40 2 0
                                    

İlk bölümden herkese selamlar efeniim. 🧡

Bu kurgu için çok ama çok heyecanlıyım, nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum ama. Bu kitapta ki yavrucuklarım 2016 yılında yaşıyorlar. Ve kendimi tutamayıp şunu söyleyeceğim, kitapta Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın sahneleri de var.
Kurgunun çoğu Şehit Öğretmenimiz Şenay Aybüke Yalçın için olmasa da en az altı bölümde vardı diye hatırlıyorum. 

Dolu dolu bir bölüm oldu!🌸

Şarkı-Drama Köprüsü

Siz değerli okurcuklarım, bu yolda beni yalnız bırakmayacağınızı umuyorum...🌸

Keyifli okumalar dilerim,
Yazar Edoli.🌸


Kafamı gökyüzüne çevirip yıldızları seyretmeye başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kafamı gökyüzüne çevirip yıldızları seyretmeye başladım. Şehrin yapay ışıklardan uzak olması yıldızları gün yüzüne çıkarıyordu, bu da benim yorgunluğumu atmak için yıldızları seyretmemi tetikliyordu. Peki, ben kim miyim? Ben Göksel Kandemir. İlkokul öğretmeniyim ve ilk öğretmenlik deneyimimi yapmak için Hakkari Derecik Umurlu İlkokuluna atandım. Burada ki altıncı günüm. Okul pek tekin bir yerde değil, sınırdayız! Güvenilir bir yerde değilim ama yine de sevdim burayı. Küçük bir şehir, her şeyden bir tane olması sorun yaratıyor evet ama insanları tatlı.

Oturduğum yerden kalkıp evime girdim. Işıkları söndürdüm ve dün akşam yatmadan önce söndürdüğüm gaz lambasını elime aldım. Montumun cebinden çakmak çıkartıp gaz lambasının kapağını açtım. Çakmak ile gaz lambasını yaktıktan sonra elimdeki her şeyi masanın üzerine bırakıp koridora ilerledim. Montumu çıkardım ve ayaklı askılığa asıp oturma odasına geri döndüm.

Oturma odasındaki masanın sandalyesine oturdum ve yarın yapılacak olan okuma kutlaması için hazırlık yapmaya başladım. Üzerinde 'Okuma Bayramı Kutlu Olsun' yazan kartlar kestim. "Sabah erkenden kalkıp gideyim okula, asayım şunları." Kendi kendime söylenerek bu sefer öğrencilerimin isimlerini renkli kağıtlara yazmaya başladım.

"Feyza," İsimleri özene bözene yazıyordum yarın hiçbir sorun olmaz umarım diye geçirdim içimden. "Hakkı," Şom ağızlı biri olarak belamı bulmaktan korkuyordum. "Son isim... Sultan." Bütün kağıtlara son bir kez baktım ve ayağa kalkıp vestiyere gittim. Vestiyerden yarın okula götüreceğim beyaz çantamı alıp oturma odasına geri döndüm.

Masanın üzerinde duran kağıtları çantamın bir gözüne dikkatlice yerleştirdim. Yarın çocuklara dağıtacağım stickerları çantama koydum. "Çok sevinecekler!" Yerimde sevinçle zıpladım. "Of, yarın nöbetim var!" Vurun beni... Vurunda nöbet tutacak yerlerim uçsun havaya...

SAVAŞIN İÇİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin