2.Tehlike

58 14 18
                                    

         Korku mu? Hayır Mina saçmalama sen korkmazsın özellikle o ödlekten korkamazsın. E geldim sanırım ama burası mı? Derken arkamdan iki koruma görünümlü adamlar 'içeriye efendim' dedi uzun koridoru yürüdüm. Sessizlikte adeta kalp atış hızımı duyabiliyordum.

Ayak sesim bütün koridorda yankılanıyordu. Kalp atışım da öyle. Babam acaba bu koridorun sonunda mı? Yoksa bu bir tuzak mı? Yürüdüm. Düşünmeyi bıraktım sadece yürüdüm. Ve  yolun sonuna geldim bir anda bütün ışıklar açıldı ve odanın ortasında bir masa ve iki sandalye vardı.

        Sandalyenin birinde o vardı. Tam karşımdaydı.Benim aksime sakin tavrını oldukça iyi koruyordu. "Selam, bayan kibirli"

          Belimdeki silahı anında çıkarıp ona yönelttim. O ise bana yaklaştı tam karşımdaydı durduğunda silahla beraber elmi tuttu ve silahı tam kalbinin üstüne koydu

 O ise bana yaklaştı tam karşımdaydı durduğunda silahla beraber elmi tuttu ve silahı tam kalbinin üstüne koydu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kararlı tavrıyla birlikte sadece gözlerimi izlemekle yetindi. Elimi tetikten çektim ama o tetiğe parmağını koydu. "Ölümün bu kadar kolay olmayacak" Alaylı tavrıyla kıkırdadı"ölümüm demek hmm siz insanlar ne kadar da bencilsiniz"anlamamış şekilde ona baktım. "Ne yani annemi aldın sıra bende mi? " Sinirlendim ve tetikteki elini iterek tüm gücümle onu geriye ittim. "Saçmalamayı kes artık! Babam nerede, ben onu göremiyorum"
-Teo nerede? Göremiyorum.

+Üzgünüm polis hanım ama ben etrafta Teo'yu göremiyorum.

-Bana bak! Bir daha sormayacağım! BABAM NEREDE DEDİM.

+Hey hey sakin ol ne bu sinir, sen eskiden böyle değildin. Ne o,o Can seni kendine mi benzetti bana onun gibi bir robota dönüştüğünü söylemeyeceksin umarım değil mi bayan kibirli?

-Ne mi oldu? Bir de soruyor musun? Siz benden teyzemi aldınız. Ve beni bununla suçladınız. Birde soruyor musun Toprak? Ne zamandan beri kaçar oldun? "Gerçeklerden.. "

+Suçlamalar suçlamalar suçlamalar... E otursana ayakta kaldın biraz da öyle suçlarsın hiç bir şeyin aslını bilmeden

-SİZ  BENDEN  TEYZEMİ ALDINIZ. DAHA FAZLASINA İZİN VERMEM. Duydun mu beni. Artık affedilişler yok.

         Dizlerim her zamanki gibi titremeye başlamıştı. Cümlemi bitirip daha fazla dayanamadan oradan koşarak uzaklaştım. Motoruma bindiğimde kaskımı takmakta zorlandığımda ellerimin de titrediğini fark ettim. Kaskımı takar takmaz oradan uzaklaştım.
         Nezarete geldim ve verilen selamlara karşılık veremeyecek kadar sinirli olduğumdan anında Teo'nun gözetmen odasına ilerledim. Odaya girer girmez Teo'ya nefret söylemleri savrulmuştu bile.Teo'nun boğazına yapışmış durumdaydım. Öfkeden gözüm dönmüştü"SÖYLE NEREDE BABAM ŞEREFSİZ SÖYLE! BAKMA SURATIMA SÖYLE, KONUŞ ARTIK KONUŞ"Öfke, kibir, acı, sinir, hüzün...

Hepsi birleşmişti ve ben kendimi kaybetmiştim. Ardından içeriye iki görevli girdi ve beni Teodan ayırmaya çalıştılar. Onlar çabaladıkça ben daha çok sıkıyordum boğazını. En son Can geldi"NE BU NE OLUYOR BURADA" Sesini duymamla Teo'yu bırakmam bir oldu. Arkamı döndüm ve hiç bir açıklama yapmadan odadan çıktım.
        
         Can defalarca aramıştı ama cevap vermemiştim. Sadece tek bir mesaj "kafamı toparlamam lazım. Yanlız kalmaya ihtiyacım var."

         Can mesajdan sonra üstelememişti. Ben bunu da uykuyla bastırabilrceğimi düşündüm. Alamadığım uykuma hala hasret olduğumu hissettim ve anında uykuya her zamanki kanepemde kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

TOPRAKTAN:

        Mina gitti ama sözlerini benimle bıraktı. Bırakmak istedi. İkimiz de birbirimizi suçluyorduk.İkimiz de diğerinin suçlu olduğunu düşünüyor, ikimiz de gerçeği bulamıyorduk. Çünkü birbirimizden her defasında olduğu gibi kaçıyoruz. Söyledikleri... Hala kulağımda yankılanıyordu.
         Nasıl ölmüştü hala aklımız almıyordu Mina'nın teyzem diye sevdiği annemin vefatını. Bulamadık. Araştırdık. Sorguladık. Suçladık...
         Ama bulamadık...
         Mina her zaman annesi gibi görürdü annemi;
   
     "Ece teyzee lüütfeen mantarlı pizzandan yaaap lütfeen" Sonra kulağına eğilip "ama Toprak yemesin olur muu o bitiriir" dediği aklımda dolanıyordu.

         Mina ile Toprak...
          Çocukluk arkadaşı...
             Ebedi düşmanlar...

MİNADAN:

Uyandığımda saat 17.21'i gösteriyordu vay be kızım Mina Mina olalı böyle çöküş yaşamamıştı ne oldu sana.

Her zamanki gibi saçma sapan söylenmelerimi bir kenara bırakıp 12 cevapsız aramanın hepsinin de Can'a ait olduğuna bakmaya ihtiyaç bile duymadım.

Can'ı aradım ama ne fayda, hiç bir gelişme olmadığını söyledi. Saat 18.30 da toplantımız vardı bu yüzden hemen kış uykumu bölüp yukarı çıktım duş alıp kıyafetlerimi değiştirdim. Yemek yedikten sonra ise hemen evden çıktım.

19.12

Ben söyleyeceğimi söyledim arkadaşlar. Teo'nun konuşacağı yok onu tanıyorum. Asla ihanet etmez. Canını bile verir. Onu konuşturamayız ki defalarca da denedik işte görmüyor musunuz?

       Meslektaşlarımın çoğu bunu onayladı ama Can kabullenmek istemiyordu.
Çünkü onu bırakırsak bir nevi kaybetmiş de olacaktık.

"Tamam, bırakacağız" Gözlerimin içine parlamıştı, babama bir adım daha yaklaşmıştım adeta. "Ama nereden bileceğiz, ya Teo karşılığında babanı geri vermezse?"çok haklıydı bu riski göze alamazdık. " Teo ile bir mektup göndereceğiz. Mektupta yazmadı gerekenleri ben halledeceğim. Siz o kısmı bana bırakın."

         Söyleyemezdim,Can'a o gün Toprakla buluştuğumuz yerde buluşacağımızı orada konuşup babamı bana teslim etmesini. Ona söyleyemezdim ama kendim halledebilirim. Teo'nun yanına gittim ve kapıyı açtığımda Teo'nun yüzüne o eski dost bakışlarımın yerleştiğini gördüm. "Alkış delikanlı çıkıyorsun." Kaşlarını havaya kaldırdı ve gülüşünün arası da konuştu"demek hala unutmamışsın"

        Anlamaz tavırlarla ona baktım"neyi" Ne olabilirdi ki"sadıklığımı" Anlık bir ciddiyetle"ben geçmişi unutmam, özellikle de yaşatılanları, unuttun mu?" İfadesini değiştirmedi "tabi ki unutmadım bu bir Mina Demir kuralı,hemde unutulmaz bir kural. Öyle değil mi?" Gözlerini devirdim"sana konuşma fırsatı vermemek lazım baksana şuna hemen çenen açılıyor"Onu olduğu odadan çıkardım ve mektup da Teo ile birlikte gitti.

         Geriye ben ve yanlızlığım kalmıştı. İçimden sadece umarım Toprak sözünde durur diye geçiriyordum. Tek dileğim buydu. Artık daha fazla yakınımı kaybedecek gücüm yoktu. Bu yüzden tek dileğim şu an Toprağın sözünden dönmemesiydi.

KARANLIK MESAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin