9.Özgürlük

15 5 1
                                    

"İyi de Nehir, ya arkasında birisini bıraktıysa ya peşinize takılırlarsa?"

-Biliyorum. Peşimi bırakacak değiller zaten. Ama unutmasınlar ki ben de senin kızınım. Öyle kolay alt edilebilecek birisi değilim.

Annem gülümsedi ve saçlarımı okşayarak beni öptü. Annemle bu kadar samimi olmamıştık daha önce. Bu an beni çok, çok duygusallaştırdı. "Demek benim kızımsın. Noluyomuş benim kızım olunca?" Saçlarımı savurdum. "Ego is loading... Ben senin kızınım. Ben yıkılmam tatlım, yıkarım." Annemin kahkahası yüzümü güldürmeye hatta her şeyi unutmama yetti. "İyi ki de benim kızımmışsın..." Sadece birbirimize baktık. "İyi ki de senin kızınmışım."

-Hem söyle bakalım o hayırsız Bulut ve Deniz seni hiç arayıp soruyorlar mı?

+Evet Deniz uğradı geçen . Beni görmek istediğini söyleyip duruyordu. Ben de dayanamayıp adresimi söyledim artık.

-Naptın naptın?? Bana haber vermeden? O kıza nasıl güvendin? Niyeymiş peki? Derdi neymiş, niye görmek istemiş?

+Beni özlemiş sadece.

-Buna inanmamı beklemedin herhalde. Anlatsana ya merak etmeye başladım. Ne konuştunuz?

+Ev arkadaşı almayı düşünür müydün hiç?

-Ne-Ne demek şimdi bu?

+Bunun için gelmemişti aslında dertleştik biraz. Kendini kötü hissediyormuş son zamanlarda, kafası çok karışıkmış. Biliyorsun sınav senesi ve tek başına yaşıyor.

-O hayırsız abisinin suçu iyi de gitsin kardeşine sahip çıksın o zaman.

+Kızım napsın çocuğun çalıştığı yer neredee kızın okulu nerede.

-Bizim hastanede çalışmıyor mu Bulut ne alaka?

+Bulut oradan çıktı ya haberin yok mu? Oradan tamamen ayrılmış.

-Benim dünyadan haberim yok sanırım.
Neyse sahi neredeymiş ki Deniz'in okulu?

+Senin evinin arkasındaki lisede okuyor.

-Son senesi mi?

+Evet. Sınava gireceği için çok bunalmış ve yanlız hissettiğini söyledi.

-Numarasını versene bana.

Annemden Deniz'in numarasını aldıktan sonra son kez vedalaşıp evden çıktım. Minayı bekliyordum ama hala gelmemişti. Önümde siyah bir araba durdu ve içinden inen olmaması beni korkutmaya başladı.

"Hey ne çabuk unuttun beni?" Açılan camdan Teo seslenince şaşkınlığa karışık gülümsemeyle cevap verdim. "Sen miydin, göremedim." Arabaya binip kemerimi taktım. Arabayı çalıştırmadan soru yağmuruna tutuldum.

-Naptın? Annen nasıl? İyi mi?"

+İyi iyi,sanırım uzun zaman sonra gerçekten iyi.

-Senin adına sevindim.

+Çok mutlu etti beni biliyor musun? Belki de ilk defa anne kız gibiydik. Çok mutluyum.

-Karnında kelebekler de uçuyor mu?

+Ne kelebeği havai fişek patlıyor desem yeridir.

-Havai fişek mi? Ne alaka bilmiyorum ama acıktım.

 Yüzümü buruşturdum. "Havai fişek ve acıkmak mı ne kadar mantıklı bir ikili değil mi?" Kahkaha atıp savunmaya geçti. "Heey ne yani ben belki her gün havai fişekleri izleyerek yemek yiyorum, olamaz mı?" Tamamen ona döndüm ve tam gözlerinin içine bakarak " Neden olmasın canım tabi ki çok saçma bir şekilde her gün havai fişek eşliğinde romantik akşam yemeği yiyor olabilirsin, değil mi?" Kafasını başka yöne çevirdi ve bana daha fazla bakmadı. Kahkahalarıma karşılık ofladı.

KARANLIK MESAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin