2. BÖLÜM

15 4 16
                                    

Kapıyı açtığımda evde büyük bir sessizlik vardı. Kapıyı kapatıp mutfağa yöneldiğimde hizmetçimiz Safiye teyze mutfak tezgahını elindeki pembe bezle siliyordu.

Kafasını bana doğru çevirdiğinde bana gülümseyerek.
"Kızım hoşgeldin. Bende tam çıkıyordum. Aç mısın? Birşeyler hazırlayıp öyle gideyim. Eve yemek yapmadım İlham Bey eve gelemeyeceğini söylemişti de." dedi Safiş mahçup bir ifadeyle.

Sandalyeyi çekip oturdum.
"Aman be Safişim, ben söylerim dışarıdan. Kendi için Sevgi için demiştir onu benimle alakası yoktur." diye konuştum.

Safiş karşımdaki sandalyeyi çekip karşıma oturdu.
"Nasılsın güzel kızım iyi misin? Yapıyor mu yine?" dedi. Sessiz kalmıştım. Ne denirdi ki. Beni dövdü, veya kapımı tekmeledi hatta bunlada yetinmedi beni ölümle tehdit etti mi diyecektim.

Safiş elini elime koyarak daldığım düşüncelerden beni kurtardı.
"İlaçlarını içiyo musun?" diye sordu. Bu tabikide benim psikiyatri ilaçlarımdı.

Olumlu anlamda kafamı sallamıştım. Zaten o psikiyatri ilaçlarını içmeseydim, yine kendimi ipe asardım.

"Yeşim?" cevap vermeyip kadına kafa sallarsam böyle olurdu. Ne bekleyebilirim ki.

"İçiyorum Safişim, içiyorum. İçmesem böyle mi olurum? Alahsen yaa." Safiş'e bakarak tilki gibi sırıtıyordum.

Bana dik dik baktı, göz devirdi ve sandalyeden kalkıp yanıma geldi. Kafamı kendine çekerek bana sarıldı, saçlarımı okşadı. Benden ayrılıp dudaklarını aralayarak birşeyler dicekti ki kapının açıldığını duyduk ve ikimizde kafamızı kapıya doğru çevirdik.

Gelen annem olacak o kadındı.
"Buyrun Sevgi Hanım birşey mi olmuştu. Gelmeyeceğinizi belirtmiştiniz." dedi güzel Safişim.

"Kafama esti geldim Safiye. Hadi ben odama çıkıyorum." sonra gözleri bana kaydı. "Sende git yarın okul var kalkamazsın falan." arkasını dönüp gitti.

Yeşillerimi devirerek ayağa kalktım ve Safişe sarıldım. "Görüşürüz Safişim iyi uykular." diyerek Safişimden ayrıldım. O sırada sıcak elleriyle buz gibi soğuk elimi tuttu ve dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı.

"Çok üzgünüm kızım çok üzgünüm keşke elimden bişey gelse ama gelmiyor işte. Ben onların kölesiyim. Tehdit ediyorlar beni. Kendimle de değil çocuklarımla. Çok üzgünüm güzel kızım çok!". O kadar mahçup bakıyordu ki bana. İçini rahatlatmak için tekrar sarıldım sıkı sıkı.

"Bak güzel Safişim senin suçun değil hiçbirşey. Kendimi suçlu hissetme olur mu?" Safiş'ten ayrılıp el sallayarak mutfak kapısından çıkıp odama giden merdivenleri çıkmaya başladım.

Odamın kapısını açar açmaz çantamı bi köşeye fırlatıp güzel sıcak bir duşa girdim. O kadar gergindimki rahatlamaya ihtiyacım vardı. Duştan çıktığımda siyah pijamalarımı üstüme geçirdim ve saçlarımı havluya sardım.

Banyodan çıkıp çalışma masama oturdum ve masamın üstünde duran kulaklıklarımı kulağıma yerleştirdim ve 'Sena Şener'in Bak Bana' şarkısını açtım ve sesi fulledim.

Saçımdaki havluyu sandeyenin tepesine astım ve telefonumu alıp yatağa geçip uzandım. Gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım. Acaba kaçsam böyle olur muydu? Yoksa sefalet içinde mi yaşardım, belkide ölürdüm.

Defalarca dövülmüştüm. İlham'ı sinirlendirdiğim için, yanlış birşey yaptığım için, kaçtığım için ve daha fazlası aklınıza gelebilecek herşey için...

Evet kaçmıştım hemde defalarca ama İlham o kadar güçlüydü ki beni her defasında alt ediyordu. Uzun zamandır görmüyordum onu eve gelmiyordu. Yaklaşık 2-3 aydır ortalıkta yoktu. Evi taşırken bile adamlarına taşıtmıştı kendi şirketiyle ilgilenmişti.

HANÇER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin