Bay Jeon bana rahat kıyafet vermiş ve bir yandan da sohbet ederek soruları işlemiştik. Anlık aklıma gelen sapık düşünceleri kafamdan atmaya çalışıyor, bir yandan da sürekli bana sürtünen Bam yüzünden irkilmeler yaşıyordum. Bir hocaya takmıştım resmen. No tutulma, no love, no hoca. Saçmalama, Taehyung. Sadece öylesine bir hoşlantı olduğunu düşünüyordum. Imkansız olması eğlenceli gelmiş olmalıydı.
"Istersen onu içeri kilitleyebilirim. Yani seni rahatsız ediyorsa." Kafamı hızla iki yana salladım.
"Hayır, hayır. Lütfen. Ben sadece alışık değilim." Yanaklarımın al al olduğuna emindim şu an. Ay cidden neden böyle oldum ki?!
"Geç oldu bayağı. Seni evine bırakayım artık istersen." Sanırım, en sağlıklı olan bu olacaktı.
"Tamam, hocam." Arabaya doğru ilerlerken bu günün ne kadar eğlenceli olduğunu düşünüyor ve içten içe midem kasılıyor, pır pır uçmak isteyen kalbim göğüs kafesimi zorluyordu. Jungkook Hoca gelip kapımı açınca heyecanla çantamı göğsüme bastırıp yutkundum. Oturup çantamı arkaya bıraktım ve emniyet kemerimi taktım. Bu sırada Hoca da kapımı kapatıp araca binmiş ve çalıştırmıştı.
"Neden öğretmen olmak istiyorsun? Pek de mükemmel bir meslek değil." Bakışları bana ufaktan değmiş ve tekrar yola dönmüştü.
"Nasıl anladınız ki öğretmen olmak istediğimi?" Normal birşeyden bahseder gibi omuz silkti.
"Aşırı meraklısın ders konusunda. Soru hazırlarken gözlerin parlıyordu resmen. Derslerde de beni hayranlıkla izliyorsun." Gözlerimi irileştirerek ona döndüm. FARKETMIŞ MIYDI YANIIII!!!
"Ne şeyi, nasıl şey, hayran mıymışım? Ben mi? Saygıdan o hocam, saygı önemli sonuçta." Içten bir kahkaha attı.
"Taehyung, normal birşey bu. Neden bu kadar heyecanlandın ki? Çok tatlısın şu an. Hep böyle bebek bebek konuşacaksan seni hep utandırabilirim." Kızarıp önüme döndüm. Boğazımı temizleyip konuşmak üzere dudaklarımı araladım.
"Heyecanlanmadım. Hocamsınız sonuçta. Ben mesleğe olan hayranlığımdan. Bütün hocalarıma öyle bakıyorum." Yalan. Yüzündeki ifade bozulur gibi olunca kaşlarımı çatıp ifadelerini izledim. Biz flört mü ediyorduk acaba? Yok canım. Abart, Taehyung. Ne flörtü, hocan o senin. Bu gün hoca, yarın- Ay öf. Kafam patlayacaktı şimdi düşünmekten.
"Ne geçiyor o kafanın içinden?" Şaşkınlıkla hocama döndüm.
"Ama Siz cidden beni korkutuyorsunuz. Beynimi falan mı okuyorsunuz diye şüpheye düşeceğim şimdi." Saçlarını arkaya atıp yandan bir bakış attı. Sakin ol, Tae. Düşmedin, düşmedin.
"Bazen duraksayıp kendi içine kapanıyorsun sanki. O kadar etraftan kopup kendi kendine artık ne düşünüyor, ne çıkarımlar yapıyorsan, soyutluyorsun kendini. Dudaklarını büzüp kaşlarını çatıyorsun. Bu gün koridorda aynı şeyi yaparken tak diye duvara yapıştın. Jimin katıla katıla güldü sana. Şirindin." Rezillik, öf ya öf.
"Hocam, Siz beni mi gözetliyorsunuz ya, ayıp yani." Ellerimle yüzümü kapattım. Bu sırada araba durmuş ve hoca da bana doğru dönmüştü.
"Taehyung, hadi ama. Tatlıydın, rezil falan değil." Elini uzatıp ellerimi yüzümden çekince bakışlarımı yavaş yavaş ona çıkardım. Benim sana tutulmamam gerekiyor, adam. Uzak dur benden ya. Ne o bana inmemi söyledi, ne de ben o an inebildim.
"Utandım ama." Dudaklarımı büzerek konuşunca bakışları dudaklarıma indi. Anında bebek bebek davranmama lanet ederken nefesimi tuttum. Istemsizce oluyordu, yemin ederim istemsizce.
"Taehyung."
"Söyleyin, hocam."
"Daha önce hiç Busan'da bulundun mu?" Ne alaka ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Teacher's Pet' taekook ✓
FanfictionTaehyung okuluna son senede atanan yeni hocaya farklı bakmaya başlamıştı. . uketae semekook . Başlama tarihi: 08.04.24