Seonghwa'dan;
Göz önünde olan biri derken kimi kast etmişti Min Ah?
"Seonghwa mı?"
Hongjoong'un sorusuyla olduğum yerde kalakalmıştım, bunu sormuş muydu gerçekten? Önce benden yardım isteyip sonrasında da hâlâ benden şüphelenmeye devam mı ediyordu?
"Ya Hongjoong, Kim Hongjoong!!"
Telefon üstüme kapandı...
Sınıfa geçip Hongjoong'u beklemeye başladım ama Hongjoong, Min Ah'la konuştuktan sonra okula gelmedi. Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk? Nasıl olsa her türlü akşam ikimizin de gittiği yer aynıydı benden kaçmasının imkânı yoktu.
Son dersten sonra önümdeki kitapları dolabıma attıp sıranın yanından çantamı aldım.
"Seonghwa bugün temizlik sırası sende, biliyorsun değil mi?"
Tam da günü müydü cidden? Hem oradan bakınca biliyor gibi mi görünüyordum?
Karşımdaki ismini bilmediğim kıza doğru eğilip yapmacık bir gülümsemeyle konuşmaya başladım.
"Ah ne yapsak ki çok acil bir işim vardı bugün. Neyse tama-"
"İşin acilse gidebilirsin ben yaparım."
"Gerçekten mi?"
Kız hevesle onaylamıştı beni. Bir şey demeden sınıftan çıktım. Kızları kandırmak çok kolaydı. Yakışıklı ve biraz da şerefsiz olmak yetiyordu.
Eve geldiğimde salonda ya da mutfakta Hongjoong'u görememiştim.
Evde olmadığı belliydi. Üst üste arayıp durdum ama hiçbir aramama cevap vermedi. O küçük beyniyle ne yapmaya çalışıyordu merak ediyordum doğrusu.
İki saatin ardından dış kapı açıldı. Küçük faremiz sonunda kapanına girmişti. Olduğum yerden hızla kalkıp yanına gittim.
"Hoşgeldin fare."
Bir şey demesini beklemeden sabahtan beri sıktığım yumruklarımı sonunda Hongjoong'un yüzüyle buluşturmuştum. Bunu beklemiyor olacak ki darbenin etkisiyle dengede duramayıp yere düşmüştü. Yakasından tutup kendime çektim.
"Madem benden şüpheleniyordun neden yardım istedin lan?!"
Yakasındaki elimi sertçe ittirip ayağa kalktı.
"Beni her gördüğün yerde dövdükten sonra bana yardım edeceğini söyledin, evini açtın sence de bunlar sana mantıklı geliyor mu? Benim yerimde olsan bunlar sana da normal gelmezdi. Bana yardım ediyormuş gibi gözüküp tüm suçu senin işlemediğin ne malum? Sahi Seonghwa bunu niye yapıyorsun?"
"Nasıl herkes senin böyle bir şey yaptığını düşünüyorsa sana inanların hepsi de benim yaptığımı düşünüyor. Yani sadece suçlanan sen değilsin anladın mı?"
Sadece kendini düşündüğü için böyle bir cevabı beklemediği belliydi.
"Peki benden neden nefret ediyorsun? Benden bu denli nefret edecek ne yaptım sana? Herkes benden bir şeyler saklıyor bari sen sorularıma cevap ver Seonghwa."
Hongjoong ilk defa sormuştu bu soruyu. Nedense sorduğu soru garip hissetmeme sabep olmuştu. Ona sataşmaya başladığım ilk günden beri asla böyle bir şey sormamıştı. Yüzüne dikkatle baktığımda gözlerinin dolduğunu fark ettim.
"Hepsi baban olacak o şerefsiz yüzünden. Eğer şirketteki yolsuzluğu babamın üstüne atıp olay kapanmasaydı ben de şu an ailemle birlikte olabilirdim. Tüm suçu babama attıktan sonra bir de yüzsüz gibi beni burslu okutturacağını ve babam hapisten çıkana kadar benim ihtiyaçlarımı da gidereceğinin sözünü vermiş. Ne kadar da mütevazı biri. İşte o günden beri senden nefret ediyorum Hongjoong."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise~ {Seongjoong}
Teen FictionHongjoong'a atılan bir iftira yüzünden tüm hayatı değişir. Suçsuz olduğunu kanıtlamak için ondan nefret eden Seonghwa'dan yardım ister. Peki bundan sonra onları neler bekliyordu?