Hongjoong'dan;
Bugün, olayın yaşandığı saate kadar okulda kalmaya karar vermiştim. Aslında her gün sınıfı temizleyenler değiştiği için işim biraz zor gibiydi ama yine de bir ipucu bulabilirim gibi hissediyordum.
Tek tek sınıfların önünden çaktırmadan herkesi gözlemlemeye çalışıyordum. Ahh neden bu kadar çok sınıf vardı?
"Hongjoong bir sorun mu var? Bu saatte ne arıyorsun burada?"
"Ah, Kyung Jun. Bir sorun yok sadece birisine bakıyordum."
"Suçluyu mu arıyorsun?"
Gözlerimi şaşkınlıkla açtım. Kyung Jun da mı benim yaptığıma inanmıyordu, gerçekten mi? Başka kimlerin de benden şüphelenmediğini bilmek istiyordum, çünkü az da olsa bana dayanma gücü veriyorlardı.
Kyung Jun karşı sınıftandı. Resimde çok yetenekli biriydi arada onun için modellik yapardım.
"Öyle bakma Hongjoong, sen böyle bir şey yapacak biri değilsin. Olayın üstünden iki ay geçti bile ve senin hâlâ bir şeyler için uğraştığını görmek beni üzüyor ama sana nasıl yardım edeceğimi de bilemiyorum"
"Bana inanman bile yeterli Jun."
İçten bir şekilde gülümsedim Jun'a, o da bana aynı şekilde karşılık verdi.
"Min Ah'la konuşmayı denesen mi acaba? İstersen seninle gelebilirim."
Min Ah'la konuşmayı birçok defa ben de düşündüm ama bir cevap alamayacağımı da çok iyi biliyordum.
"Ahh bu durumdan pek emin değilim ama yine de teşekkürler Kyung, sonra görüşürüz."
"Görüşürüz Joong, kendini çok yıpratma."
Başımı olur anlamında sallayıp yavaşça uzaklaştım oradan.
Eve gittiğimde Seonghwa'nın yemek yediğini gördüm. Konuşmak için güzel bir fırsattı, ellerimi yıkayıp bir tabak alıp ben de masada yerimi aldım.
"Pek yardımı dokunmayacağını bilsem de Min Ah'la konuşmayı düşünüyorum."
"Ben konuşurum. Tüm kızların bana hayran olduğunu bilirsin o yüzden ağzından laf almam kolay olur."
"Hangi gerekçeyle? Hiçbir kızla muhattap olmadığın halde Min Ah'ın ayağına gidip böyle bir şey sorman ve olayın üstünden iki ay geçmiş olması sence de daha fazla şüphe uyandırmaz mı? Aptal olma Seonghwa."
"Bence boşuna uğraşıyoruz suçlu Yunho işte. İki aydır onu dikkatle izliyorum ve normalde konuşmayacağı kişilerle muhattap oluyor. Şu an takıldığı kişilerin hiçbiri güven vermiyor."
"Ne yani Yunho'nun tehlikede olabileceğini mi söylüyorsun?"
"Dediklerimden bunu mu anladın cidden? Ne olursa olsun ona toz konduramaman çok sinir bozucu. Tüm iştahımı da kaçırdın zaten."
Seonghwa ayaklanırken onu durdurmak adına önüne geçtim.
"Çekil karşımdan."
Elimdeki anahtarı Seonghwa'ya uzattım.
"Bunca zaman bana katlanmak senin için de zor olmuştur. Artık gitsem iyi olur."
"Kalacak bir yer ayarladın mı kendine ya da paran var mı, bir iş buldun mu peki? Bileklerindeki yaralar daha yeni yeni iyileşmişken ne yapmaya çalısıyorsun? Gururlu bir ezik gibi davranma, bu daha çok sinirimi bozuyor. Yaptığım yemeklerin artmasını da hiç sevmem o yüzden kal işte burada."
Eliyle beni kenara ittirip yanımdan geçip gitmişti. Nedense söyledikleri gülümsememe sebep olmuştu. Guruldayan karnımla kendime gelip yüzümdeki tuhaf gülümsemeyle karnımı susturmak üzere yemek yemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise~ {Seongjoong}
Ficção AdolescenteHongjoong'a atılan bir iftira yüzünden tüm hayatı değişir. Suçsuz olduğunu kanıtlamak için ondan nefret eden Seonghwa'dan yardım ister. Peki bundan sonra onları neler bekliyordu?