8: Yıldızlar

26 7 127
                                    

"Delikanlı, arkadaşın yataklı servislerin olduğu yerde. Hayati bir tehlikesi yok ama yine de dikkat etsin, yarasını zorlayacak şeyler yapmasın, uyandığında taburcu olabilir."

Başımla önümdeki hemşireyi onayladıktan sonra Hongjoong'un yanına gittim, uyuyordu. Bir süre yüzünü inceledim. Bunca zaman yaşadığı şeylerin yorgunluğu yüzünden okunabiliyordu. Bunca zaman acı çektiğini nasıl fark edemeyip bir de başına ben bela olmuştum.

Sıkıntıyla nefes verip ellerimi saçlarıma geçirdim. Bu hayatta ona en büyük zararı veren ben oldum herhalde. Bir gün Yeon Woo'yu bile affedebilirdi ama beni affedeceğini düşünmüyorum zaten aklı varsa affetmemeli de...

"Senin bir suçun yok, kendini suçlama."

"Ne? Hongjoong uyanmışsın, canın çok acıyor mu, doktoru çağırayım mı?"

"Seonghwa hazır hastanedeyken sen de bir görünsen iyi olur, bu sen değilsin çünkü."

"Laf atabildiğine göre iyisin demek, hadi kalk da eve gidelim yer cücesi. Uyanmanı beklerken çok sıkıldım."

"Bipolar mısın nesin be? Ayrıca yer cücesi mi? O kadar da kısa değilim abartma."

Gerçekten bunun tartışmasını mı yapacaktı?

Kalkmasına yardımcı olup, çıkış işlemlerini hallettikten sonra yine bir taksiye binip eve geldik.

Onu salondaki koltuğa yatırıp mutfağa geçtim. Aslında odamda yatmasını istemiştim ama dediğim gibi istediğim her şeyin tersini yapmakta üstüne yoktu.

"Yemek ne zaman hazır olur? Ben çok acıktım."

"Uşağın mı var lan? Hazırlıyoruz işte bir şeyler, az sabır."

Söylediğime kıkırdayıp yanıma geçti.

"Ben de yardım etmek istiyorum."

"Sen ne anlarsın yemek yapmaktan, yatağına geri dön hadi."

"Sana fikrini sormadım, sadece yardım etmek istediğimi söyledim."

"Of tamam ama çeneni kapalı tutarsan yardım etmene izin veririm."

Hongjoong bir anda asker selamı verip "ne yapayım?" dercesine etrafı göstermişti. Saniyesinde izin verdiğime pişman olmuştum ama söz ağızdan bir kere çıkardı.

Salata malzemelerini önüne koyduktan sonra işimi yapmaya devam ettim.

Ben iki çesit yemek yapana kadar Hongjoong salatayı anca yapmıştı. Gerçi yapmış demek salataya hakaret olurdu.

Her şeyi hazırladıktan sonra yemek yemek için masaya geçtik.

"Artık Yunho'da kalsan daha iyi olur."

"Ne, bu da nereden çıktı birden?"

"Önceden ona güvenmediğim için orada kalmanı istememiştim ama onun bir suçu yokmuş, haklıymışsın. Yunho'ya her şeyi anlatıp onda kal."

"Peki."

Sonrasında ikimizde sessizce önümüzdeki yemeklere odaklanmıştık.

Yemeklerimizi yedikten sonra mutfağı toparlayıp ben odama çıktım Hongjoong ise her zamanki gibi koltuğa geçip uzandı.

Aslında gitmesini hiç istemiyordum, evde birinin olmasına alışmıştım ama benim yüzümden hep zarar görüyordu, ona en büyük zararı veren benken yanımda kalmasını istemem büyük aptallık olurdu.

••••

Hongjoong Yunho'yla konuşmak için dışarı çıkmıştı ben de yatmaya devam ediyordum.

Promise~ {Seongjoong}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin