Bazen bazı şeyler bizim kontrolümüz dışında gerçekleşir. Hayat kendi oyununu kendi kurallarıyla oynar. Bu oyunda sıranın bize gelmediği zamanlar vardır. Yine de bazen bunu göremez insan. Sıranın kendisinde olmadığını bilmeyerek oynayamadığı için kızar kendine, kızar etrafına.
Bana kontrol hakkı verilmediğinde de kendimi suçların. Her şeyi daha iyi yapamadığım için kızdım kendime çünkü suçlayacak kimse yoktu. Beni bu hale ben getirmiştim ya da bu benim kabullenişimdi. Tıpkı diğer insanların kabullendiği gibi.
Kontrolümüz dışında gerçekleşen şeylere inanamıyoruz, şimdi olduğu gibi. Eğer başta bu hikayeyi yazmasam şimdi burada olmayacaktım, tüm bu karmaşayla uğraşmayacaktım. Berkan'ı karşımda bulamayacaktım. Onunla ilk defa yemekte karşılaşmam gerekiyordu lakin şuan tam karşımda duruyordu.
"Ne yapıyorsun?" Soğuk sesiyle sorduğunda bana öküzün trene baktığı gibi bakıyordu. Ben de ona trenin öküze baktığı gibi bakıyordum çünkü burada tek öküz o olabilirdi. "Annem uyuduğunu söylemişti?" Şüpheli gözleri önce bende sonra da odada dolaştı. Açıkça bir şeyler karıştırdığımı düşünüyordu.
İç çekip etrafa baktım. "Ah yok ya çalınacak değerli eşya var mı diye etrafa bakıyordum" elimi cebime koyup rahat tavırla ona baktım. Sözlerimle duraksarken ifadesi daha sert bir hal almıştı. Bana doğru bir adım yaklaşırken olduğum yerde durmaya devam ettim.
"Ne saçmalıyorsun?" Kasılan çenesiyle öfkeyle sorduğunda yaptığım en iyi şeyi yapıp göz devirdim. "Özel güçlerim yok. Yatağa yatar yatmaz uyuyamam." Gayet olası bir durumdan bahsediyordum. Saniyesinde uyumamı bekleyerek o saçmalıyordu.
"Ama yatakta değilsin. Ayakta duruyorsun." Tek kaşını kaldırıp şüpheli sesle sordu. Derin nefes verip elimle yüzümü ovuşturdum. "Ayakta uyumayı tercih ederim. Zevk meselesi" bu saçma sohbetin nereye gideceğini bilmiyordum yine de umursamaz davranmaya devam ettim. Zaten böyle bir sahnenin olmaması gerekiyordu. Uyumam ve Ayaz tarafından dürtülerek uyanmam gerekiyordu.
"Zevksiz." Yüzünü buruştururken alay etmemek için kendini tutuyordu. Şuan bu duruma gülüp eğlenmek varken kendini geri çekmesi biraz da benim suçumdu.
"Her neyse. Çıkarsan özel güçlerimi kullanıp uyuyacağım." Yatağa doğru yürüdüm. Yatağa otururken gözleri dikkatle hareketlerimi inceliyordu. "İyi. Sana zevksiz uykunda başarılar küçük hırsız." Tepki vermemi beklemeden geldiği hızla odadan çıktı. Bir süre sessizce kapanan kapıya baktım.
Ne düşünmem gerektiğini düşündüm. Düşünecek çok şey vardı ve bunlar zihnime ağır geliyordu. Ve yine savaşmak yerine kaçmayı seçerek kendimi yatağa bıraktım. Yanımdaki yastığı kucağıma alıp yüzümü yastığa bastırdım. Nefesim boğuklaşıyordu yine de umrumda değildi.
"Düşünme, düşünme,düşünme..." Uyumanın zor geldiği zamanlarda zihnimde bunu tekrar edip duruyordum çünkü uyumamı zorlaştıran şey düşünüyor olmamdı. Düşüncelerimin görünmez bir el gibi boğazıma dolanıp nefesimi kesmeye çalıştığı anlarda o eli görmezden gelmek için uğraşıyordum. Şimdi yaptığım gibi.
Tekrarlamaya devam ederken gözlerim ağırlaşmaya başlamıştı. Vücudum, yumuşak yatağın üzerinde gevşemeye başladığında tüm gün kendimi sıktığımı yeni fark ediyordum. Uyku, yarı ölüm dediklerinde inanamazdım. Bir kere ölünce anlıyormuş insan. Bu hem komik hem ürkütücü geliyordu. Gözlerimi açtığımda bu sefer nerede olacağımı bilmemenin verdiği rahatsızlık ile gözlerimi kapattım.
Kontrolümüz dışında yaşanan şeylerden bahsederken aslında kontrolümüzde olan şeylerden bahsetmemiştim. Bu uykudan dürtülmeden uyanacağıma söz verdiğimde yazılmışların yaşanacağını hesaba katmamıştım. "Uyan artık. Kış uykusunda mısın?" Ayaz'ın sinir bozucu sesi ve deprem etkisi yaratan sarsıntısıyla irkilerek uyandım. "Seni yazdığım gecenin sabahını..." Sinirle homurdanırken yattığım yerden doğrulup oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALİSA
Teen FictionBir zamanlar karıştırılan bebek kurgusu yazmış ve sonraki hayatınızda bu kurgunun baş kahramanı olmuşsanız? Sonunu değiştirmeniz gereken bir kitap, yaşamak için verilen uğraşlar... 🌌 Son verdiğim hayatın cezasını başka yaşamlarda çekiyordum... Son...