Berru'dan
Sabah uyandığımda yanımda uyuyan kardeşimi öptüm. Kaç gündür ihmal etmiştim onu, özlemiştim. Günlük elbiselerimden giydikten sonra odadan çıktım. Sabah daha çok erkendi, annem dışında kimse uyanmamıştı. Bugün hava yağmurluydu, ben yağmurlu havaları çok severdim. Yağmurun tek sorunu çok yağdığı zaman yolları kapatabiliyordu. Ulaşım zor oluyordu.
Mutfağa girince ekmek yapan annemi gördüm. Yanağından öptükten sonra yaptığı ekmekten alıp balkona çıktım.
"Kızım üşüteceksin, çıkma balkona."
"Çok durmam, merak etme."
Balkonda yağmuru izlerken yeni pişmiş sıcak ekmeği yemeye başladım. Balkonun kapısı açılınca annemdir diye hiç bakmadım. Ama gelen kuzenimdi. Kaç gündür bizde kalıyorlardı.
Cebinden çıkarttığı sigarasını yaktı. "Soğuk değil mi?"
"Yok, üşümüyorum."
"Eee kuzen kaç gündür hiç konuşamadık? Keyfin yok gibi"
"Yoo iyiyim."
"Kaç yaşına geldin sen?"
"20?"
"Baban evlendirmeyecek mi seni? Evde mi kaldın yoksa?"
Gülerek söylediği şeye hiç tepki vermedim. Bu çocuğu hiç samimi bulmamıştım hiçbir zaman.
"İnsan bir tebessüm eder ya. O kadar konuşmaya çalışıyorum."
"Ben anneme yardım edeyim abi, kahvaltı hazırlıyordu."
Menemen yapmak için domatesleri doğrarken anneme sordum, "anne ne zaman gidecek bunlar?"
"Öyle denir mi kızım? Baban duymasın."
"Hiç sevmiyorum, samimiyetsizler."
Kahvaltıda her zamanki gibi geçmişti. Bana soru sorulmadıkça konuşmamıştım. Amcamın babama sorduğu 'evlilik ne zaman?' sorularıyla sıkıcı bir güne başlamıştım.
Odamda yağmuru izlerken örgü yapıyordum. Öğretmene atkı örüyordum. Adam sevgilim olmuştu ama hâlâ öğretmen diyordum. O da haliyle sinir oluyordu ama o sinir oldukça daha çok söyleyesim geliyordu. Gri örüyordum, içimden öyle gelmişti. Cam tıklatılınca elimdeki örgüyü kenara bırakıp cama yaklaştım. Camı açtığımda karşımda saçları yağmurdan ıslanan öğretmeni gördüm. Bu hali çok sevimli gelmişti. Gülmeye başlamamla ters ters baktı.
"Birde gülüyor musun halime? Özledim diye yağmur, çamur, sel dinlemeden yollara düştüm."
"Abart istersen. Hem gündüz vakti ne geliyorsun? Bi gören olacak git."
"Gece gel diyorsun yani?"
"Ben birşey demedim."
"Eee gideyim mi yani? O kadar gelmişken?"
Üzgün üzgün bakmasıyla dayanamadım. İçimde oluşan özlem duygusuyla ona sarılmak istedim.
"Burada olmaz. Gece değil samanlığa da gidemeyiz. Nerede buluşacağız?"
"Bana hiç fark etmez."
Evin karşısındaki bahçeye baktım. Anahtarını çaktırmadan alırsam orası olurdu. Bahçenin bir bölümünde tavuklar vardı, duvarın arkasında da meyve ağaçları vardı. Bahçe yüksek duvarla çevrili olduğundan en uygun orası olur diye düşündüm.
"Bahçenin anahtarını alacağım. Biraz yolun aşağısında bekle, ben bahçeye girdikten sonra gelirsin."
"Tavukların yanında mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSEDİM
RomanceAilesinden, kimliğinden kaçmak isteyen Arman öğretmen olur ve sıkıcı şehirden güzel bir köye yerleşir. Sevdiği kızla evlenme hayalleri kurarken ne geçmişi ne de düşmanları onun peşini bırakmaz. Babasının kirli geçmişinin bedellerini o öder. En kötü...