7. Çıkalım mı

87 6 18
                                    




"gidebiliriizz"

*******

Anahtarla açtığım kapıyı ittirip içeriyi kısaca kontrol ettim ve arkamdaki kalabalığı içeri davet ettim.

"evime hoş geldiniizzz"

edin ve onun arkadaşları meraklı gözlerle villamı inceliyordu. Benimkiler daha önceden beni ziyarete geldiklerinde görmüştü. O yüzden yabancılık çekmeden büyük salona doğru ilerlediler.

diğerleri de arkalarından ilerlerken bir tek edin kalmıştı. Hemen yanına ilerleyerek koltuk değneğini elinden aldım ve kolunu omzuma atıp beline sarılarak yavaş yavaş ilerlemeye başladık. Bu sırada edin in söylenmelerini dinliyordum.

"kaç yıllık arkadaşlarımın yaptıklarına bak , arkalarına bile bakmadan gittiler insan bir sorar en azından arkadaşım yardım edelim mi bir şeye ihtiyacın var mı diye "

"yapacak bir şey yok artık benimle yetineceksin edin bey" dememle bir kaç santim uzaklıktaki gözlerini benimkilerle buluşturdu. Gözlerimi çekmek istiyordum ama sanki büyülenmişim gibi koyu kahvelerden ayıramıyordum. Ama o benim aksime gözlerini yasak bir şeye bakmış gibi hızlıca çekti.

"evin çok güzelmiş, çok beğendim" küçük bir tebessüm yerleşti dudaklarıma. Sanki o söyleyince evim daha bir güzel gelmişti gözüme. Her ne kadar konuyu değiştirmek için söylediğini bilsemde.

"teşekkür ederim"

onunla birlikte salona girdiğimizde tek boş yer olan ikili koltuğa yavaşça yöneldik. İlk onu yavaşça oturtup sonra ben kuruldum yanına.

"Siz niye oturdunuz?" Bize yönlendirilen soruyla gözlerimizi Ferdi'ye çevirdik. Ya ne yapacaktık.

Anlamaz bakışlarımızı gördüğünde " hani uyuyacaktınız ya" edine baktığımda onun zaten bana baktığını gördüm.

" çıkalım mı?" Sorumla gözleri büyüdü "ney" bu niye bu kadar şaşırdı diye düşünürken aklıma gelenle şeyle dudağım seğirmişti ama onu utandırmamak için hemen yüzümü eski haline getirdim.

" yukarı diyorum çıkalım mı?" duyduğu ile derin bir nefes alan edin yavaşça kafasını salladı ve bir kaç saniye önce oturduğumuz koltuktan kalktık ve sessizce bizi izleyen tayfaya " mutfaktan istediğinizi alabilirsiniz kendi evinizmiş gibi rahat olun" diyerek salondan üst kata yöneldik.

Misafir odasına girdiğimizde onu yatağa oturttum ve "hemen geliyorum" diyerek kıyafet getirmek için tekrardan odadan çıktım.

Hızlıca dolabımdan ona en uygun kıyafetleri seçerek misafir odasına geri döndüm. Zaten o şuan benim bedenimde olduğu için tüm kıyafetler ona göreydi o yüzden onun için bir sorun yoktu ama ben bu boyda iken dolabımda bana uygun kıyafet bulunduğunu düşünmüyordum. En kısa zaman da alışverişe çıkmam gerekiyordu. Zaten bu durumunda daha ne kadar süreceği belli değildi.

Odaya girip edine doğru ilerlerken onun odayı inceleyen bakışları ilk gözlerime ardından elimdeki kıyafetlere odaklandı.

Kıyafetleri yatağa düzgünce bırakıp ona döndüm " yardım etme mi ister misin? "

gözleri ilk beni ardından kıyafetleri en sonunda ise kırık kolunu inceledi ardından tekrar bana döndü ve gözlerini kaçırarak kızaran yüzüyle başını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı.

kızarmasına karşılık küçük bir kıkırtı döküldü dudaklarım. Bu adam fazla tatlıydı. O bana kızarmış suratıyla sinirli olduğunu düşündüğü bir bakış atarken hızlıca boğazımı temizleyip çıkarmak üstündeki tişörte uzandım.

O ise bu ani hareketimi beklemiyor olacaktı ki sinirli bakışı suratında dondu kaldı. Ellerimle tişörtün eteklerini kavramıştım ki hızlıca kendini toparladı ve iki kolunu yukarı kaldırdı ama kırık kolu acımış olmalı ki yüzünü buruşturdu. Bende onu o halde bekletmemek için aceleyle kıyafetini çıkardım ama fark ettiğim şeyle zorlukla yutkundum.

Aramızda ki mesafe ne ara bu kadar azalmıştı

Onun yarı çıplak olması ve aramızda azıcık bir mesafe bulunması işleri iyice zorlaştırıyordu.

******

sözümü tutup hızlıca bölüm yayınlayamadım hepinizden özür dilerim

bazı şeyler üst üste geldiği için kitap okuyacak vaktim bile olmadı ama hatamı telafi edeceğimden şüpheniz olmasın

lütfen oy ve yorumları unutmayalım

Hayal mi Gerçek mi | Tadic&DzekoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin