Kurduğu cümleyle bir süre hareket edemedim. Korktuğumu söylüyordu, ona kapılmamak için bahaneler ürettiğimi. Haklıydı, korkuyordum. Ama onun neden korktuğumu sorgulamadan, öylece kurduğu cümle sinirlenmeme neden olmuştu. Alaz ve Asi, ikisinden birisi zarar görmediği sürece, birbirini her an yanlış anlamaya müsait iki insan. İkimizinde etrafımıza ördüğü duvarları vardı. Öyle anlar oluyordu ki, tamam diyordum ya yıktık o duvarları. Sonra yine bir şey oluyordu ve tek tuğlası düşen o duvarların arasına yeniden saklanıyorduk. Düşünmeden, ne hisseder demeden kırıyorduk birbirimizi. Tam şuan da olduğu gibi.Yavaş adımlarla ona döndüm ve dibine sokuldum. Muhtemelen geldiğinden beri ara vermeden içtiği alkol, gözlerinin kıpkırmızı olmasına neden olmuştu. Üstten bir tavırla bana bakarken, sinirlerim iyice bozuldu ve kuracağım cümleyi yuttum. Hiç beklemediği bir anda elimi saçlarına geçirerek kafasını yandaki aynaya çarptım. Sarsılarak eğildiğinde eli kafasına gitti. Düşecek sandığımda elimi omzuna kaydıracaktım ki, inleyerek doğruldu.
"Asi! Ne yapıyorsun?" dedi bağırarak.
Alnı kesilmişti ve eliyle akan kanı durdurmaya çalışıyordu. Ama ona o kadar sinirliydim ki bu beni yumuşatmaya yetmedi. Onun için bu kadar çabalarken, buraya gelerek kendine zarar vermeye çalışmıştı. Şimdi de karşıma geçmiş bahaneler ürettiğimi, korktuğumu söylüyordu. Onu göğsünden ittirerek konuşmaya, daha doğrusu bağırmaya başladım.
"Köpek gibi pişmanım lan! O gün seni orada bırakmadığıma!"
Dibine sokularak kurduğum cümleleri sanki duymuyor gibi gözleri dudaklarıma kaymıştı. Gerçekten hiçbir şey umrunda değildi. İyice sinirlenmiştim.
"Keşke bıraksaydım da, geberseydin." dedim ondan uzaklaşarak. "Ben mi korkuyorum? Ben mi korkuyorum lan! Senin için çabaladığımı görmüyorsun değil mi benim?"
"Asi.." diyerek bana bir adım attığında devam etmesine izin vermedim.
"Yaklaşma! Ben senin için.. Ulan ben senin için.. nelere katlanıyorum ne laflar yiyorum haberin yok değil mi? Siktir olup gittin o sabah bana neler söylediler haberin var mı senin! Ama ben henüz gitme nedenini bile bilmezken, ne yaptım biliyor musun?" Bir kez daha ittirdim bedenini. Elleri bileklerimi tutacakken izin vermedim.
"Bırak, bırak sakın dokunma bana! Ne yaptım biliyor musun? Dedim ki ne yaşadıysak bize ait. Pişman değilim dedim size ne dedim. Yıllardır yaşadığım insanları senin için karşıma aldım ben lan! Dedim ki vardır bir nedeni. Ulan Cesur geldi karşıma.. Geldi karşıma bana Alaz seni kullanmış dedi.. Ona rağmen tek kelime etmesine izin vermedim sana. Bütün bunları teslim olmaya gittiğini bilmediğim halde yaptım. Şimdi biliyorum, bu kez de seni senden korumak için savaş veriyorum. Ama bir hiç. Geçmişsin karşıma korkak diyorsun." derken gözlerime kırgınlığın bulaşmak üzere olduğunu anladım.
"Kime ne anlatıyorum.." dedim kafa sallayarak. "Başın sağ olsun bu arada." derken gözlerimle alnını işaret ettim ve çıktım tuvaletten.
Kapıdan çıkar çıkmaz duyduğum bağırış sesi ve aynaya geçirdiği yumruk sesiyle gözlerim kapandı ve yutkundum. Ben ona sakin yaklaştıkça, o beni sinirlendirmek için elinden geleni yapıyordu. Demek ki anladığı dilden konuşmak gerekiyordu. Nefesimi topladım ve barın çıkışına yöneldiğimde duyduğum sesle duraksadım.
"Şşt baksana bi, hey sana diyorum.." dediğinde sesin sahibine döndüm. "Baksana.." Az önce Alaz'ı yanımdan alıp götüren kişiydi.
"Ne var lan? Köpek mi çağırıyorsun ne?" dedim sinirle.
"Çok pardon ben.. Adını bilmediğimden. Ama seni tanıdım ben. Tolga ben mekanın sahibiyim." derken uzattığı eline baktım ve sabırla nefesimi vererek arkamı döndüm yeniden. "Geçen şarkı söylediğin mekan var ya hani Alaz'ın boşalttığı..." Ne, Alaz'ın boşalttığı derken?" Tekrar döndüm ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Healing To Lovers | AsLaz ❤️🩹
Genel Kurgu18. bölümden itibaren AsLaz'a dair göremediğimiz detayların ilmek ilmek işlendiği bi hikayeye başlıyoruz. Keyifli Okumalar. 🫶🏼✨️