• belirsizliğin derin çukuru • 0.5

1.5K 55 89
                                    

  

Peşimden gelen Alaz'la birlikte eve girdiğimiz an ortalığın karıştığını fark etmiştik. Rüya'nın babası Rüya'yı annesi sanarak ona saldırmıştı. Daha sonrasındaysa Yaman'la birlikte polisler eve yığın etmişti.  Polisler ve Yaman Rüya'yla babasını emniyete götürürken, Alaz'ın elinde bir tomar parayla birlikte arkalarından bakakalmıştık.

  "Az önce olanlar.." diye zar zor konuşmaya başladım. "Hala inanamıyorum." diyerek elimle saçlarımı karıştırdım.

   "Bende.. Yani bu raddeye gelebileceğini bilseydim, hiç böyle bir işe kalkışmazdım." dediğinde düşüncesizliğine güldüm sinirle.

  "Sen zaten, ne zaman düşünerek hareket ediyorsun ki.." diyerek kapıya yöneldim.

    Tam evden çıkmak için kapıyı açmıştım ki sağımdan uzanan kolu kapıyı iterek çıkmama engel oldu. Derin bir nefes vererek arkamı döndüğümde çatık kaşlarla beni izlediğini gördüm.

  "Ne demek istiyorsun, daha açık konuşur musun?"
  
   "Bence gayet açık konuşuyorum, anlamamak için direnen sensin, Alaz." dedim iğneleyici ses tonumla. 

"Tabii tabii. Eminim sen gayet açıksındır, gayet netsindir." dediğinde gözlerini etrafta gezdirdi. Yaptığı ima hoşuma gitmemişti. Gözlerimi kaçırmasına izin vermeyerek çenesini sertçe kavradım ve kendime çevirdim.

  "Bana bak, ben ilk günden beri nasıl davranmam gerekiyorsa öyle davranıyorum ben, tamam mı? Saçma sapan tavırlarınla sürekli kaçıp duran ben değilim, sensin Alaz. Tıpkı o sabah ki gibi." dediğimde kaşları çatıldı ve konuşmaya çalıştı.

  "Asi bunu konuştu-" demeye çalıştığında kestim sözünü.

  "Ya bırak Alaz. Sende biliyorsun bunların hepsinin birer bahane olduğunu. Bana geldiğini kim bilecekti? Uyandığında anlatsaydın, ben anlamayacak mıydım seni? Sakın bana Yaman'ı öldürmeye çalıştığımı sana nasıl anlatabilirdim falan deme. Ne demek istediğimi sen çok iyi biliyorsun." diyerek konuşmasına izin vermeden çıktım evden.

.....

  "Kapının önündeyim."

   Mesaj Alaz'dandı. Dağ evinde yaşadığımız sayısız tartışmalarımızdan birini daha orada bırakarak eve dönmüştüm. Bir ileri iki geri tavırları artık tahammülüm kalmamıştı. Ne olsun istiyordu gerçekten anlamakta zorluk çekiyordum. Mesajına göz devirerek üzerime ceketimi aldım ve evden çıktım.

  Beni gördüğünde arabasından indi ve yanıma yaklaştı. Aramızdaki gerginlik yüz kilometre öteden belli olacak vaziyetteydi. Öylece birbirimize bakmaya devam ederken sabırsız bir nefes vererek konuşmaya başladım.

  "Ne oldu, neden geldin?" dediğimde boğazını temizleyerek bana doğru bir adım daha attı.

   "Yarın gece başlıyormuşsun sahne almaya, duyduğuma göre."

    "Sorsaydın bende söylerdim. Ee, ne olmuş?" dediğimde üzerimdeki umursamaz tavrım onu sinirlendirmeye başlamıştı.

     "Ne mi olmuş Asi, ne konuştuk biz seninle. Söylemedim mi sana ben olmaz diye? Tolga aradı söyledi canımı sıktı zaten."

  Kaşlarım çatıldığında yavaştan bende sinirlenmeye başlıyordum.

    "Hayır neden arıyor ki seni, ayrıca sana ne ya benim nerede çalıştığımdan?" diyerek ona doğru bir adım attım. "Derdin ne lan senin?"

   "Sen benim derdimi anlamadın mı ya hala? Bak son kez söylüyorum, o işi unut Asi." dediğinde başımı sağa sola sallayarak yanından geçmeye çalıştım.
 
    "Bak canını yaktırma bana, çekil önümden." dediğimde hafifçe dudaklarından sızan gülüşünü duydum.

Healing To Lovers | AsLaz ❤️‍🩹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin