TTİ-2. BÖLÜM

11 2 0
                                    

trabzana tutunan ip/2. Bölüm

Medya: Befru Aksoy

✨✨✨
Merdivenden çıkarken holden bir ses duymamla kafam hole çevrildi. Adım sesi gibi bir ses gelmişti. Evde kimsenin olmaması gerekiyordu.  Elim pantolonumun iç kısmında olan çakıma gitti. Kılıfından çıkartıp elime aldım. Ses çıkarmamaya dikkat ederek hole doğru adımlamaya başladım. Hole geldiğimde çevik bir hareketle başımı çevirdim, bir nevi kendimi korumaya aldım. Hızlıca gözlerim etrafı taradı. Hiçbir şey yoktu. Mutfaktaki cam üstten açık olduğu için yerdeki gazeteyi uçurmuştu. Mutfağa gidip camı kapattım. Tekrar merdivenleri çıkıp Koray'ın gereksiz eşyalarını koyduğu odadan merdiveni alıp aşağıya indim.

Merdiveni sağlam bir şekilde ağaca dayadım ve kuş evini aldım. Ağacın kenarına oturup kuş evini incelemeye başladım. Elimi evin içine sokunca bir tahta parçasının olduğunu fark ettim. Diğer elimle arkadaki en büyük tahtayı biraz zorlayarak çıkardım. İki tahta arasından ince bir anahtar kucağıma düştü. Aranan şeyi bulmuştum.

Hızlıca toparlanıp merdiveni aldım, evin girişindeki kuş evine gittim. Ordaki evi almadım. Sadece yuvasından çıkardım ve aramaya başladım. Yaklaşık beş dakika boyunca aradım ama yoktu. Hiçbir şey bulamıyordum. Bu da demek oluyordu ki evden almam gereken şey kameraydı. Ama kabloları yanlış sökersem tüm görüntüler giderdi. Evi tekrar yerine koydum.

Bu konuda danışabileceğim tek kişi abimdi. Telefonumdan hemen abimi aradım.
Çaldı, çaldı ve açmadı. Her zamanki gibi.
Alçin'i aradım ve konuşmaya başladım.

"Ablacım özür dilerim, dersini bölüyorum ama abini arayıp beni aramasını söyler misin?"

Alçin sorgular bir sesle "Abla iyi misin?" diye sordu.

"İyiyim bir tanem. Bir dava ile ilgili bir şeye danışmam lazım ama acil. Hemen arar mısın?"

"Tamam arıyorum abla." Diyip suratıma kapattı. Yaklaşık iki dakika sonra telefonuma arama düştü. 'Abim' kişisi arıyordu. Hemen aramayı yanıtladım.

"Alo. Befru, iyi misin?" diye normal sert sesiyle sordu. Ama benim için endişelenmişti. Yıllar sonra ilk defa benim için endişeleniyordu. Düşünmemeye çalışarak cevap verdim.

"İyiyim abi. Ben bir tane gizli kamera sökeceğim ama içindeki bilgilere zarar vermeden bunu nasıl yapabilirim?"

Oflanarak "Befru yine ne işlere bulaştın. Bak başını belaya sokarsın. Saçma sapan işler yapma." Diye cevap verdi.

"Avukat olduğumu unutuyorsun galiba ama tek unuttuğun şey bu değil. Neyse, Koray hapiste."

"Ne?" Derken sesinden şaşkınlık akıyordu. Ya şaşırırsın sen öyle.

"Bende elbette onun avukatıyım bu yüzden bu kamera bana lazım. Şimdi bana nasıl sökeceğimi söyleyecek misin?"

"Nerdesin?" diye sormasını beklemiyordum.

"Koray'ın evinde." Diye şüpheli bir şekilde cevap verdim.

"Hangisinde?" diye sormasıyla şaşkına döndüm. Koray'ın iki evi vardı. Eski, anne ve babasının evi, ve şuan ki evi. Başka evi olduğunu bilmiyordum.

"Yaşadığı evdeyim" diye onu yanıtladım.

"Tamam yirmi dakikaya ordayım" diyerek telefonu kapattı. Gelecek olmasına şaşırmıştım. Annemin vefatı sonrası benimle konuşmaz, görüşmez olmuştu. Durduk yere beni silmişti. Sadece Alçin ile görüşüyordu.

Abim gelene kadar merdiveni yukarı çıkardım, evin kapılarını kitledim ve arabaya geçip oturdum. Telefonuma bakmaya başladım.

Yaklaşık yirmi dakika sonra bir araba sesi duymamla telefonu arabada bırakıp arabadan indim. Gelen siyah SUV'da abim Poyraz Aksoy inmişti. Zevklerimiz benzerdi.

İndiği gibi yanıma geldi, karşıma dikilip konuşmaya başladı.

"Ne işin var senin burda?" Kendisinin algılama güçlüğü olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam.

"Telefonda dedim ya Koray hapiste." Hapiste kelimesini vurgulayarak söyledim.

"Ben Koray'ın avukatı olup olmamandan bahsetmiyorum. Kendini tehlikeye atmandan bahsediyorum. Ben sana ne dedim, böyle işlerde beni ara, ben hallederim dedim. Senin burda abin var."

Dedikleri karşısında alayca gülümsedim. Abim varmış.

"Sen benim abim falan değilsin. Abim olsan yanımda olurdun beni yanlız bırakmazdın. Ve seni kaç kez aradım. Açmadın. Neyse konumuz bu değil nasıl olsa anlamayacaksın." Diyerek arkamı dönüp girişteki kuş evine gittim. O da arkamdan geliyordu.

"Bu kuş evindeki kamera lazım. Alabilir misin?"

Kuş evini alıp biraz inceledikten sonra "Tamam hallederiz. Bagajdan eşya kutusunu getirsene." Diyip araba anahtarını havadan attı. Anahtarı kapıp, bagajdan kutuyu alıp yanına gittim. Duvara yaslanıp kamerayı sökmesini bekledim. Yaklaşık 15 dakika sonra sökmüştü. Kuş evini eski yerine yerleştirip kamerayı bana verdi. Çantayı toparlarken konuşmaya başladı.

"Dava hakkında beni bilgilendir ve ne zaman böyle bir olay olursa arayabilirsin, söz telefonu bu sefer açacağım. Abi sözü."

Abi sözü.

"Tamam teşekkür ederim. Akşama yemeği unutma. Kendine dikkat et. Seni seviyorum" dedim ve arkamı dönüp arabaya ilerlemeye başladım. Arabaya binip bir çırpıda evden çıktım. Resmen benimle sıcak soğuk oynuyordu.

Yıldızı parlatmayı unutma!✨

TRABZANA TUTUNAN İPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin