TTİ-3. BÖLÜM

13 2 0
                                    

trabzana tutunan ip/3. bölüm

Bölüm şarkısı:
Müslüm Gürses-İtirazım Var

✨✨

Koray'ın evinden çıktıktan sonra büroya gitmiştim. İstanbul'un en iyi hukuk bürosuyla çalışıyordum: Yaldızlar Hukuk Bürosu. Karmen Yaldız, liseden beri arkadaşımdı. İkimiz beraber hukuk okuduk ve daha sonra babasıyla amcasının kurduğu büroda çalışmaya başladık.

Büroya geçtiğim gibi son bir haftanın evrak işlerini hallettim ve danışmanımız Aylin'e dosyaları teslim edip saat beş gibi bürodan ayrıldım. Alçin, dersi bittikten sonra kendi eve gittiği için rahattım.

Eve gitmeden önce markete uğrayıp evin ihtiyaçlarını aldım. Ardından hızlıca eve geçtim. Eve girdiğim gibi ilk Alçin'in odasına çıktım. Kapıyı tıklatıp içeriye girdim.

"Ablacım, nasılsın?" Diye sorarken o gelip bana sarıldı.
"İyiyim, sen nasılsın abla."
"İyiyim kuzum. Günün ve derslerin nasıldı?"
"Her zamanki gibi sıkıcı." Dediğine gülümsedim.
"Okulu ne zaman sevmeyi düşünüyorsun acaba?"
"İmkansızı ne ara konuşur olduk?"
"Alp okula geldiğinde göreceğim ben seni. Unutmadan, abinle konuş buluşma saatini ayarlayın. Ona göre hazırlanırsın."
"Tamamdır abla." Dedikten sonra ona bir kombin hazırladık ve yanından ayrıldım.

Hızlıca üstümü değiştirdim, mutfağa inip yemeği hazırlamaya başladım. Önümüzdeki iki günün yemeğini yapıp stokladım. Bu sırada Alçin hazırlanıp abisiyle yemeğe gitmişti.

Mutfaktaki tüm işlerim bitince kendi odama çıktım. Hızlıca bir duş alıp günün yorgunluğunu üstümden attım. Saçlarıma havlu dolayıp Koray'ın evinden aldığım kamerayı bilgisayara bağladım. Görüntülerin hepsini bir flash belleke yedeklemeye başladım. Bu sırada Koray'ın kendi sisteminin kurulu olduğu bilgisayarım kameradaki farklı yüzleri ve hareketleri tespit edip not alıyordu. Bilgisayar bununla uğraşırken bende anahtarın ne anlama geldiğini bulmaya çalışıyordum.

Koray ile olan görüşmenin ses kaydını almıştım. Anahtarın nerde olabileceği hakkında bir ipucu aradım. Kaydı tekrar tekrar dinledim. Ama hiçbir sonuca ulaşamadım. En sonunda pes ederek Koray'a dava açan iş adamlarını araştırmaya başladım.

Erdem Kavak, Emre Bayaz ve Merih Koçyiğit. Erdem Kavak'ın abisi Yılmaz Kavak çok ünlü bir avukattı. Aynı zamanda üniversitede benim hocamdı. Yılmaz Hocayla beraber Erdem Bey'le konuşursak Kavak'ların konusu kapanırdı.

Emre Bayaz ise duyduğum kadarıyla fazla hırslı biriydi. Sevza Gülniçinoğulları'yla bir ilişkisi olduğunu, yakın bir tarihte düğünleri olduğunu biliyordum. Düğüne bende davetliydim. Çünkü Sevza, Birce ablanın kızıydı. Birce abla Hukuk Fakültesi'nde okumamı sağlamış üstüne üstlük yurtdışına çıkmamı, yüksek lisans yapmamı sağlamıştı. Kendisinin hakkını asla ödeyemem. Bu yüzden ya Emre'yi düğün öncesi sıkıştıracaktım ya da düğünde gözdağı verecektim. İkilem arasında kalmaktansa ikisini de yapmayı tercih ediyorum. Bu yüzden bu hafta Gülniçinoğulları Holding ve Bayaz Holdingi ziyaret etmem gerekiyordu. Yarın sabah rendevu almayı aklımın bir köşesine not ettim. Emre Bayaz hakkında kendim biraz araştırma yaptıktan sonra Emre Bayaz defterini bu gecelik kapamış oldum.

Sırada en ufak bir fikrimin dahi olmadığı Merih Koçyiğit vardı. Adamı ilk olarak internette ve magazin sayfalarında araştırdım. Kaynaklarımdan da bilgi istemiştim.

Anladığım kadarıyla kendisi sosyetenin göz bebeği, her gün başka manken kızlarla beraber olan çapkın bir iş adamıydı. Eski bir nişanı varmış ama bilinmedik bir sebepten ötürü bozulmuş. Hayatındaki tek sorun aşk değil. Aile içerisinde kimin CEO olacağı hakkında tartışmalar varmış. Oysaki Merih Koçyiğit CEO olalı 3 yıl olmuştu. Bu kavganın hâlâ devam etmesi beni şaşırtmıştı.

Üç abisi bir ablası ve iki tane de kardeşi var. Ablası Almila Koçyiğit çok zeki ve donanımlı biri. Oxford ve ODTÜ'de okumuş, kendi alanında çok yetenekli biriydi. Şuan şirkette Merih'ten sonraki en yetkili kişi. Abileride iyi üniversitelerde okumuş ama bir Almila Koçyiğit olamamışlar. Bu yüzden yetkileri daha düşük. Ama koltuk için en çok sorun çıkaran da abileri.

3 yıl önce -Merih CEO olmadan bir kaç ay önce- en büyük abisi Yiğit Koçyiğit CEO olmuştu. Daha sonra apar topar Merih Koçyiğit CEO oldu. İyi ama neden? Şirkette en uzun süredir olan, işleri en iyi bilen iki kişi var:Yiğit ve Almila. Neden durduk yere şirkette 2 yıl geçirmiş, işleri tam bilmeyen ve gencecik birini CEO yapar ki? Eğer ki bu sorunun gerçek cevabını öğrenirsem Merih Koçyiğit'in pimini çekerdim.

Merih Koçyiğit 3 gün sonra İstanbul Üniversitesi'nde bir konuşma gerçekleştirecekti. Bu konuşmaya katılabilirsem onun hakkında az da olsa bilgi sahibi olabilirdim. Hem o zamana kadar kaynaklarımda bilgi gönderirdi. Yarın bürodakilerinde ağzını yokladım mı tamamdır.

Göz kapaklarım artık yorgunluktan ağrımaya başlayınca defteri kapatıp masayı toparladım. Bilgisayar kameradaki tüm görüntüleri flash belleğe aktarmıştı. Yarın bürodayken görüntülerin hepsini izleyecektim. Bilgisayarı kapattım ve kendimi yatağa attım. Telefonu elime alıp saate baktığımda saat 23.17'ydi. Alçin hâlâ gelmemişti. Telefondan rehbere girip abimi aradım. Telefon birkaç defa çaldı ve açılmadı. Şaşırmadım. Alçin'e mesaj yazmaya karar verdim.

Befru: Alçin saat geç oldu artık eve gel, yarın okula gideceksin bitanem.

Mesajı yazdıktan sonra pijamalarımı üstüme geçirdim ve o sırada mesaja cevap gelmişti.

Alçin: Yoldayız abla , yirmi dakikaya evde olurum.

Yirmi dakika uyanık kalabileceğimi düşünerek aşağıya indim. Askılıktan gri hırkamı alıp salondaki terasa çıktım. Pikapa Müslüm Gürses'in Sandık plağını koydum. İtirazım Var şarkısını ayarlayıp koltuğa geçtim. Bir sigara yaktım. Tüm gün içmemişliğin verdiği istekle derin bir duman çektim içime. Koltuğa iyice yaslanıp kafamı geriye verdim. Dumanı üfledim.

İtirazım var,
Yarım kalan sevgiye
Şu emanet gülmeye
Yaşamadan ölmeye, itirazım var.

Avukat oldum. Bir sürü mahkemeye katıldım. Gerek sanık, gerek tanık, gerek avukat. Hepsinde itirazım vardı. Ama hiçbir zaman ayağa kalkıp itirazım var demeye cesaret edemedim. Belki zamanında cesaret etseydim her şey daha farklı olurdu.

İlerdeki yoldan siyah bir SUV gördüm. Alçin geliyordu. Sigarayı söndürüp pikabı kapattım. Terastan içeriye geçip banyoya gittim. Hızlıca dişlerimi fırçaladım ve ellerimi yıkadım. Sigara kokusundan nefret ediyordum. Banyodan çıktığımda anahtar sesi duydum. Alçin'den önce davranıp kapıyı açtım.

Karşımda sadece Alçin'i görmeyi beklerken abim de kapının önündeydi. Onu görmeyi beklemiyordum.

✨✨✨

Merhaba. Kitapla ilgili görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim, ilk defa kitap yazıyorum. Elimden geldiğince titiz davranmaya çalışıyorum. Bu kitabın konusu aklıma 3 yıl önce düştü. Bir kere yazayım dedim sonra bıraktım ve öylesine durdu. 1 yıl önce aklıma geldi ve kurguyu kafamda tekrar şekillendirdim. Ama hâlâ arada kurguda unuttuğum kısımlar oluyor. Mesela şu ana kadar okuduğunuz ilk iki bölümü 2022 Ekim ayında yazmışım. Bu yüzden bazı yerlerde neyi kastettiğimi unutuyorum. Kusurlarım varsa affola.

Yıldızı parlatmayı unutma!✨

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TRABZANA TUTUNAN İPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin