Gözümü açtığımda karnın koynundaydım bir süre onu izledim.
Karan gözlerime baktı "Günaydın yavru kurdum seni fazla yorduysam kusura bakma pek bir şey hatırlamıyorum sarhoştum."
Elleni kalçama koydu ve sıktı.
O kadar güzel anılar yaşadık hiçbirini hatırlamıyor? Deli mi bu adam sarhoş olduğu için mi benimle oldu?
"İşe gitmem gerekiyor." Kol saatine baktı saat 9:07'di.
Beni koynundan yatağa yatırdı anlımdan öptü giyinme,odasına gitti.
Kolumda karnın el izi vardı büyük ihtimalle vücudumda da var.
Şu an aklımdan tek bir düşünce geçiyordu o fotoğrafı ve defteri bulmak.
Karan gömleğinin düğmeleri açık bir şekilde geldi girişteki aynaya bakarak iliklemeye başladı.
Bana baktı "Gece gelirim uslu bir kız ol." Son düğmesini de ilikledi.
Bana bir daha baktı,kapıdan çıkıp gitti.
Neden o fotoğrafı aldı elimden? Neden bu kadar büyük bir tepki verdi bizim düğün fotoğrafımızdı sonuçta yani öyleymiş...
Hizmetli bana güzel bir kahvaltı getirdi aynı zamanda ilaçlarımı da.
Kahvaltımı etmeye başladım bu lanet olası düşünceleri kafamdan atmaya çalıştım.
Kapı açıldı içeri doktor girdi her zamanki gibi kahve ve beyaz tonlarını giyinmiş üstünde de doktor önlüğü vardı bu onun mavi gözlerini, sapsarı saçlarını ortaya çıkarıyordu.
Önümde durdu "Bu gün fizik tedaviye başlıyoruz sana ilaç getirdik bu fizik tedaviyi kolaylaştıracak." Fizik tedaviyi nasıl yapacaktım?
"Kahvaltını bitirdikten sonra başlayacağız."
Çok sakin çok soğuk bu adam karan'ın tam tersi gibi geliyordu bana.
"Bir yıl komada kaldığın için sakat kalman kibar bir değişle uzuvlarının birkaçını kullanamayacağından endişeliyim doktorun olarak." Bir yıl koma mı? Nasıl ben nasıl komaya girdim?
"Hafıza kayıpları yaşıyorsun yakında yavaş yavaş hatırlamaya başlayacaksın yani ben öyle umuyorum."
Yolunu şaşırmış ördek gibi bakışlarım yüzünden bu konuşmayı yaptı sanırım.
Çatalımı daha fazla tutamadım tepsiye düştü gücüm yetmemişti.
Doktor yanıma yaklaştı tepsiden çatalı aldı ve yatağın köşesine oturdu.
Doktorun yaka kartı dikkatimi çekti "uzman doktor Emre Yalçın"
Çatalı domatese batırdı ağzıma götürdü domatesi ağzıma alıp çiğnemeye başladım.
"Büyük oranla kas kaybın var bunun için çalışmalıyız."
Uyanışımdan neredeyse dört gün geçmişti.
Kahvaltımı doktor yaptırdı ve tekerlekli sandalye ile bahçeye çıktık.
Havuzu görünce yanaklarımın alev gibi yandığını hissettim.
Doktor büyük bir çardağın oraya doğru yöneliyordu.
Çardağa vardığımızda bir tabüre çevresinde ise minderler vardı.
"Seninle bir haraket yapacağız tabureye otur gel bakalım." Beni kollarımdan tuttu ve bacaklarımı haraket ettirmeye çalıştı.
Tabureye oturdum
"Sırtını düz tut evet böyle el ve baş parmağını dışarı çevir,kürek kemiklerini kollarını geriye doğru çevirmeye çalış.Bunu bu gün 3 set yapacağız yani 30 defa.Seni zorlamak istemiyorum."
Dediklerini yapmaya çalıştım ilk denememde pek başarılı olmasam da gittikçe kollarımı haraket ettirmeye alışıyordum.
"Fizik tedavi iyi geçerse seninle kaslarını geri kazanman için spor yapmalıyız hatta iki hafta sonra yapabiliriz zaten bitecek fizik tedavi o güne kadar."
Yapmaya devam ediyordum ikinci setin yarısı bitmişti.Benim için çok zordu kollarım ağrıyor ve yanıyordu.İkinci seti bitirip üçünü sete geçmiştim sırtımı düz tutmak aynı zamanda kollarımı arkaya atıp haraket ettirmek çok zor geliyordu.
"İyi gidiyorsun." Üçüncü setin son haraketlerini yapıyordum.
Son haraketi de yaptığımda dengemi kaybedip minderlere düştüm doktor bana yardım etmedi "Kalkmaya çalış." Sesi beni gıcık etmeye başladı ters dönmüş kaplumbağa gibi kalakaldım ve kendin kalk diyor bütün deliler beni bulur zaten.
Kollarımı tabureye dayadım bacaklarımı kaldırmaya çalıştım ama sol bacağımı hiç haraket ettiremiyordum.
Doktor bunu anlaşmış olsa gerek yanıma geldi kalkmama yardım etti.
Tekerlekli sandalyeye bindirdi "Böyle kendini üç sette bırakırsan iyileşmen zor olacağa benziyor." Kayıtsız yüzüne baktım ona ben güçlüyüm demek istedim ama amına koyduğumun yerinde konuşamıyordum?!
Doktor beni çardaktan çıkardı tekerlekli sandalyeyle beni çardağın önünde durdurdu "Kalk bakalım bacaklarımızı çalıştıralım beraber yürüyüş yapalım." Ona baktım bu adama inat tek başıma yürümeye çalışacaktım.
Beni koltuk altımdan tuttu sandalyeden kaldırdı kolunu omzuna attı ve belimden tuttu.
Büyük bahçenin bir kenarında yavaş yavaş haraket ediyorduk çok sabırlıydı bacaklarımı atmama yardımcı oluyordu ama sol bacağımı haraket ettiremiyordum.
Doktor haraketlerimi inceliyordu.
"Oturalım." Soru yok mazeret yok sadece kesin bir emir.
Çardaktan fazla uzaklaşmamışken nasıl bu kadar yorulabildim?
Beni aynı şekilde geri götürmeye başladı
O sırada bir ses duydum "İşin bitti defol."
Kara'nın sesi her zamanki gibi alaycı değildi.
Yanımıza yaklaştı kravatı dağınık düğmeleri açık çeketi yok,nereden geldi bu?
Yanımıza geldi bana sarıldı boynuma yüzünü koydu doktora bakmak için kafamı kaldırdım çoktan bahçeden çıkıyordu onun işi bitmişti.
Onu kollarım ile itmeye çalıştım o sırada boynundaki kızarıklığı gördüm dayak mı yedi?
Bana daha fazla sarıldı ağırlığını bana verdi çimlere uzandık.
O beni üstüne çekti o sırada hızla atan kalbini duydum.
Ne oldu da bu kadar kızdı?
"Her şeyi batırdım." İşi kötü geçti sanırım diye geçirdim içimden.
Bir daha da bir şey demedi öylece çocuk gibi bana sarıldı.
Gözünden akan yaşı sildim bana baktı sonra saatine saat 11:54'tü.
Beni kucakladı kalcamdan tuttu bende boynuna sarıldım.
Bahçeden içeri girdik sağ tarafa yöneldi ilk kapıya girdi.
Kapıyı açınca simsiyah bir çalışma masası,duvarlar, dağılmış kağıtlar burası bir çalışma odasıydı.
Beni koltuğa oturttu ve masanın sandalyesine oturdu kendisi.
Kalemle kağıda bir şeyler işaretlemekle ilgileniyordu benimle ilgisini kaybetmişti.
Onu izliyordum muhteşem bir adamdı yani sanırım belki sadece yakışıklı olduğu için böyle düşünüyordum,Karan bütün kızların isteyeceği bir adamdı.
Birden sandalyeye yaslandı omuzlarını esnetti ve bana baktı bu adamın siyah öğrencilerinden kaçmak imkansız.
"Fizik tedavi iyi geçmişe benziyor.''
Ne diyordu bu adam?
"O kadar iyi geçti ki beraber el ele kol kola geziyordunuz." Gözlerindeki öfkeyi gördüm.
Sandalyeden kalktı koltuğun yanındaki çalışma masasına yaslandı.
"Hoşuna mı gitti? Benimle yürüyemiyor musun?"
Sol eli ile masayı sıktı.
Bir anda yakamdan tuttu "Cevap ver Hera!" Delirmiş gibiydi çok...Çok değişti...Gözlerimden yaşlar damlıyordu
"İstemiyorum demek çok mu zor Hera?" Sesi yumuşadı.
"Gel temizlenmen gerek." Beni kucağına aldı.
Delirmiş gibiydi alnından akan terleri gördüm saçları bile ıslanmıştı.
Sağa döndük ilk kapıyı görünce yaptığımız kaçamağı hatırladım...
İkinci kapıyı açtı kocaman bir küvet vardı.
İçeriye girdik ve kapıyı kapattı.
Beni küvete yatırdı "Sana sevişmemizin iyi olmadığını söylediğim için mi o adamla fingirdeştin? Bana ceza vermek mi istedin?" Suyu açtı,soğukluktan titredim.
"Bende sana ceza vereceğim." Küçük bir sırıtışla titredi dudağı.
Şu dolarken geceliğimi tek hamlede yırttı bir kenara attı kırmızı iç çamaşırlarım ile kaldım.
Eline bir banyo bezi aldı kırmızı bir duş jeli sürdü suyu kapattı.
Kolumu aldı bezle çitelemeye başladı boğuk sesle inledim canımı acıtıyordu.
Göğüsüme geldi aynı şekilde çiteliyordu.
Bezle sildiği yerele baktım kıpkırmızı olmuştu yanıyordu.
"Yapma..." Ağzımdan çıkan bu fısıltı ile durdu "Sesini özlemişim." Bezle diğer koluma geçti "Bazı şeyleri anlaman gerek." Daha sert silmeye başladı diğer kolumu o kadar sıkıyordu ki canım acıyordu.
"Sen sadece benimsin Hera sadece benim bunu anlamak bu kadar mı zor? Nasıl kendine dokandırırsın? Fizik tedavide de sana dokunmasına izin verdin değil mi?" Bu sözleri söylerken sinirini çıkarıyormuş gibi sertçe silmeye devam ediyordu gövdeme geçti.
O sırada kapıyı biri çaldı "Karan kes şunu midemi bulandırıyorsun." Doktorun sesi ile Karan bir anda kalktı bezi küvete, bacaklarıma attı "Beni mi dinliyorsun sen doktor bozuntusu?!" Kapıyı sertçe beni göstermeden açtı ve kapattı.
"Kızın üzerinde sapıkça fantazilerini gideriyorsun küçük kardeşim." Kara'nın bağırışına karşın o kadar sakindi kii "Bana bak karıma ne yapacağımı sana sormayacağım,biliyorum onda gözün var sana yüz vermesini engelliyorum." Bağırışı beni korkutuyordu.
"Kıza işkence ediyorsun onda gözüm yok ben işimi yaptım haplarını içiyor musun? Sana daha yüksek dozda bir hap gerekiyor."
"O lanet hapını içmiyorum ve gerekte yok deli değilim ben!"
"Burdan hiç böyle durmuyor,o kız senin sinir hastası olan sapık herifin biri olduğunu öğrendiğinde ne yapacaksın gene yaptığın gibi..." Sözü yarım kaldı kara'nın cığılığı duyuldu "Yakamı bırak fena olur Karan."
"Çeneni kapamayı asla beceremedin! Bu yüzden babam seni istemedi anne kuzusu!"
"En azından baban gibi sinir hastası olan sapık biri değilim."
"Kim köpeksin de bana sapık dersin? Bu kaçıncı oluyor abicim?"
"Laf dalaşına girmeyeceğim yıkıl önümden kıza ne yaptın kim bilir."
"İçeri giremezsin."
Cam kırılma sesi...Ne oluyor?
Kapı açıldı doktorun kayıtsız yüzünü gördüm.
"İyi misin?" Ne kadar aptalca bir soru.
Ceketini çıkardı beni küvetten kaldırdı ve sardı.
"Ne yaptı sana?"
Kollarımın kırmızılığını vücudumdaki morlukları görmüş olsa gerek şaşkın şaşkın bakıyordu utandım.
"Kusura bakma ben bir doktorum."
Ceketi ile sakladı vücudumu dokanmaya çekinerek kucağına aldı o an ellerinin ve vücudunun çok soğuk olduğunu fark ettim.Karan'ın tam anlamı ile tam tersiydi.Odadan çıktık Karan'ın boynundaki kanı gördüm "Ona bir şey olmaz merak etme az sonra kalkar bunu hak etti." Bana güven veriyordu bu iki adam nasıl kardeşler? Karan canımı nasıl yakabilir...Hem o kadar iyi hissettirip hemde kötü aynı zamanda acı verici nasıl hissettirebilir? Ona aşık mıyım yoksa acının,onun tutkusunun içinde hapis mi kaldım? Asansöre doğru yöneldik.
"Acın için buz ve ağrı kesici alacaksın,fizik tedavine yardım edeceğim yarın başka bir harakete başlayacağız." Asansöre binmiştik.
"Karan'a aşıksın bunun farkındayım ama sana zarar vermesine izin verme Karan delidir."
Az önce konuştukları şey...Nasıl olabilir?
Asansör durdu.
Karan'ın odasına girdik "Seni buraya getirdiğimi söyleme hizmetçi ile halledeceğim Karan ile uğraşamam.Sana söylediklerimi unutma."
Beni yatağa yatırdı üzerimi örttü.
Kapıdan çıktı.
Düşünceler beni sardı...
Karan psikopat mı? Doktor ile kardeşler ama anneleri ve babaları hakkında ne konuşuyorlardı? İki kardeşi ayırıyorlar mıydı? Karan gerçekten sapık mı?...Peki şu an noldu uyandı mı? Yarasına doktor bakacak mı? Bakmazsa daha kötü olursa ne olacak...