Bölüm 19- Yüzleşme

122 16 1
                                    

Doğa'nın ağzından;
Odam'da öylece yatıp hayatı sorgularken Sare teyzenin aradığını görüp hızlıca telefonu açtım. Nefes nefeseydi. "Noldu, Sare teyze.. Yaprağa bir şey mi oldu?" Yattığım yerden doğruldum. "Yaprak.. Bayıldı. Hastaneye geldik.. Gerçeği öğrendi. Öğrendi!" Sare teyze ağlıyordu.

"Ne gerçeği, Sare teyze? Hangi hastanedesiniz?" Sare teyze hastaneyi söyleyince telefonu kapattım ve hızlıca dolabıma yöneldim. Üstüme ne bulduysam onu giydikten sonra evden çıktım. Arabama bindim ve Demet'i aramaya karar verdim. Neyse ki ne olur ne olmaz diye Demet'le birbirimizi kaydetmiştik.

"Efendim, Doğa."
"Yaprak bayılmış, Sare teyzeyle hastanedelermiş." Demet bir iki saniye duraksadı. "Ne? Hangi hastane?" Hastanenin ismini söyledikten sonra Demet Ali ile beraber 10 dakikaya geleceklerini söyleyip telefonu kapattı. Saçlarımı karıştırdım.

Yaprak ne gerçeğini öğrenmişti? Bayılacak kadar ne olmuştu? Kafamı milyon şeyle şişirdikten sonra hastaneye varmıştım. Hızlıca arabadan indim ve hastaneye doğru ilerledim. Resepsiyona Yaprağın ismini söyledikten sonra kaldığı odayı buldum.. İçeri girdiğimde Sare teyze öylece oturmuş baygın yatan yaprağa bakıyordu..

Yarım saatin sonunda Yaprak uyanmıştı. Annesiyle tek kalmak istediğini söylediğinde odadan çıktım. Demet ve Ali kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Hemen yanlarına gittim. "Yaprak iyi mi?" Demet'in söylediğiyle kafamı olumlu anlamda salladım. "Annesiyle tek kalmak istediğini söyledi." Omuzlarımı silktim..

Yaprağın ağzından;
Bugün sırtıma büyük bir yük binmişti.. Biri gelip böyle bir şeyin yaşandığını söylese muhtemelen gülüp geçerdim ama günlük.. Günlük yalan söylemezdi. Kafamı çevirdiğimde annemin gözlerinden yaşlar aktığını gördüm. "Yap-" Annem konuşmasın diye sus işareti yaptım.

"Bana bunu açıklayamazsın, anne." Gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. "Kızım sana böyle bir şeyi açıklayamazdım, lütfen affet beni." Annem ellerime uzandı tutmak için.. Ne kadar dirensem de sonunda pes ettim ve annemin elimi tutmasına izin verdim. "Anne, çık. Lütfen git." Annem göz yaşlarını sildikten sonra yavaş yavaş oturduğu yerden kalktı ve dışarı çıktı.

Kendimi kötü hissediyordum. Gerçekten çok kötü bir haldeydim. Uykunun en tatlı haline kendimi bırakmak bu yükten uzaklaşmama yardımcı olacağını bildiğim için kendimi uykuya bıraktım..

Yarı uykuluyken annemin yine beni izlediğini gördüm. Derin bir iç çektim. "Yaprak, nolur konuşalım." Kafamı olumsuz anlamda salladım. Sadece bağırıp çağırmak istiyordum. Sesimi yükselttim. "Senin konuşmaya hakkın yok. Böyle büyük bir gerçeği nasıl benden saklarsın!" Annemin gözleri yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.

"Borca girmişti, sana çok kötülük yaptı baban ama bilmeni istemedi.. Ne kadar anlatsam da dinlemedi." Ellerim titremeye, nefesim daralmaya başladı. "Bana trafik kazasında öldüğünü söyledin!" Gözlerimden yaşlar akıyordu.
"Yapmak zorundaydım, anla beni."

Ellerim daha da titremeye başladı. Gözlerim karardı. Annemin ayaklandığını hissediyordum.. Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda serum tarzı bir şey takmışlardı koluma. Kaşlarımı çattım. Odanın kapısının açılma sesini duyunca irkildim. Demet gelmişti. Koltuğa oturdu ve ellerimi tuttu. "Annenin kolunu sargı bezi sardılar, merak etme daha iyi." Dudaklarımı büzdüm.

"Neden sargı bezi sardılar?" Ben baygınken neler olmuştu? "Hatırlamıyor musun? Sare teyzeye bağırmaya başladın, başka biri gibiydin sanki. Kolunu çizmişsin sanırım annenin. Tam bakamadım." Gözlerim doldu ve ağlamaya başladım. "Bana ne oluyor böyle."

Babama mı benziyorum yoksa? Sinir hastalığım.. Bu hayatta isteyecegim en son şeylerden biriydi. Babamın da sinirlendiğinde elleri titrer, gözleri dönerdi.. Ellerimle yüzümü kapattım. "Sadece şoktasın. Geçecek bunlar, güven bana." Demet ayağa kalktı ve saçlarıma öpücük bıraktı. Gülümseye çalıştım.

"Sen iyice dinlen, ben seni yormayayım." Kafamı salladıktan sonra Demet odadan çıktı. Kolumda ki sakinleştirici miydi? Yavaşça iğneyi çıkardım. Elimle ağzımı bastırdım. Bu yaptığım gerçekten acı vericiydi. Kaçıp gitmek istiyordum bu hastaneden. Yavaş yavaş yattığım yerden doğruldum. Kollarımda iki- üç tane çizik izi vardı. Gören gerçekten kendimi çizdiğimi falan düşünebilirdi.

Kapalı olan kapıyı yavaşça araladım. Şansıma kimse yoktu. Hastane kalabalığına karıştım. başladım. Hastaneden çıkınca tereddüt etmeden yürümeye başladım. Nereye gidecektim? umarım polisi falan aramazlardı.. Öylece boş sokaklarda yürümeye başladım. Güneşli havayı derin derin içime çektim.

Babamdan nefret ediyordum. Bizi bu duruma soktuğu için ondan nefret ediyordum! Küçücük bir çocuğu öksüz bıraktığı için nefret ediyordum, bir kadını dul bıraktığı için nefret ediyordum.. Travmalar bırakıp defolup gittigi icin babamdan nefret ediyordum!

Düşüncelerimden arındım ve sahil'e doğru ilerlemeye başladım. Saat akşam yediydi. Sahile vardığımda iki- üç kişi dışında kimse yoktu. Kumlara oturdum, dizlerimi kendime çektim ve sadece denizin seslerine kendimi bıraktım..

-
BÖLÜM SONU!

Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın lütfen...

Lütfen oy vermeyi unutmayın! Gelecek bölümde görüşmek üzere🫂 |

No: 209Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin