Keyifli okumalar🤍
Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın 🤍 🌼
Zamanın durduğunu hissettiğim saniyilerde kalbim ağzımda atmaya başladı. Hiç birşey hissedemezken, ne olduğunu anlamaya çalıştım. Silah sesi bütün bedenimi etkisi altına almış, hareket dahi edemiyordum.
Başımı ağır ağır duvardan çekerek ellerimin arasındaki silaha çevirdim. Baş parmağımın ucundaki kanı görmemle kirpiklerim titremeye başladı. Yutkundum. Silahtan çıkan kurşun boşa değil tamda Baran'ın omzuna isapet etmişti.
Avucumdaki silah sertçe çekilirken Baran benden uzaklaştı. Ayak parmaklarım dahi hareket edemezken onu izliyordum. Konuşmak için kendimi zorlamaya çalıştım ama olmuyordu. Kan hangi ara parmaklarıma bulaşmıştı bilmiyorum. Ellerimde Baran'ın kanı vardı.
Dudaklarıma değen tuzlu suyla gözlerimi kapattım. Ben kendimi öldürmek isterken onu vurmuştum. "Bir daha sakın bunu deneme" ilk defa bu kadar sert sesini duymamla gözlerimi açtım. Üzerindeki siyah gömleğin son düğmesini sinirle açarken kapı çalmıştı.
Elleri düğmede dururken dilini yanağında yuvarladı. "Sakin " diye mırıldandı ellerini yumruk yapıp açarken.
"Müsaitmisiniz" diyen Beritan ablayla kendimi gelerek yüzümdeki yaşları sildim. "Kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama Arjin anam silah sesini duyunca çarşafı almam için beni gönderdi" duyduklarımla sinirim tekrar gelmeye başlamıştı. Benim annem daha yeni ölmüşken gerçekten böyle bir şey yapacağımı mı düşünüyordular.
"Silah o yüz-"
"Bekle az yenge " Baran gömleğini üzerinden çıkardıktan sonra yatağın yanına geçti. Kanlı kısmını beyaz çarşafa çok az sürerken ona hayretle baktım. "Gerçekten mi " yüzüme dahi bakmazken çarşafı çıkartıp kapıya yürüdü.
Gövdesini kapının arkasına saklarken elindeki çarşafı uzattı. "Ben özür dilerim rahatsız ettim siz şey edin şey derken yani devam edin ay aman iyi geceler " kapıyı kapattıktan sonra tekrar gözlerim omzuna gitti.
Kalbimde hafif bir sızı oluşurken onu merak ettim. "Mecbur olmasaydım böyle birşey yapmazdım. Annem sabah başına çarşaf diye üşüşür en azından dilinden kurtulmuş oldun. O çarşafın kana bulanması lazımdı " bir iki saniye susarak yüzüme dikkatle baktı.
"Her türlü o kan benden akacaktı, gerek kalmadı. Daha önce akıtman gereken kanı bu gece akıttın. " Üzerime doğru yürürken bir adım geri gittim. Yanıma yaklaştığında yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Ama senin kanın benim ellerime bulaşsaydı bu kadar sakin kalmazdım. Bir daha sakın bunu deneme " benden uzaklaşarak odanın içindeki banyoya ilerledi.
"Ha-hastaneye gidelim " adımları dururken arkasını dönerek bana baktı. Dudaklarında alaylı gülüş oluşurken "Merak ediyormuş gibi davranma " tekrar banyoya ilerlediğinde "Hastaneye gidelim fazla kanıyor " dedim.
Kanlar yere damlarken gerçekten onun nasıl böyle durduğunu merak ediyordum. Anlamdıramadığım bir sızı kalbimde varken onun iyi olmasını istiyordum. Neden böyleyim bilmiyorum ama onun canının yanmasını istemiyordum.
"Sıyırmış sadace bir şey yok. Duş alacağım ben sende uyu"
"Ne duşu ya görmüyormusun şu halini. Gidelim hastaneye baksınlar" cevap vermeden banyoya girdi. Ne yapacağımı bilmiyorken etrafa bakındım.
Banyodan gelen su sesiyle elimdeki kana baktım. Kendimi öldürüp bu saçma sapan durumu bitirmek istemiştim ama olmamıştı. Herşey benim doğumumla başlamıştı belkide dedeminde sürekli dediği gibi ben nereye gitsem,ne yapsam uğursuzluk getiriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazgı
General Fiction"Ölüm emri düşmüştür! Bebek eğer kız olur ise torunum Baran ile evlenecek! Eğer erkek olur ise ölüm emri hüküm sürecektir." İki masum çocuğa büyük bir aşkın bedeli ödetilmek için o gün yeniden bir yazgı yazılmıştı.