1.Bölüm

504 33 22
                                    

Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz 🤍🌼

Bu topraklarda kız olarak doğduysan eğer susacaksın ve herşeye boyun eğeceksin. Her bir köşesinde kan olan bu topraklarda kadınlara sadace susma hakkı verilmiş, erkeklere ise sonuna kadar kadını ezme. Sesini çıkardığın an boynuna bıçağı dayamış olursun. Ben Berivan Dilberhan! Boynunda bıçakla gezen kadın.
Benim hikayem annemin rahmine düştüğüm an başkaları tarafından kara kalemle yazılmıştı...

Gecenin karanlığı bütün sokağı etkisi altına alırken soğuk havayı derince içime çektim. Hafif esen rüzgar siyah saçlarımı savururken, tırnaklarımı avucuma bastırmaya devam ediyordum. Gözlerim ağlamamak için direnirken kulağıma kısık sesle çalan şarkının sesi doldurdu.

"Alnıma yazılmış bu kara yazı
Kader böyle imiş ağlarım bazı
Gönül ey ey ey sebebim ey"

Şarkının sözleriyle birlikte gözlerimi sıkıca birbirine bastırdım. Bacaklarım titremeye başlarken daha fazla dayanamayarak gözyaşlarımı serbest bıraktım. Ağzımdan hıçkırık kaçtı.
Aşağıda,avludaki insanların sesimi duymaması için işaret parmağımı dudaklarımın arasına koyarak ısırdım.

"Yarın akşam uygundur. Gelin alın emanetinizi " babamın söyledikleriyle birlikte parmağımı dahada ısırdım. Allah hepinizin belasını versin!

"Berivan!" parmağımı dudaklarımdan çekerek gözyaşlarımı sildim. Saçlarımı hızla düzeltirken kendimi toparladım. "Ne yapıyorsun burada " omuz silkerek balkonun demirliklerini sıkıca kavramış avludaki insanlara bakıyordum. "Kaderime boyun eğiyorum, sizin istediğiniz gibi" sesimi ben bile duymakta zorlanmıştım.

Eli omzuma değdiği an kendimi ondan uzaklaştırdım. "Yapma böyle abicim. Hem sen bilmezmisin Baran'ın sana olan sevdasını zamanla sende seversin onu " dudaklarımda hafif gülümse oluşurken " iki yıl geçmesine rağmen sen neden sevemedin Dilbazı" boğazında hafif yutkunma oluşurken gözleri insanlara çay uzatan Dilbazı buldu. Gözlerinde saniyelik şefkat görsemde hemen kendisini toparlayarak "Bizim durumumuz farklı " dedi hafif boğuk sesiyle.

Omzuna dokunarak "Hepimizin durumu aynı. Büyükler sana söz tanımadan karar verirler sende onlara boyun eğerek ömür boyu mutsuz olursun Aram abi" arkamı dönerek hızla yürüdüm. Balkondan çıkmak için bir adım atmıştım ki onun sesini duydum.

"Ben Dilbaz'a çoktan tutuldum Berivan sadace o farkında olmayarak kendisine eziyet ediyor. Sende bazı şeyleri kabullenemeyerek kendine eziyet ediyorsun."

***

"Herşey için özür dilerim güzel gözlüm " saçlarımı okşayan ellere tepkisiz kalırken saçlarıma bir öpücük kondurdu babam. "Uyuyor mu " annemin kısık çıkan sesiyle babam yatağımdan kalktı.

"Uyuyor " annemin de yanımıza geldiğini boş odada yankılanan ayakkabı sesiyle anladım. "Biz ne yaparsak yapalım bizi asla affetmeyecek" asla affetmeyecektim.

"Bir gün bizi anlar belki " dedi babam çaresizce. "Bizim sevdamızın bedelini en ağır şekilde ödüyor"

" İkinizide kaybedemezdim kabul etmemekten başka çarem yoktu"

***
20 yıl önce...

Büyük dede avluda tesbihini çekerken derince düşündü. Ölümden başka yol yoktu! Kız hamile ve üstüne üstelik düşman aşirete kaçmıştı.

Diğer dede ise kenarda öylece oturmuş boşluğa bakıyordu. Yine bir sevda mahşere kalacaktı. Yıllar önce onunda sevdiği kadın bu topraklarda sevdası uğruna ölmüştü. İki genç daha bulunmadan hüküm verilmişti. Ölüm!

Bacağına dokunan minik elle kendine gelerek torunu Baran'ı kucağına aldı. "Duymadın beni dede" dedi çocuk mızmız çıkan sesiyle.

"Berd-" sözünü hızla kesti Mardin'in en acımasız dedesi Ağir Ağa. "Berdel olmayacak! Böylesine ucuz bir ceza onlara verilemez! Eğer ölümden daha ağır bir ceza geliyorsa aklınıza buyrun söyleyin" dedi avludaki bütün ağalara.

"Dede biri yaramazlık mı yaptı ne cezası" Mardin'in en merhametli dedesi olarak bilinen Baran Ağa ise kucağında aynı ismi taşıdığı torununa baktı. "Hem yaramazlık yaptı diye ölüm cezası verilir mi " diye sordu korkarak çocuk. Kendisi sürekli yaramazlık yapardı ya bir gün onada ölüm cezası verilirse diye korkmuştu. Beş yaşındaydı ama zehir gibi çocuktu.

Baran Ağa'nın şu an aklından binbir fikir geçerken torunu Berzanı nasıl kurtarabilir onu düşünüyordu. Berzan ona oğlundan kalan bir emaneti. Karşısındaki bu acımasız ağa kendi kızını göz göre göre ölüme sürüklerken onun birşey yapması lazımdı. Düşünmeden edemiyordu bir insan kendi kızını nasıl öldürebilirdi!

"Baran Ağam sesiniz çıkmıyor" diyerek hafif gülümsedi Agir ağa.

Kucağındaki torunu ona merakla bakıyordu. "Dede sana diyor adam birşey söylesene öldürmesinler yaramazlık yapanları. "

Baran Ağa aklına gelen düşünceyi sesli şekilde dile getirmesiyle birlikte Baran ve Berivan'nın kaderi kara kalemle tarihe yazıldı.

"Ölüm emri düşmüştür! Bebek eğer kız olur ise torunum Baran ile evlenecek! Eğer erkek olur ise ölüm emri hüküm sürecektir."

İki masum çocuğa büyük bir aşkın bedeli ödetilmek için o gün yeniden bir yazgı yazılmıştı.

Bölüm hakkında düşünceleriniz?









Yazgı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin