KALP AĞRISI | Ara Verildi

24.Bölüm

Yüzyüzeyken Konuşuruz - Tutun Sen Bana

Bölüm gelmeyecekti aslında fakat taslaklar hazırlamıştım bir tık elimde kaldı erken bayram hediyesi gibi dusunun iyi okumalar öptüümmm 🫶🫶💗💗

Bölüm gelmesi için 10 vote, 40 yorum

"Ay bu hala devam ediyor mu?" dedim salona geçerek. Annem televizyondan kafasını kaldırıp bana baktı. "Tabii ediyor kızım. Çekirdek yer misin?" diye sordu. Güldüm. "Yok anne. Afiyet olsun sana. Çıkmam lazım," dedim ve çantamı boynuma takarak evden aceleyle çıktım. Binadan çıkmamla kapının önünde arabasına yaslanmış Emre'yi görmeyi beklemiyordum.

"Günaydın." dedim. Sigarasından bir duman çektikten sonra kollarını açtı. Hızlı adımlarla kollarının arasına girmemle sigarayı yere atıp söndürdü. "Gün aydı." diye mırıldandı ve kafamı kaldırıp ona baktığımda yüzümü avuçları arasına alarak tüm yüzümü öptü.

"Şımarıyorum." dedim ve kollarımı ona sararak iyice sokuldum ona. "Şımar bakalım." diye fısıldadı kulağıma. Gülümsedim. Kollarımı boynuna dolayarak öptüm yanağını. "Bin hadi." dedi. Başımı salladım.

Arabaya bineceğim sırada arabanın yanındaki kediyi görmemle çömelerek onu sevmeye başladım. "Beyza?" dedi şaşkınlıkla. Yanıma gelip kediyi sevdiğimi görünce arkamda bekledi. Saçlarımda elini hissetmemle, ben kediyi severken, o da saçlarımla oynadı. Örgü yapıp bozuyordu. Beceriksiz!

"Emre," dedim kafamı kaldırıp ona bakarak. "Söyle güzelim." dedi.

"Ne yapıyorsun saçlarımla?" dedim gülerek. "Örgü yapmaya çalıştım da, olmadı." dedi omuz silkerek. Yerimden kalkarak güldüm. Ona sarılıp öptüm. "Aklımı alıyorsun. Arabaya bin," dedi. "Emree!" dedim heyecanla. "Söyle yavrum?" dedi.

"Şu kediyi alsak mı?" dedim. Kaşları çatıldı. "Nereden çıktı o şimdi?" dedi.

"Çok tatlı. Burada bırakmak istemiyorum," dedim. Bakışlarını benden kaçırdı. "Lütfeenn!" dedim şirinlik yaparak. "Beyza'm, güzelliğim benim. Bizimle gelsin gelsin de, nerede duracak?" dedi. 

"Halleder benim yakışıklı sevgilim." dedim. Gözlerini yumdu. "Belasın he." dedi farkında mısın der gibi.

"Kabul mü ettin?" dedim. Başını sallamasıyla sevinçle güldüm. "Seni çok seviyorum." dedim ve yanağını bir sürü öptüm. "Sırf izin verdim diye sevdiğini söylüyor ya. Allah'ım." dedi ve yüzümü ezberlemiş gibi bakıyordu. "Çok güzelsin be kızım ya." dedi ve dudaklarını dudaklarımda hissettim. Nefesim kesilmişti. Ufak bir öpücük bırakıp geri çekilmesiyle yutkundum. "Nefes al nefes." dedi gülerek. "Beni ilk defa öptün!" dedim şaşkınlıkla. Bakışlarında durgunluk sezdim.

"Ne oldu? Kötü bir şey mi söyledim?" dedim. Elimle elini tutmuş parmaklarımızı birbirine kenetlemiştim. "Hayır. Söylemedin, haklısın." diye mırıldandı ve göz kırpıp elimi bıraktıktan sonra şoför koltuğuna geçti.

Kaşlarım çatıldı. Aldırmayıp bende kediyi alıp ön koltuğa oturmamla, arabayı çalıştırmıştı. "Sen niye kapımın önündeydin?" diye sordum konuyu değiştirerek. "Ceren ile Ali erkenden çıkmış. Neden birlikteler anlamıyorum, bende hazır seni alayım dedim." dedi ve arabayı sürmeye başladı.

"Birlikte değillerdir belki." dedim ağzımın içinde. Bakışları beni buldu. Trafiğe girmiştik ve şuan kırmızı ışık yanıyordu. "Benden bir şey gizlemiyorsun değil mi?" dedi. En son ondan bir şey gizlediğimde olanlar aklıma gelince yutkundum. "Hayır." dedim. Gözleri kısıldı. "Yanakların kızardı. Bi' utanınca, bir de yalan söyleyince kızarıyor yanakların. Utandıracak bir şey demedim Beyza, demek ki yalan söylüyorsun?" dedi.