18. Bölüm

560 27 6
                                    

Leyla The Band - Yokluğunda

İçeriye giren kişiyle hepimizin bakışları orayı buldu.

Bir dakika ne?! Abimin eski sevgilisi Serra buradaydı. "Serra?" dedi abim şaşkınlıkla. Dudaklarımı birbirine bastırmamla ikisine bakmaya başladım ve ardından garip bir şekilde onlara bakan Ceren'e değdi gözlerim. "Selam Ali. Müsait değilsin galiba pek?" dedi ve bizleri işaret etti. "Maalesef. İşlerim var ya, sen ne için gelmiştin?" diye sordu.

"Benim seninle konuşmak istediğim bir şey var da.." dedi. Gözlerim kısıldı. Serra ve abimin ayrılması baya olmuştu. "Biraz dışarıda konuşalım mı Mert?" demesiyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Abimin ilk adını kullanıyordu. Evet abimin iki ismi vardı ve kimseye söylememişti bu ismi. Ailesinden ve Emre'den başka kimse bilmiyordu.

"Mert derken?" dedi Ceren. Olanları şaşkınlıkla izliyordu. "İlk adı. Ali'nin iki ismi olduğunu bilmeyecek kadar mı uzaktın tatlım?" dedi Serra ve dudakları kenara kıvrıldı.

"Yok bilmiyordum." dedi ve bakışlarını bana çevirdi. "Geliyorum." dedi abim ve birlikte dükkandan çıktılar. Ceren tırnağının yanındaki kabuğu soyarken, elimi eline koyup bunu yapmasına engel oldum. "Sakin ol." dememle alayla gülerek başını sallamakla yetindi.

"Bu ne ayak şimdi?" dedi Emre. Dudaklarımı büzdüm bilmiyorum dercesine. Ardından dizimle ritim tutmaya başladım. Hepimiz oturmuş abimi bekliyorduk. "Ben eve geçeceğim ya. Çok yorgunum zaten, başım ağrıyor az uyumak istiyorum. Kusura bakma daha da yardım edemeyeceğim Beyza." demesiyle kaşlarım çatıldı.

"Dükkanı dert etme yemekten sonra bizde çıkacaktık zaten. Dikkatli git yeter." dedim. Ayağa kalktı, yanıma gelerek yanağıma bir öpücük bıraktıktan sonra dükkandan ayrılmıştı.

Emreyle tek başımıza kalmıştık. "Barışırlar mı sence?" diye sordu Emre. "Sanmıyorum. Abim sevse söylerdi bize." dememle başını salladı haklısın dercesine. "Cerende bir tuhaflık mı var?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Ne gibi bir tuhaflık olabilir ki?" diye sordum. "Baksana Ali ve sevgilisini duyunca bi düştü morali sanki." dedi gözlerini kısarak. "Ay ne morali bozulacak. Kafadan atma Allah aşkına, öyle bir şey olsaydı senden önce ben fark ederdim. Benden kaçmaz." dedim ve göz kırpmamla gülmeye başladı. Şu gülüşe hayrandım ya.

"İnşallah öyledir Beyza. İnşallah yine bilip de bana söylemediğin bir şey yoktur." demesiyle alayla güldüm. "Bunu sana söylesek daha doğru olmaz mı? Senin benden gizlediğin bir şeyler var Emre. Hiçbir şekilde söylemiyorsun, aramız çok iyiyken bir anda uzaklaşıyorsun. Bunları neden yaptığını hiç anlayamıyorum, ama gizlediğin bir şeyler var onda çok eminim." dedim ve telefonumu elime alarak oyalanmaya başladım.

Aklım Cerende kalmıştı.

***

Ceren Özkan

İçeriye giren kızla hepsinin bakışları kızı buldu. Kız gerçekten de güzel biriydi. "Serra?" diyen Ali'nin sesiyle kaşlarım çatıldı. Kızı tanıyor muydu yani? "Selam Ali. Müsait değilsin pek galiba?" dedi ve bize baktı. Ali'nin bakışları beni buldu. "Maalesef, işlerim var gördüğün gibi. Sen ne için gelmiştin?" demesiyle Serra bakışlarını bizden ayırdıktan sonra Ali'ye baktı.

"Benim seninle konuşmak istediğim bir şey vardı da.." dedi. Ardından beni şaşırtacak bir şey söyleyerek, "Biraz dışarıda konuşalım mı Mert?" demesiyle yerimde kalakaldım. Mert mi demişti o? İyi de onun adı Ali değil miydi? Beyza'nın bakışları beni bulmasıyla ona bakmadan Serra ve Ali'ye kilitlendim.

Kendimi tutamayıp, "Mert derken?" dedim ve yutkundum. Serra bana sırıtarak, "İlk adı. Ali'nin iki ismi olduğunu bilmeyecek kadar mı uzaktın tatlım?" dedi hafif gülerek.

KALP AĞRISI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin