Bu akşam Jungkook'un sahne alacağı akşamlardan biriydi. Geçen haftaki sahnesine ne yazık ki gidememiştim. Uykusuz gözlerimin Jungkook'un üstünde gezinmesini ve o güzel sesinin beni okşamasını çok istemiştim aslında. Ruhumdaki çözümlenemeyen duygular buna engel olmuştu. Birkaç hafta içersinde bu kadar yol katettiğimize inanamıyordum bazen. Artık her gün Jungkook ile beraber çocuklarımızı parka çıkarma bahanesiyle parkta buluşuyorduk. Liseli aşıkları anımsatıyordu bu hallerimiz bana. Flörtleşmekten ise kesinlikle çekinmiyorduk artık. Arada bana ettiği tatlı iltifatları hatırladıkça kalbim bir çocuğunki kadar hızlı atıyordu.
Dolabımın karşısında ne giyeceğime bakınırken sıkıntıyla iç çektim. Sanki hiç kıyafetim yokmuş gibi hissediyordum koca dolabın içinde gözlerimi gezdirirken. Sonunda hoşuma giden bir şeyler bulduğumda sevinçle giyinmeye başladım. Siyah crop-top ve altına giydiğim dar pantolonumla aynanın karşısına geçtiğimde normalden daha genç göründüğümü fark ettim. Bu kıyafetler beni, üniversite çağlarındaki bir oğlan gibi göstermişti. Son zamanlardaki hissettiğim şeyleri yansıttığından mütevellit bu kıyafetleri giymeye karar vererek saçlarımı yapmaya başladım. Bu akşam güzel görünmeliydim. Jungkook, beni bizzat kendisi çağırmıştı çalıştığı mekana. Eğer gitmezsem bir daha parka çıkmayacağını iddia ederek onayımı almıştı. Bilmiyordu ki; o beni nereye çağırırsa çağırsın anında oraya giderdim.
Saçlarıma hafif dalgalar verdikten hemen sonra deri ceketimi giyenerek dairemden çıktım. Yakın olduğu için araba kullanmayı istemediğimden, kulağıma kulaklıklarımı takarak çıktım apartmandan da. Onun bölgesi olarak gördüğüm mekana giderken aklımda onunla alakalı en güzel düşünceler canlanıyor. Yüzümdeki aptal gülümsemeyle kulaklıklarımı çıkarıp önüne geldiğim mekandan içeri girdim. İçeri girdiğim gibi kulaklarıma dolan ses derin bir iç çekişi beraberinde getirdi. Bu sefer Jungkook sahnede tek değildi, arkasında bir müzik grubu bulunuyordu. Yanıma gelen kısa boylu kıza çevirdim bakışlarımı.
"Jungkook'un misafiri olmalısınız, sizin için masa rezerve etmemizi söylemişti. Beni takip edin lütfen."
Kaşlarım hayretle kalkarken yürümeye başlayan bedeni takip etmeye başladım. Benim onun misafiri olduğumu nereden anladığını çözememiştim. Belli ki Jungkook, belirgin bir özelliğim tarif etmişti beni. Jungkook'un tam karşısındaki boş masayı bana gösterdiğinde teşekkürlerimi sunup her zamanki gibi bir kadeh viski istedim. Onu dinlerken viski içmek, en büyük zevklerimden biri haline gelmişti. Kız yanımdan ayrıldığında gözlerim anında Jungkook'u buldu. Ona baktığımı ya da geldiğimi hissetmiş gibi kapalı gözlerini açıp benimkilerle buluşturdu. Bu ikimizinde hafif bir tebessümle birbirimize baş selamı vermemizi sağladı. Viskim geldiğinde deri ceketimi çıkartıp sandalyemin arkasına astım. Ceketin cebine koyduğum küçük not defteri ve kalemi de almayı unutmamıştım her ihtimale karşılık. Jungkook'u izlerken ilhamın nereden geleceği belli olmuyordu. Şarkısını bitirdiğinde arkasındakilere dönüp bir şeyler söylemiş, ardından müşterilere ufak bir mola vereceğini söyleyerek kalkmıştı oturduğu sandalyeden. Yanıma doğru adımlamaya başladığında, verdiği molanın sebebi belli olmuştu. Karşımdaki sandalyeye oturup önümdeki viski bardağını aldı eline. Aldığı bir yudumdan sonra bardağı tekrar önüme bıraktı. Her bir hareketini büyük bir dikkatle izliyordum o sırada.
"Geleceğini biliyordum." Dediğinde kıkırdamadan edemedim. Beni düpedüz tehdit etmişti, ayrıca onun uğruna deli olmam gibi bir gerçkek vardı. Nasıl gelmezdim ki?
"Ah, birileri çok kibar bir şekilde çağırdı beni." Yaptığım ima sayesinde gülmeye başlamıştı. Onunla beraber ben de gülmeye başlamıştım her zamanki gibi. Kısa bir sohbetin ardından sahneye tekrar çıktı, Jeon. Oturduğı uzun sandalyede, önündeki ayaklı mikrafona ara ara dokunarak başladı şarkısına. Gözleri aralıklı olarak bana değiyor, yüzünde oldukça çapkın bir gülümseme oluşuyordu. Aklımı almaya yemin etmiş gibiydi, kısacası. Jungkook'un güzel sesinden önce duyduğum melodiyle viskimden bir yudum aldım. Amy Winehouse söyleyecekti. Onun şarkısını Jungkook'tan duyacak olmak, kesinlikle ama kesinlikle benim için bir şerefti. Jungkook'un sesine benim şarkılarımdan daha çok yakışacak şeyler arasında Amy'nin şarkıları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue / Taekook
FanficKore'nin en iyi söz yazarılarından ve bestekarlarından biri olan Kim Taehyung kaybettiği ilhamını Jungkook'ta bulmuştur.