Burada tıkılı kalalı bir hafta oldu. Bugün çıkacakmışım. Lawliet öyle dedi. Yani bugün şu lanet olası polisiye kitabını bugün vereceğim. Bayağı zordu ama doğru bulduğumu düşünüyorum. Acaba L ne yapmıştır? Ellerim çok acıyor. Ne de olsa 7 gündür zincirleyim yani bu gayet doğal. Neyse baya açım. Yemek yememe az kalmıştır. Ben de o sırada cevabımı 8. Kez kontrol edeceğim. Evet birazcık fazla abartmış olabilirim bu iddeayı ama ne yapayım o surata panda işareti çizmek zorunlu. İsmimi söylemek istemiyorum. Kontrol edeceğim.
l Lawliet in ağzından
Bir haftadır onu izliyorum. Zaten kira olmadığını biliyorum. Ama yinede şüpheli ve çok bilgi biliyor. Kahveye uzanırken masanın üzerindeki polisiye dergiyi gördüm. Çözmem 1 saatimi aldı sadece. Ve cevabın doğru olduğundan eminim. Acaba o ne yapmıştır? İddeayı kazanırsa panda suratı çizecekti. Panda suratı diyince aklımdan çıkmayan bir cümle var. "Panda suratlı yakışıklı dedektif..." Bunu düşünmek bile yanağımı kızartmıştı. Bu aptal duygu nedir böyle. İçimde bir kelebek var sanki sırıtmak istiyorum garip. Bunu da araştırmalıyım. Kira olayında ise Misa ve Light dan şüphelerim daha da arttı. Gerçi bu sıralar Light çok masum davranışlar sergiliyor. Ama yine de rol olduğunu düşünüyorum. Bu iddea işinde kaybetmek istemiyorum. Panda suratı çizecek. Garip kız. Beni nasıl pandaya benzetir diye aynada kendime yarım saat baktım. Ve ilk defa kendi fotoğrafımı çektim. Uzun uzun inceledim. Ama yok bulamadım. Panda... Benzemiyoruz ki?! Bana mı öyle geliyor acaba. Ve ben bunu neden bu kadar taktım. Bu da *meçhul (Bilinmez demek.) Normalde insanlardan çok tuhaf ve kötü lakaplar alan ben neden buna bu kadar taktım. Panda derken tatlılık mı..? Hayır olamaz. Kesin beni çirkin bulduğu için demiştir. Ekrana gözüm kaydı. ..... A... Ama... ÇOK TATLI!! Çileğe benzeyen Dudaklarını büzmüş ciddi ciddi bulmacayı 8. Kez kontrol ediyor. Niye bu kadar taktıysa. Hmm. Çok şirin duruyor. Acaba bilerek kaybetsem mi? Ne..! Ben ne diyorum böyle. Kaybetmekten Nefret eden ben. Bu çok garip. Zaten adını biliyorum ama... Hayır olamaz sen kaybetmekten nefret eden birisin saçmalama. Ama neden böyle hissediyorum. Tanrım çok karışık. Vatari içeri geldi. Bana doğru baktı ve sırıtarak.: - Hala onu mu izliyorsun? - Evet. - Neden? -Bilmiyorum... Bu kararsızlık beni boğuyordu. Bilmediğim şeylerden korkardım ve ben bu aptal duyguyu bilmiyordum. Başımı mızmız ve çaresiz bir çocuk gibi derin bir oflama ile masaya koydum. Vatari gülerek: -Lawliet. Seninle benim oğlum olarak konuşmak istiyorum. - Olur benimde buna ihtiyacım var. -Nasıl etkiliyor seni? - Bilmiyorum o yanımdayken aklımın %60 hatta belki %70 ini kaybediyorum. Ben ona az önce yenilmeyi düşündüm. Ben. Kaybetmekten nefret eden ben. L lawliet. Kızarıyorum. Beyaz tenime renk getiren tek kız o. O güzel. Bazen ona bakmaya doyamıyorum. Ben... O bana panda dedi. Ben bunun için kendimi aynada iz... - Biliyorum Lawliet. 37 dakika boyunca hem de. Ona bakıp gülüyor ve kızarıyor sun. Bak oğlum. Benim için her zaman gerçek ve gurur verici bir evlat oldun. Seni hep oğlum gibi gördüm ve göreceğim. Bunu seninle Baba oğul konuşması olarak yapıyorum. Öncelikle duygular karışıktır. Onları elinle tutamazsın veya dokunamazsın. Bu sebeple senin gibi biri biraz duygulardan korkabilir. Ama korkma... Duygular çok özel ve güzeldir. Eğer korkmadan onların üzerine gidersen korkacak bir şey kalmaz. Bu kıza bariz aşıksın. Bence o da aynı şekilde. Bu yaşadığın şeyler hep aşk belirtisi. Onunla daha fazla vakit geçir. Mutlu ol. -Aşk . Hmmm. Çok teşekkür ederim Vatari ben de seni hep bir Baba olarak gördüm ve göreceğim. Her şey için sağol. -Lawliet bu arada eğer ciddi bir ilişkiniz olursa mutlaka Mello ve Near la da tanıştır. - A.. Doğru... Acaba onlar ne der. Bence onunla Mello ve Near ı tanıştırmalıyım. - Bence onlar ile iyi anlaşır. Bu arada Light ın zengin bir arkadaşı bir yatta doğum günü partisi veriyor. %99 Light da orada olur. Ama kesinlikle bir eş ile gidip araştırman lazım çünkü Light ve Misa beraber gidecekler. Yalnız başlarına. Şüpheli bir şey olacağı kesin. - Hmmmm. Demek öyle. Ben ve Matsui gideriz. Matsui ye bir peruk ile... Dur hayır bunu görmek istemem. Kiminle gideceğim ben? Vatari ekrana baktı ve güldü. -Elbise bile hazırladım ona. -Nee... Yani... evet. Mantıklı... Ne de olsa... - Yani... Deyip yine güldü. Neye güldüğüne baktığımda yanaklarım beni ele verdi. Tanrım pembe bana yakışmıyor. Ve yanaklarım pespembe. Diğer Ekip üyelerine Aika*(kızın adı) yı tanıştırdım. En çok Matsui tepki verdi. -Ohaaa. Kız çok güzel. Ne zaman çocuk olu... -Matsui Ryuzaki nın eşi değil. , diye sinirli bir şekilde azarladı onu bay Yagami. Baya utanmıştım bu sebeple bilgisayarın başına geçtim ve kahveli şekerimi (içinde 12 şeker olduğu için böyle dedim) içmeye başladım. Biraz sonra Matsui: - O zaman neden öyle bakıyorsun ona. Bunu demesiyle Ağzımdan kahve püskürtmem bir oldu. Şapşal Matsui. Baya Yagami durumu toparlamak için olsa gerek: - Yani..i baya güzel kızmış ve tatlı. Aranızda bir çekim var gibi... Ama yan..lış anlama yani... Neyse hoş kızmış. Nedense içimden bir ses zararsız diyor. Bu konuyu kapatmak adına ölen suçlulardan bahsetmiştik . Garip bir gündü. Neyse. Aika... Aşk şarkısı demek Japoncada. Çok hoş. Bakalım yarın iddeayı kazanacak mı?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
796 kelime. Naber canlar.🖖. Baya yazdım.ama nedense hiç sıkılmıyorum🙈 Valla yazdıkça yazasım geliyor👁️. Neyse en çok Mello ve Near ile tanışma kısmını heyecanla bekliyorum 😻😻😻👄. Lütfen 💅 yıldıza baş 🌟 ve yorum yap 🙉😇 güzel insan 😘💌💋💌. Sakın ölmeyin💩 by😙💨💓🖖🖖🖖🌟👁️👄👁️💋
