TANITIM: İPTİLA

36 20 0
                                    

YAYIN TARİHİ: 10.05.2024

Yıllardır aklımda ve taslaklarımda olan bu hikâyeyi sonunda sayfalara dökebildim. Keyifli, uzun soluklu bir yol diliyorum hepimize. Umarım bu yolda bana arkadaş olursunuz.

Başladığınız tarihi buraya bırakır mısınız?

Düşüncelerinizi ve desteklerinizi bekleyeceğim.

İyi okumalar. 

⸻⸻⸻⸻⸻⸻

"Daha küçüksün, Derin," dedi gözlerimin içine bakarak. Kelimeleri aramızdaki sessizliği parçalayarak dağıttı. Cümlesinin devamı gözlerinden okunuyordu. Belki de ben onu artık çok iyi tanıyordum, konuşmasına gerek kalmadan anlıyordum. 

"Tüm bunları aşk sanıyorsun ama değil. Bir zaman sonra geçecek bir heves." 

Bu soğuk şubat gecesinde beni hava değil, sözleri üşüttü. 

Ona nasıl baktım, bilmiyorum ama gözlerindeki ifadenin çok kısa bir an parçalandığını gördüm. Gördüğümden daha fazlasını yaşadığını hissettim. Ama bu öyle kısa bir andı ki yeniden o düz, duygusuz ifadesini takındığında kendime bile kanıtlayamadım gerçekliğini.

Kelimelerimi toparlayabilmek için miydi aldığım derin nefes, içimi yakan bu hissi hafifletmek için mi? Emin olamadım. Göğsüm soğuk havayla şişti ama ben içimin ezildiğini hissettim. 

Yaşımı küçümseyebilirdi, beni küçümseyebilirdi, en yakın arkadaşının kardeşi olmamı öne sürebilir ya da direkt beni sevmediğini, peşini bırakmamı söyleyebilirdi. Bunlara izin verebilirdim belki ama hislerimi küçümseyemezdi. Sevgimi küçümseyemezdi. 

"Sakın," derken işaret parmağımı havaya kaldırdım ve sert göğsüne bastırdım. Az önce hissettiğim kırgınlık ağzımdan çıkan bu kelimeyle birkaç adım gerilemiş, yerini salt bir hınca bırakmıştı. Ona diyecek o kadar çok şeyim vardı ki... Ne diyeceğimi seçmekte zorlanıyordum. "İstediğini söyle, istediğini yap ama bir daha sakın hislerimi küçümseme."

Bu çıkışım onu şaşırtmış olacak ki gözlerindeki ifade dağıldı. Yerini daha net, daha çıplak bir duyguya bıraktı ama ben ne olduğunu çözemedim. 

Bir şeyler demesini bekledim birkaç saniye. Aramızdaki sessizliği bozmadı, ben de cevabımı bu sessizlikte buldum. Ne dersem diyeyim onu ikna edemeyecektim. Basit bir duygu sanıyordu kalbimde kalbimden çok yer kaplayan bu aşkı. 

O an yapmam gereken tek şeyi yapmaya karar verdim. 

Ona istediğini verecektim.

"Tamam," derken dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kaydı, çenesinin kasıldığını gördüm. Sözlerime devam etmeden önce bu manzaranın tadını çıkardım. Belki de ona bir daha bu kadar yakın olamayacaktım. Belki de ona bir daha yakın olamayacaktım. "Sen haklısın. Belki de gerçekten hevestir." Heves kelimesinden nefret ettiğimi fark ettim. "Uzak duracağım artık senden. Bu şey her neyse geçip gidecek."

Bunu beklemediği belliydi. Yine de bunu belli etmedi. Kafasını ağır bir şekilde aşağı yukarı salladı. 

Bir adım geri çekildim ve "Aramızda kalacağını biliyorum," dedim. Neyden bahsettiğimi anladı. Bu konuyu konuşmak istemediğim için cümleme devam ettim. "İstediğin gibi olacak, merak etme Savaş abi." 

Bilerek gözlerimi kaçırmış, yüzünü görüş alanımdan çekmiştim. Ona bir daha bakmadan arkamı döndüm ve eve doğru ilerledim.

Arkamda bıraktığım Savaş'ın içinde kopan fırtınalardan habersiz bir şekilde yürürken bilmiyordum. 

İstediğini sandığım şey, hatta onun dâhi istediğini sandığı şey zamanla nefret edeceği şeye dönüşecekti.

Gün gelecek Savaş Atasoy, küçümsediği aşkım için yanıp tutuşacaktı.

⸻⸻⸻⸻⸻⸻

Bol çekişmeli, dişli ama aynı zamanda içimizi sıcacık yapan, dolu dolu bir aşk hikâyesi okuyacağız birlikte. 

Birinci bölümde görüşmek üzere. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İPTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin