Neslihan sıkıntılı bir şekilde yemek masasından kalkmıştı. Bir hafta önce hastaneden taburcu olan Serhan tekrar eve gelmişti. Çocukları kırmamak için aldığı bu karar Neslihan'ın artık çok canını sıkıyordu. Adamın gereksiz şakaları,imaları kadını sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyordu. Neslihan'ı üzen şeyse çocukların bu halini görmeyişiydi. Görünmüz gibi hissediyordu kendini evin içerisinde.SERHAN: Anneniz yine bir aile yemeğini tamamlamamıza engel oldu çocuklar. (İtici bir şekilde gülümsüyordu adam. Çağla ve Ece birbirlerine bakarken, bahçeye çıkan kadının peşinden bakıyordu Alaz. Derin bir nefes aldı ve babasına döndü Alaz)
ALAZ: Bence daha fazla katlanamadığı içindir. (Ayaklanmış ve dışarıya çıkan kadının ardından o da çıkmıştır. Neslihan'ln topuklularını çıkarıp yalın ayak bahçeye yöneldiğini görür Alaz) Anne! (Seslenmesiyle kadın duruksar,peşinden hemen kadının yanına varır. Neslihan'ın yanaklarındaki ıslaklığı sildiğini görür ve kaşları çatılır)
NESLİHAN: Bir şey mi oldu oğlum? Bitirmemiştin yemeğini. (Gülümsemeye çalışır)
ALAZ: Çok aç değildim zaten ben. Sen üşütmez misin böyle? (Ayaklarına işaret eder)
NESLİHAN: Bir şey olmaz bana. (Alaz'ın bir şey söylemek isteyen halini görüyordur) Ne oldu? Söyle bakalım. (Kollarını önünde birleştirir ve oğluna döner)
ALAZ: Yani bir şey söylemek istemiyorum. (Ensesini kaşır) Sadece sana sarılmamı ister misin diye soracaktım. (Neslihan gülümser) Sarılayım değil mi? (Kadın kafasını olumlu yönde sallar ve kollarını açar Alaz'ın sarılması için)
NESLİHAN: Gel sarıl bakalım. (Alaz annesine sarılırken Neslihan kafasını oölunun göğsüne yaslar ve gözlerini kapatır. Annesinin saçlarını okşar Alaz) İyi misin sen? (Hafifçe kafasını kaldırıp göz-göze gelmeye çalışır)
ALAZ: İdare eder. (Annesine bakar o da ) Sen iyi misin? (Neslihan bu soruyu beklemediği için gözlerini kaçırır) Değilsen (İnadını zorlayarak annesiyle konuşmaya çalıştığı çok bellidir) Dinlerim seni.
NESLİHAN: Oğlum dinleyeceğin konular,seninle konuşmamam gereken konular. Anneler oğullarına değil,oğullar annelerine dertlerini,sorumlarını anlatsa daha iyi olmaz mı? (Konudan kaçıyordur Neslihan,Alaz bu kaçışı kendinden çok iyi biliyordur) Nasıl oldunuz Asiyle? (Merakla bakar kadın) Aldın mı gönlünü kızın? (Alaz da gözlerini kaçırır aynı annesi gibi) Almamışsın belli. Ben sana ne demiştim? Bir kadının kalbini kırarsan,kalbini kırarım dimi oğlum? (Kaşları çatılmıştır) Benim oğullarım böyle bir şey yapamaz. Ayrıca Asi seni çok seviyor,sende onu seviyorsun. Değil mi? (Başını sallar genç çocuk) Bak,aşk geç kalınmaması gereken çok değerli bir şey birtanem. (Tekrar tebessüm eder) İnsan bir kez o şansı kaybettiğinde,tekrar kazanması çok güç oluyor.
ALAZ: Doktor ve sen gibi yani? (Neslihan bunu beklemediği için bir an duruksar ama gülümser. Başını olumlu yönde sallar)
NESLİHAN: Evet,Güven ve ben gibi. (Saçlarlnı geriye atar ve esen rüzgara çevirir yüzünü) Bizim için belki de çok geç. (Alaz annesinin sesindeki o burukluğu hissediyordur. Annesini paylaşamama duygusu hala içinde kendini belli etsede,kadının üzülmesini dü istemiyordur) Ama sizin için geç değil,siz daha çok küçüksünüz,gençsiniz oğlum. Bak Asi'nin zaten yaralı olduğu bir sürü konu var. Bu kız çok güçlü,sen onu öyle kolay kolay incitemezsin samıyorsun ama aşktan gelen her darbe insanı düşündüğünden çok daha fazla incitir. Bu yara kapanmaz,düşündükçe daha çok kanatırsın. Özledikçe daha büyür mesela,bitmez bu incinlik,kırgınlık. (Alaz annesini dinliyordur) Gidip özrünü dilesen,kalbini geri kazanmaya çalışsan yine kazanan sen olacaksın. Çünkü aşk bir kişinin kazanan olduğu bir savaş değil. İki tarafta ya kaybeder ya da kazanır. (Alaz'a bakar Neslihan ve yaklaşıp ellerini yanaklarına koyar) Tamam mı benim malaz oğlum? (Gülümseyerek)
ALAZ: Tamam. (Gülümser ve annesinin avcunu öper) Anladım.
NESLİHAN: Ben içeri geçiyorum,esiyor sende çok durma. (Kadın oğlunun saçlarını ve yüzünü okşar ardından içeriye yönelir)
ALAZ: Anne. (Bir an için içinden geçenleri söylemek ister) Belki seninde iyileşmek zamanın gelmiştir. Ne dersin? (Neslihan ayakkabılarını eline alırken duymuştur bu sözleri,tebessüm eder ve oğluna bakar) Sonuçta elde sağlam bir doktor da var. (Kadın güler,anlamıştır Alaz'ın imasını)
NESLİHAN: Belki. (Derin bir nefes alır) Zamanla göreceğiz.