7

118 15 10
                                        

"O benim siyah incim

Bir haritaya ihtiyacım yok, kalbim beni sana getiriyor

Önümdeki yol tehlikeli olsa da artık kendimi durduramıyorum

Seni unuttuğum bir saatlik bir süre bile yok

Uzaktaki ufukta eğer sadece seni görebileceksem baktığımda

Yelkenlerimi açıp rüzgarı yolun sonuna kadar kullanırım titreşen su yüzeyini sakinleştirip

Karanlıkta bir çiçek açıyor, ay denizin üstünde yükseliyor

Bu gizemli yerde, benim güzel siyah incim"

diye okudu adam elinde tuttuğu kağıttaki yazan sözleri. Hepsini okumamıştı ve bu kadarı bile bu sözleri satın almaya ikna etmişti onu.

Jongin merakla ona doğru adım attı. Yazdığı sözleri adamın gerçekten beğenip beğenmediğini merak ediyordu çünkü yüz ifadelerinden hiçbir şey anlayamamıştı.

"Neden durdunuz Bay..." dedi Jongin cümlesini tamamlayamayarak. Çünkü henüz tanışmamışlardı. Daha doğrusu karşısındaki adam doldurmuş olduğu formdan dolayı her ayrıntısını biliyordu onun. Ama Jongin hayatında hiç görmemişti adamı.

"Doh Kyungsoo" dedi adam.

"Bay Doh, eğer sözleri beğenmediyseniz dile getirin lütfen. Elimden geldiğince en iyisini yazmaya çalışırım" dedi Jongin büyük bir gerginlikle. Bu işi kapması gerekiyordu çünkü önüne çok güzel imkanlar açabilirdi. Gerçekten büyük bir fırsat düşmüştü eline.

"Jongin, bu sözleri nasıl yazdın?" diye sordu Kyungsoo elindeki kağıdı masaya koyarak.

"Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu Jongin.

"Neyden esinlendin? Yazmış oldukların gerçekten etkileyici" dedi Kyungsoo şaşkınlığını gizleyemeyerek. Kocaman açtığı gözlerle tam yanında ayakta duran Jongin'e bakıyordu.

"Şey sadece odamda oyun oynarken yazdım" dedi Jongin. Ardından Kyungsoo'nun gözündeki parıltının sönüşüne tanıklık etti. Galiba istediği cevabı verememişti.

"Daha estetik bir cevap beklerdim" dedi Kyungsoo dürüstçe.

"Özür dilerim Bay Doh!" diye bağırdı Jongin kendine hakim olamadan. Yaptığı gereksiz heyecan onu hayatının her yerinde rezil etmişti.

"Bağırmana gerek yoktu sanki?" dedi Kyungsoo acıyan kulağını tutarak.
"Sözleri beğendim ve satın almak istiyorum" diye de ekledi.

"Gerçekten mi?!" dedi Jongin şaşkınlıkla.

"Evet" dedi Kyungsoo kısa ve net bir şekilde.

"Artı olarak sana şirketin kartını vereceğim" dedi Kyungsoo ve cebinden kartı çıkartıp Jongin'e uzattı. Jongin tek hamlede kartı kaptı ve başından beri kendi odasının kapısına yaslanıp onları izleyen Chanyeol'a el salladı.

"Bu kart ne anlama geliyor?" diye sordu Jongin.

"Bu sözleri menajeri olarak çalıştığım sanatçımıza ileteceğim. Onunda beğeneceğinden eminim ama yine de işimin şartı gereği sormam gerekiyor. Kartta yazan numarayı kaydedersen iyi yaparsın çünkü birkaç gün içinde seni bu numaradan arayıp güzel bir haber verme olasılığım çok fazla" diye yanıtladı Kyungsoo tek nefeste.

"Çok teşekkür ederim!" dedi Jongin hızla koltukta oturan Kyungsoo'nun önünde eğilerek.

"Şimdi müsadenizle ödemeyi yapacağım" dedi Kyungsoo ve cebinden çıkarttığı parayı masaya koydu. Gördüğü karşısında Jongin'in gözleri sonuna kadar açıldı.

"AMA BU ÇOK FAZLA!" dedi Jongin sesini tekrar yükselterek.

"Bir daha bağırmayın lütfen!" dedi Kyungsoo sesini sertleştirerek. "Size emeğinizin karşılığını veriyorum işte" diye de ekledi.

"Ay kusura bakmayın gerçekten tekrar özür dilerim" dedi Jongin, Kyungsoo'nun önünde tekrar eğilerek.

"Artık gidiyorum ben. Dediğim gibi numarayı kaydedin lütfen" dedi Kyungsoo ayağa kalkıp masadaki kağıdı getirdiği çantasına koyarak. Ardından Jongin'e ve Chanyeol'a saygıyla eğildi ve kapıya doğru ilerledi.

"Kesinlikle çok başarılısın. Lütfen bu iki günde birkaç söz daha yazmaya çalış çünkü kanıt olarak onları da göstermem gerekebilir" dedi Kyungsoo son olarak. Ardından apartmanın merdivenlerinden inerek gözden kayboldu.

Jongin kapıyı kapatır kapatmaz zıplamaya ve bağırmaya başladı. Masadaki paraları eline aldı ve etrafa saçtı.

"ZENGİN OLACAĞIZ AMINAKOYAYIM!" dedi büyük bir sevinçle. Chanyeol'a baktığında düşündüğünün aksine hiçbir tepki vermediğini gördü ve tek kaşını kaldırarak cevap bekledi. Ama Chanyeol duyduklarını sindirmeye çalışarak düşünceli bir şekilde dudağını ısırdı ve odasına doğru ilerledi.

"Noldu lan sana?" diye sordu Jongin, Chanyeol'un odasına girip yatağına atlarken.

"Bilmiyorum, çok garip hissediyorum" dedi Chanyeol düz bir sesle.

"Ya niye bu duruma canın sıkılımış gibi sezdim ben?" diye sordu Jongin.

"Galiba duyduklarım karşısında şoka girdim çünkü şuan çok mutluyum ama tepki veremiyorum" diye yanıtladı Chanyeol ve Jongin'in kahkaha atmasına neden oldu.

"Sen harbi nasıl yazdın bu sözleri? Bana falan mı aşıksın amınakoyayım doğruyu söyle, benden mi esinlendin?" diye sordu Chanyeol. Kendine gelmeye başlamıştı.

"Beni yakaladın!" diye yanıtladı Jongin. "Yatağın çok rahat, bugün seninle yatabilir miyim?~" diye de ekledi mızmız bir sesle.

"Hayır, geç odana" diye yanıtladı Chanyeol.

"Kalbimi kırdın, bunun üzerine bir şarkı daha yazacağım" dedi Jongin ve cebinden Kyungsoo'nun vermiş olduğu kartı çıkarttı. Telefonunu açıp numarayı kaydettikten sonra kartı Chanyeol'un göbeğine doğru attı.

"Bana niye attın?" diye sordu Chanyeol kartı alarak.

"Formu doldururken senin de numaranı yazmıştım. Aradıklarında ben açamazsam sen açarsın" diye yanıtladı Jongin.

"Yarın kaydederim" diye yanıtladı Chanyeol.

Jongin birkaç dakika daha orada kaldıktan sonra iyi geceler dileyerek uyumak için kendi odasına gitti ve Chanyeol'u düşünceleri ile baş başa bıraktı. O da ışığını kapatıp yatağına kendini attı ve yastığına sımsıkı sarılarak derin derin nefes aldı.

Kyungsoo her konuştuğunda aklına o gay femboy gelmişti ve bu durum canını çok sıkmıştı, gidip adamın yüzüne yumruk atıp evden kovası bile gelmişti ama sırf Jongin için sabretmişti.

"Kim olduğunu elbet bir gün öğreneceğim o yüzden şuan benim moralimi bozmana izin vermiyorum. Siktir git ucube!" diye bağırdı yastığını ağzına bastırarak. Ardından uykunun onu ele geçirmesine izin verdi.

Yıl olmuş 2024 hala Black Pearl dinliyorum var mı itiraz eden?

sakız :: chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin